Sosyal Medya

Makale

Oportünizmle sağduyu arasında

Terör eylemi planlayıp uygulamak basit bir iÅŸ deÄŸil. Ankara'da yaÅŸanan katliamın da geniÅŸ bir arka planı olduÄŸunu varsaymak gerçekçi olur. Önce bu tür bir eylemin siyasi açıdan 'faydalı' olduÄŸu deÄŸerlendirmesini yapıp, muhtemel farklı eylemlerle karşılaÅŸtırıp kararını vermeniz lazım. Bunu yaparken size yakın veya uzak diÄŸer aktörlerin desteÄŸinin veya tepkisinin de iyi hesaplanması gerek. Ardından yeri ve zamanı seçecek, azami sonuç alabileceÄŸiniz koÅŸulları belirleyeceksiniz. Nihayet bu türden bir intihar eylemi için doÄŸru kiÅŸileri seçecek, onları hazırlayacak ve ÅŸartların deÄŸiÅŸme ihtimaline karşı onları belirsiz bir konumda tutarken motivasyonlarının düÅŸmemesini saÄŸlayacaksınız. Bu kolay bir iÅŸ deÄŸil, çünkü bombacılar çok muhtemelen ideolojik açıdan karşı oldukları ve nefret ettikleri birilerini öldürmeye gitmeyecekler. Aksine hiç tanımadıkları, bilmedikleri insanları kendileriyle birlikte havaya uçuracaklar. Dolayısıyla bu kiÅŸileri eyleme razı etmek ve istim üzerinde tutmak, onları ayrılamayacakları bir organizasyonun içinde tutmayı becerebilmek demek…

Bunu kim yapabilir? Sorun ÅŸu ki bu artık profesyonel bir sektör ve 'taÅŸeron ÅŸirketler' var. DiÄŸer bir deyiÅŸle iÅŸi ısmarlayan ile eylemi yapan birbirinden çok farklı olabiliyor. DiÄŸer taraftan OrtadoÄŸu coÄŸrafyası ve Türkiye siyasetindeki marazi aktörleÅŸmeler böyle bir beceriye sahip otantik öznelerin de olabileceÄŸini söylüyor. Listeyi yazmaya Ä°ran ve Suriye istihbaratı ile baÅŸlayıp, IŞİD ile devam edebiliriz. Çünkü bunlar daha önce benzer eylemleri gerçekleÅŸtirdiler ve aynı niyeti taşıdıklarını gizlemiyorlar. Ardından PKK, MLKP, DHKP-C ve 1990'ları hatırlatan derin devlet giriÅŸimleri üzerinde de durulabilir. Ama organizasyonun gereksinimleri Ankara'daki intihar saldırısının yurt dışı kaynaklı olma ihtimalini çok yükseltiyor.

Amaç Türkiye'nin OrtadoÄŸu'da etkisizleÅŸmesi ve iç sorunlarına gömülmesi olabilir. Önümüzdeki dönemin yeni denklemlerinde Türkiye'nin pasif bir role mahkûm olması epeyce bariz bir istek. Bunun yanında iç siyasette de bazı istenen sonuçlar olduÄŸu söylenebilir: Kamuoyunu umutsuzluÄŸa sevk etmek, devlete güvensizlik yaratmak, hükümeti paralize etmek, otorite boÅŸluÄŸu yaratmak, iç barışı olanaksız kılmak gibi…

Katliamın tam da PKK'nın ateÅŸkes ilan edeceÄŸinin konuÅŸulduÄŸu, hükümetin ülke içinde IŞİD operasyonları yaptığı ve Türk uçaklarının Suriye füze sistemi tarafından taciz edildiÄŸi bir ortamda yapıldığını akılda tutmak lazım. Kürt meselesinin tamamen bölgesel gerilimin malzemesi haline gelmesinin bu katliamın yeri, zamanı ve hedefiyle doÄŸrudan iliÅŸkisi var.

Türkiye serinkanlılığını sürdürür, sivil siyasete sahip çıkarsa zamanla bu yarayı da saracaktır. Ama EskiÅŸehir'de polislerin linç edilmeye kalkılmasının gösterdiÄŸi üzere, olayı bir devlet/halk çatışması olarak sunma fırsatçılığı baskın çıkarsa, bu katliamın seçimlerin sonrasına uzanacak bir lanete dönüÅŸebileceÄŸini tahmin etmek zor deÄŸil. Türkiye bu dönemeci siyasi kurumlarının ve liderlerinin sorumluluk duygusu taşıyıp taşımadığına göre kolay veya zor geçecek. EÄŸer hükümetin sergilediÄŸi saÄŸduyu galebe çalarsa, toplumsal birliktelik duygusu pekiÅŸebilir ve barış kulvarı yeniden açılabilir. Görünen o ki içerde barış yolu açılmadıkça, dışarıda güçlü olmak zor.

Nitekim DemirtaÅŸ da bunu biliyor ve barış olmasın diye elinden geleni ardına koymuyor. Bu kadar umut beslenen bir genç siyasetçinin böylesine kısa sürede pespaye bir oportünizmin ve ahlaki zaafın içine düÅŸmesi gerçekten yazık…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.