Sosyal Medya

Makale

Navigasyon Cihazının Rehberliği

Son yıllarda sesli adres yönlendirme cihazları, araçların önemli bir parçası haline geldi. Uydu bağlantılı, Navigasyon isimli bu adres yönlendirme yazılımları cep telefonlarına adapte edilmesiyle ucu bucağı olmadığı izlenimi veren İstanbul’da dahi adres bulmak kolaylaştı…

 

Birçoklarına göre bir muhitin sakinlerden olmak, sorulan adresi bilmek ve tarif etmekle özdeştir. Bu, insanın mekânla kurduğu ilişkinin en önemli göstergelerinden birdir. Sorulan adresi tarif edemeyen “Ben buranın yabancısıyım” demiş olur. Hayatımızı kolaylaştırma iddiasına inanılarak edinilen ileri teknoloji ürünleri ne yazık ki sahibini günden güne çevresini gözlemeyi ihmal eder bir tembelliğe itiyor. Hele Navigasyon programlı cep telefonunun şarjı biten, birden her yerin yabancısı oluverir. Üstelik bir araç yardımıyla mekânla kurulan bu ilişki nedeniyle insan kendi muhitine bile gittikçe yabancılaşıyor. Bir de varılacak adres için muhatabınızın konum bildirmesi yine onun internete bağlanabilen akıllı(!) telefona sahip olmasını gerekli kılmaktadır. Mekân bilincine sahip olup üstüne bu araçlar sayesinde hayatı kolaylaşanlar tespitime katılmayacak belki de teknoloji düşmanlığıyla suçlanacağım. Ama bahse konu, teknolojinin algıları esir aldığı bir zamanda doğanların yaşayacağı çıkmazlardır.

 

Geçenlerde yapacağımız dost ziyareti için telefondaki adres yönlendiricisinin yardımına başvurduk. Bu programda bir bayan sesi üzerinden verilen komutlar birbirini izledi durdu. “Rotanız belirlendi” “Gideceğiniz adres yaklaşık 8200 metre mesafededir.” “150 metre sonraki kavşaktan sola dönünüz”… Bir an arabamızda İstanbul’u avucunun içi gibi bilen bir hanım rehberliğinde yolculuk ediyor hissine kapıldık…

 

Ama yine de gideceğimiz adresi, bu teknolojik yönlendirmeden çok, gözlem yoluyla bulma isteğimiz, Navigasyon cihazının rehberliğinin önüne geçiyordu. Asıl ilginç olan, söylenen yerden dönmeyip başka bir sapağı seçme ısrarımızın bu aracı küstürmemesiydi. Her itaatsizliğimiz sonrası gittiğimiz yanlış istikamete rağmen Navigasyon cihazı adrese ulaşmamız için bir an sessizce bekliyor. Sonrasında “Rotanız belirlendi” diyerek bizi bulunduğumuz yanlış noktadan gideceğimiz adrese yönlendirmeye devam ediyordu.

 

Bu son yıllarda rastladığım en doğru rehberlik tarifiydi. İnsanlara doğru yolu göstermeyi her şeyden önemli sayanlar, bu adres yönlendiricisi benzeri muhataplarının her türlü yanlış istikamete gitme ısrarına rağmen oradan “sıratı müstakim” e yönlendirme konusunda yeni konum ve rota belirlemeye uygun bir altyapıya sahip olmalıdırlar. Zira nefsin günaha düşkünlüğü ve şeytanlaşmaya katkıda bir beis görmeyenlerin çokluğu, sıratı müstakime davet etmek gün gittikçe güçleşmektedir. Bunun yerine tebliğine kulak vermeyenleri, fıtrattan uzaklaşmakla suçlayarak terk etmek, doğru yola davet ettiği iddiasındakilerin ve onları yönlendirenlerin yetersiz rehberliklerinin en açık göstergesidir.

 

(Ey Peygamber) O müşrikler bir türlü imana gelmiyorlar diye nerdeyse kendini helak edeceksin. (Şuara / 3) ayetinde insanlığı doğru yola yöneltme konusunda rehberimiz Resulullah, cehennemden kurtaracak çözümleri önermesine karşın muhatabın yanlışta ısrarı nedeniyle hidayetine sebep olamamaktan dolayı adeta kahroluyor. (Kuran’da benzeri iki ayet daha mevcuttur.) Bu prensibe göre doğru yola dönmekten ısrarla kaçınıp şeytanlaşmayı seçenlere yeni çözüm öneremeyen rehberlerin, çaresizlikleri sebebiyle üzülmeleri sünnettir.

 

Navigasyon cihazı, adreslerin tek tek girildiği ve haritalarda konumlandığı bir ana belleğe bağlıdır. Her gün yenilen bu verilerle,  aracın bulunduğu konumdan belirlenen adrese hızlıca yönlendirmesi sağlanır. Peki, şeytana rağmen insanları doğru yöne sevk etmeye çalışanların bağlanacağı ana bellek, yani rehberlere rehberlik sunacak ana kaynak nedir?           

 

…İşte bu Kur’an Allah’ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah, kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur. (Zümer / 23)

 

İnsanları saptıracak her konuda doğru yola yönlendiricilerin başvuracağı ana kaynak Kuran’dır. Kuran’ın rehberliğinde insanların hidayet üzere yaşamasına davet edenin rehberi ise Resulullah’tır. Sahi siz muhatabını yanlış yoldan çevirme konusunda çaresiz kalıp çözüm aramak kastıyla Kuran okuyan veya sünnete başvuran birine rastladınız mı? Bunu yerine yetersiz alt yapısına ve hayatı iyi okuyamamasına bakmayıp, insanları suçlayan, taraftarı olduğu topluluğa davet etmeyi tebliğ etmek sanan Abduraman Çelebiler çoğunluktadır.


Bilişim ve iletişim teknolojileriyle, mekân, zaman, dost, düşman, algımızı değiştiren, herkesi tek tipleştirip tüketici kılan, faizle yarınımıza ipotek koyan, eşimizi çocuklarımızı ayrı sanal kompartımanlarla alıp çekirdek aileyi bölen, kadim insanlık hafızasından uzaklaştırıp dünyayı bir köye çevirmeye kalkan bu küresel teröristlerle nasıl baş etmeyi düşünüyoruz? Yani sonunda varılacak doğru adresi, Navigasyon tipi yüksek teknolojilerle bulacağına inandırılan, cep telefonlarından yönlendirilen bir nesli sıratı müstakime nasıl davet edeceğiz?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.