Sosyal Medya

Makale

Üst akıl ve kalite açığı

KuruluÅŸundan itibaren iktidara uzanıp sürekli birinci parti olarak kalan bir siyasi hareket için en büyük tuzak kendisidir. Ä°ster istemez kendinizi olduÄŸunuzdan öte bir ‘tarihsel özne’ olarak algılamaya baÅŸlayabilir, ülkeyi sizin yönetmeniz gerektiÄŸini içselleÅŸtirir, giderek her türlü yenilginin doÄŸal olmadığına inanabilirsiniz. Bu ruh halini doÄŸrulamak için de karşınızda bir düÅŸman cephesinin bulunduÄŸunu, her yaÅŸananın aslında bir merkezi irade tarafından yönlendirildiÄŸini düÅŸünebilirsiniz.

Ama ya gerçekten de böyle bir ‘cephe’ mevcutsa? Görülebiliyor, izlenebiliyor ve analize açık veriler sunuyorsa? O zaman gerçeklikle ruh haliniz ya da düÅŸünce dünyanız arasına bir çizgi çekmeniz gerekir. Yani bir yandan size ‘komplo’ kuranları ve ‘algı manipülasyonu’ yapanları sergilemeniz ve onlarla mücadele etmeniz gerekir. Ama diÄŸer yandan düÅŸünce dünyanızı kolaycılığa, vasatlığa teslim etmeyip öz eleÅŸtirel bakabilmeyi becerebilmelisiniz. Aksi halde hiç beklemediÄŸiniz bir sonuçla karşılaÅŸabilirsiniz: Haklı olduÄŸunuz halde haksız çıkarsınız. Çünkü kendinizi düzeltme konusundaki savsaklamacı yaklaşımınız, yapmadığınız yanlışların kanıtı ve ispatı olarak sunulur. 
Burada bir eÅŸitsizlik olduÄŸu açıktır. Sizden baÅŸka hiçbir siyasi özneye reva görülmeyen bir davranışla karşı karşıyasınız… Ama bundan daha doÄŸal ne olabilir? Bunca yıl iktidarda kalarak muhaliflerinizin özgüvenini ve hayal dünyasını yıkmış durumdasınız. Bu karşı cepheden adil ve ahlaklı bir mücadele çıkması epeyce büyük bir lüks olurdu. Türkiye öyle bir olgunluÄŸa sahip deÄŸil ve hiçbir zaman da olmadı. Dolayısıyla AKP karşıtlarının düzeysizliÄŸi son derece normal… Mesele AKP’nin onlarla aynı seviyeye düÅŸmeyecek bir düzey yakalayıp yakalayamayacağı… Bu da örneÄŸin ‘üst akıl’ kolaycılığına kapılmayıp analitik bakmayı, her olayda kendi rolünü nesnel biçimde irdelemeyi gerektiriyor. 
Mesele ÅŸudur: Bugün AKP’yi devirmeye çalışan bir iç/dış cephenin varlığı açıkça ortada. Muhtemelen belirli kritik anlarda ‘üst akıl’ diyebileceÄŸimiz bir yönlendirici müdahale de yaÅŸanıyor. Ama AKP’yi asıl iktidardan düÅŸürecek olan herhangi bir ‘üst akıl’ deÄŸil, ‘kalite açığıdır’. Nitekim ÅŸu an itibarıyla AKP karşıtı cephenin stratejisi artık darbe yapmak veya siyaseti muhalefet üzerinden dizayn etmek deÄŸil. AKP’yi zorda bırakacak, yanlış yaptırtacak durumlar üretmek. Bunun yeterli olacağını varsaymaları ÅŸaşırtıcı olmaz. Çünkü muhtemelen AKP’nin kolayca yanlışa sevk edilebileceÄŸini ve partinin yanlıştan dönme ya da yanlışla yüzleÅŸme ihtimalinin fazla olmadığını düÅŸünüyorlar. 
Haziran seçim sonuçları bu açıdan önemli bir belirtiydi. Seçmenin kritik bir bölümünün AKP’nin yanlışlarına karşı duyarlı olduÄŸunu gösterdi. EÄŸer AKP kendi düÅŸünsel çerçevesini ‘üst akıl’ türünden, içi istenilen ÅŸekilde doldurulmaya müsait kaba genellemeler üzerine oturtursa kaliteli seçmenini kaybeder. Kalite açığının yapısallaÅŸtığı ve ‘resmi parti söylemine’ dönüÅŸtüÄŸü noktada ise AKP muhtemelen sandıkta iktidardan düÅŸer… 
EÄŸer bir ‘üst akıl’ varsa, bizzat ‘üst akıl’ söyleminin o ‘üst aklı’ siyaseten beslediÄŸini görmek zor olmamalı. AKP ‘sevdalıları’ AKP’yi yenilgiye sürüklerse bu hazin bir ironi olur…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.