Makale
Biz, tek bir halkız.. 13 Eylül 2015, 04.00
PKK'nın neden ve hangi amaçla bir 'iç savaÅŸ' baÅŸlatmaya teÅŸebbüs ettiÄŸi konusunda 'siyasi Kürt çevreleri' tatmin edici bir cevap veremiyorlar. Öyle anlaşılıyor ki, Irak ve Suriye'de yaÅŸanan iç savaÅŸların hız kesmeden devam etmesinden fayda uman güçler, artık kullanışlı bir alete dönüÅŸmüÅŸ bulunan PKK üzerinden geniÅŸ kapsamlı bir istikrarsızlık iklimine ülkemizi de bulaÅŸtırmak istiyorlar. Ä°ran, Irak ve Suriye'ye bitiÅŸik sınır bölgelerinde yaratılabilecek bir kaos bölgeye iliÅŸkin yeni bir harita çalışması olabileceÄŸi kadar haritasızlık içeren fiili bir durumu da hedefliyor olabilir. Olayların arkasındaki 'ÅŸeytanî tasarımı' anlamak belki de yıllar alacak.
Feraset ve basiret sahibi Kürtler de, Türkler de bu geliÅŸmelerin hayırlarına olmayacağını biliyorlar. Emperyalist güçlerin Müslümanların hayrına iÅŸ yapmayacaklarını tarih bize söylüyor. Müslüman halkları paramparça etmeden, bir arada yaÅŸama iradesini kırmadan, kalpleri biribirinden soÄŸutmadan asla tatmin olmayacaklardır. Kim ne derse desin 'Haçlı seferleri' baÅŸka sıfatlar ve baÅŸka aletlerle, biçim ve tarz deÄŸiÅŸtirerek devam ediyor. Anadolu 1000'li yıllardan beri Haçlı seferlerinin ilk siperiydi. Åžimdi de öyledir. Bu yüzden PKK'nin sözde 'devrimci halk savaşı' dayatmasına bölge halkının itibar etmemesi bu kanlı ortamın belki de en sevindirici tarafı. BirliÄŸimiz ve dirliÄŸimiz adına bu deÄŸeri zenginleÅŸtirmeliyiz.
Ülkemizin sınır bölgelerinde yaÅŸanan geliÅŸmelerin Kürtlerin saadetiyle, kurtuluÅŸuyla, huzuruyla, refahıyla hiçbir ilgisi bulunmuyor. Kürtler namına bir savaÅŸ verilmiyor, tam aksine mahvına sebebiyet teÅŸkil edecek ÅŸekilde geliÅŸiyor olaylar. “Malazgirt”ten bu yana kader, Anadolu coÄŸrafyasında Türklerle Kürtleri biribirinden ayrı ve biribirine düÅŸman olarak yaÅŸayamayacak ÅŸekilde buluÅŸturdu ve kaynaÅŸtırdı. Türkler ve Kürtler bir binanın tuÄŸlaları gibi kenetlendiler. Åžimdi o çetin duvara asit dökerek zayıflatmaya ve yıkmaya çalışıyorlar. Bu duvar yıkılırsa herkes altında kalacak. Irak ve Suriye'de yaÅŸananlar ibret verici deÄŸil midir?
YaÅŸadığımız büyük kayıplar hiç ÅŸüphesiz öfkeye sebep oluyor. Gencecik fidanların solduÄŸu, ocaklara ateÅŸ düÅŸtüÄŸü, asabiyetlerin parladığı bir iklimde ülkemizin mahvına dolu dizgin gitmeyelim. Aklımızı ve duygularımızı, bölücülerin ÅŸeytanî planlarına teslim olmaya deÄŸil, “inadına kardeÅŸlik”, “inadına birlik”, “inadına dirlik” için teksif edelim. Halkımızı terör yoluyla ayrı istikametlere yönlendirmek isyeyenlere prim vermeyelim. Åžer güçlerin bizlerden yapmamızı beklediÄŸi ÅŸeyleri yapmayalım. Hukuk içesinde tepki gösterme hakkımızı etnik kışkırtmalara yol açabilecek ÅŸekilde kullanmaktan ÅŸdddetle kaçınalım. Kürt olduÄŸu için hiçbir insanımızı incitilmeyelim. Kışkırtıcı, bölücü, ayrıştırıcı söz ve eylemlere geçit vermeyelim.
Her kötü ÅŸey Türk için 'Kürt' veya Kürt için 'Türk' olarak gözükmeden olayların hakikatini kavramalıyız. Åžer güçler ülkemizin uç bölgelerini, Irak ve Suriye'nin uç bölgelerinde yaÅŸanan karmaÅŸaya dahil etrmek suretiyle sinsi planlarını gerçekleÅŸtirmek istiyorlar. AteÅŸ bacayı sarmadan, olaylar millet için bir 'bekâ sorunu' haline gelmeden bu oyunu bozmak hepimizin görevidir. Bizi bir ÅŸiddet sarmalına çekerek bölmek isteyenleri, “boÅŸuna uÄŸraÅŸmayın, biz tek bir halkız” sözüyle geri püskürtmeliyiz. Durum aciliyet kesbediyor. Bu yüzden siyaset kurumu bir an önce toparlanarak basiret, feraset, ehliyet ve liyakatla durumu göÄŸüslemelidir. Milletin bekası sözkonusu olduÄŸunda siyasi ikbal düÅŸünmek felaketi sadece çabuklaÅŸtırır.
Henüz yorum yapılmamış.