Sosyal Medya

Makale

‘Beach Club’de Kesişen yollar

 

 

Yunanistan’ın Kos adasına kaçarken Bodrum kıyılarında botu batan Suriyeli muhacirlerin yolu ‘beach club’ deki yoga seansıyla kesişmiş. Tatildeki hanımlar sabah aktivitesi olarak yapmaya çalıştıkları meditasyon gereği karşı kıyıdaki hemcinslerinin çaresizliğine aldırış etmemişler. Yani huzuru, çile çekeni görmezden gelmekte bulacaklarını sanmışlar. Ne yani bütün yıl iple çektikleri, aylarca arayıp en uygununu buldukları ve taksitle borçlandıkları tatillerini muhacirlerle zehir mi etselerdi…           

 

Batılı tarzda tatil düşüncesinin hayattan kaçış olduğunu gösteren bu resme göre huzuru batılılar gibi meditasyonda arayanlar ile özgürlüğü batıda yaşamak olarak gören muhacirlerin yolları küçük bir koyda kesişmiş. Ama bu iki kardeş halk, çıkmaz sokakta olduklarının idrakinden çok uzaktalar. Aslında birbirlerinin yüzlerine baksalar gâvurlara özenmenin ve onları dost görmenin kendilerini düşürdüğü zilletin farkına varacaklar ama... Gâvurlarca çizilen sınırların ve İslam dışı yönetim ve eğitim politikalarının ümmeti birbirinden birleşmez şekilde nasıl kopardığının apaçık göstergesi de bu fotoğraf karesi olmalı…

 

Karşı kıyıdaki muhacir hanımlara savaş öncesi nasıl bir tatil düşledikleri sorulsaydı onların da yaklaşımı bundan farklı olmayacaktı. Tatile gidemeyince sahillerde farklı aktivitelerle eğlenenleri gösteren tv programlarını imrenerek izleyenler, muhacirlerin yaşadığı çileyi görmezden gelen hanımların tatil aktivitesinde olmasını makul karşılayabilirler mi?

 

Öte yandan kardeşlerinin acılarını görmezden gelen bizim laik proje çocuklarına, bunu yapacağınıza kalkıp sabah namazı kılsaydınız daha iyi olmaz mıydı diyebilir miyiz? Zira bazı Abdurrahman Çelebilere göre dosdoğru namaz, hayattan kopmak ve dünya ile ilgili her durumdan uzaklaşmak şeklindedir. Bu şekilde namaz adeta bir “Meditasyon”a dönüşür. Bu işin menşei uzak doğu ülkelerinde de görüleceği üzere, ülkede her türlü zulüm sürerken siz yoga ve benzeri meditasyon teknikleriyle kendinizi bu hayatın dışında sessiz bir ortamda veya deniz kenarında düşleyerek rahatlamaya çalışırsınız. Ama meditasyon sona erince tekrar o gayri insani, zulüm dolu hayatın içine karışmak zorunda kalırsınız. Bu seanslar sayesinde sizin dışınızda yaşanan fakirliği ve çileli hayatları göremeyeceğiniz bir derinlikte(!) düşünme eylemi de eroin kullanımı benzeri bir bağımlılıktır. Yani acı çekenlerden kaçabildiğiniz veya onları görmezden gelebildiğiniz sürece huzuru bulacağınıza inandırılırsınız. Böyle bir yönelimle kılınan namaz, sahte bir huzur sunmaktan öteye geçemeyecektir. Oysa;

           “Ey müminler! Sabır ve namazla yardım dileyin…” (Bakara / 45)

Meditasyon asla, zulme karşı direnme gücü vermez. Dosdoğru Namaz ise…

“Onlar ki, namazlarında devamlı ve kararlıdırlar; kendilerine rızık olarak bahşettiğimiz şeylerden başkalarının yararına harcarlar.” (Enfal / 3)

Meditasyon asla, ihtiyaç sahipleriyle paylaşmaya davet etmez. Dosdoğru Namaz ise…

“Sana Kitap’tan vahyedileni oku, namazı kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar.” (Ankebût 45)

Meditasyon asla, utanmazlıklardan uzaklaştırmaz. Kötülükleri işlemekten menetmez.

Dosdoğru Namaz ise…

“Kendilerine ‘Ellerinizi çekin, namazlarınızda dikkatli ve daim olun, zekat verin!’ denilenlerden haberdar değil misiniz? Ama onlara (Allah yolunda) savaşmaları emredilir emredilmez, bazısı, Allahtan korkması gerektiği gibi -hatta daha büyük bir korkuyla- insanlardan korkmaya başlar…” (Nisa / 77)

     

Meditasyon, Allah yolunda mücadeleden uzaklaştırarak tüm üretilen korkulardan kaçarak yaşamaya makul göster. Dosdoğru Namaz ise…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.