Sosyal Medya

Makale

Seyyid Kutub / Dünya Görüşü Ve Etkileri

Seyyid Kutub, mücadeleci kiÅŸiliÄŸi ve hareket içindeki teorik yapısı ile kendisinden sonraki mücadele biçimlerini etkilemiÅŸ önemli bir düÅŸünürdür. Derin bakışı, tavizsiz yaklaşımı, olaylara nüfuz ederken deÄŸiÅŸik bileÅŸkeleri hesaba katması ve sistematik düÅŸünce yetisi ile farkını ortaya koyan ender hareket önderlerinden biridir…

 

Seyyid Kutub’un düÅŸüncesini üç temel kavramsallaÅŸtırma ile tanımlayabiliriz: Tevhid, cihad ve içtihad… Tevhid düÅŸüncesini eksene almış, siyasal hakimiyet meselesini de Tevhid ilkesi baÄŸlamında deÄŸerlendirmiÅŸ, egemenliÄŸin siyasi boyutunun Allah’a mahsus olduÄŸunu dile getirmiÅŸtir. Ama bu ilke genellikle yanlış yorumlanmıştır. Bunun sonuçlarını bugün gözlemleyebiliyoruz… Hakimiyet meselesini ele alırken “mutlaklık” ilkesi üzerinden hareket etmiÅŸtir.  Mutlaklık Allah’a mahsustur, Allah, mutlak iktidar sahibidir ve Kutub’a göre, mevcut iktidarlar mutlak olamadıkları için geçicidirler. Bu görüÅŸ iktidar karşısında büyük bir özgürlük alanını savunmaktadır.  

 

Cihad kavramı Seyyid Kutub açısından vazgeçilmezdir.  Ona göre Cihad, iman etmenin temel parametrelerindendir. Kutub,  Cihadı salt bir savaÅŸ olarak tanımlamaz .O, Ä°slam’ın ruhunu algılayabilen bir düÅŸünür olarak; barışın asıl, savaşın ise arızi olduÄŸu konusunda ÅŸüphe duymaz. Ama cihadı salt bir savunma ilkesi olarak da tanımlamaz. Cihad, fitnenin yeryüzünden kalkışının temelidir. Böylece sadece savaÅŸ deÄŸil her türlü toplumsal gayret ve emek de cihad olarak tanımlanabilir. Seyyid Kutub’un cihad anlayışı özetle Ä°slam’ın insana yüklediÄŸi sorumluluÄŸun ifa edilmesinin kendisidir. Ama bu, gerektiÄŸinde savaÅŸtan kaçmak deÄŸil, aksine zulme karşı koymak ve mazlumları korumak demektir.

 

Ä°çtihad ise Seyyid Kutub’un dinin yeniden yorumlanmasında ve geleneksel kültürle dini olanın ayrışmasında öne çıkardığı temel bir kavramdır. Ä°slam – Kapitalizm Çatışması adlı kitabında elbise, kisve, giyim-kuÅŸam ve ÅŸekli tutumların Ä°slam ile bağını sorgular ve ‘geliÅŸimci fıkhı’ konu edinerek, Müslümanların Ä°slam’ın kendi ilkelerinden hareketle yeni durumlarda nasıl tavır almaları gerektiÄŸi konusunu irdeler. Yoldaki Ä°ÅŸaretler kitabında da Müslüman ÅŸahsiyetin oluÅŸumunda vahyin gölgesinden beslenmesi gerektiÄŸinin altını çizer. Böylece Seyyid Kutub Kuran’ın çizdiÄŸi mümin tipolojisinin mümkün ve her zamanda geçerli olduÄŸunu açıkça ilan eder.

 

Seyyid Kutub, Ä°slam dışı kabul ettiÄŸi felsefi bakış ve siyasal iradeyi de iki temel kavramla açıklar: TaÄŸut ve Cahiliyye.

 

Kutub, TaÄŸut kavramı ile Ä°slam coÄŸrafyasında bir vesile ile iktidar olmuÅŸ, din ile mücadele eden, ümmete yönelik saldırgan bir tutum takınan, Müslümanları belirli bir kalıba sokmaya çalışan siyasal iktidar gücü kasteder.   

 

Müslüman olduÄŸunu söyleyen toplumların ÅŸer’i hukukla amel etmemelerini açıklayacak epistemolojik bir kavram bulmak kolay deÄŸildi.  Kutub, bunu da cahiliyye olarak adlandırdı. Çünkü bu insanlar Müslüman olduklarından kuÅŸku duymuyor,  bunu da açıklayabiliyorlardı. Ancak aynı Müslümanlar çoÄŸu kez Ä°slam fıkhına aykırı yönetim erkinin emirlerine uymakta da bir beis görmüyorlardı.

 

Batı karşısında da kendisinden önceki düÅŸünürlerin ve öncülerin tutumlarından ayrılır. Kutub’a göre batı ile bütünsel düÅŸünüÅŸ üzerinden bir hesaplaÅŸma gerçekleÅŸtirilmeliydi. Batı kendi kavramsal bütünlüÄŸü ile deÄŸerlendirilmeliydi ve asla, batılı herhangi bir kavram kopyalanarak Ä°slam düÅŸüncesine yamanmamalıydı.

 

Seyyid Kutub’un dünya görüÅŸü; Allah’ın Peygamberine gönderdiÄŸi ilahi hitabın hükümleri ve O’nun uygulanmasına zemin oluÅŸturan nebevi örneklik ile Müslümanların taÄŸutun hükmünden çıkarılması ve cahiliye ile bağını kopartarak onu vahyin iklimine taşımak ve her zerresi ile ilahi rızayı gerçekleÅŸtirecek bir ahlaki sorumlulukla yaÅŸamayı toplumsallaÅŸtırarak sürdürme çabasıdır.

 

Seyyid Kutub kendi zamanıyla sınırlı kalmamış, sonraki dönemleri de etkileye gelmiÅŸtir. Seyyid Kutub, oluÅŸturduÄŸu kavramsal yapı anlaşılamayan bir düÅŸünürdür. DurduÄŸu zemin ya da onun düÅŸünsel bütünlüÄŸü kavranamadığı zaman, bazı kavramlara yüklediÄŸi anlamlar yanlış yorumlanabilecek özelliÄŸe sahiptir. Tıpkı kendi kavramsal çerçevelerine sahip olan birçok düÅŸünür gibi…

 

Cezayir’deki Ä°slâm KurtuluÅŸ Cephesi, Filistin’deki Hamas örgütü; Mısır, Ürdün, Suriye, Irak ve Lübnan’daki Ä°hvân-ı Müslimîn örgütü, et-Tekfîr ve’l-Hicre ile Cihâd, Suudi Arabistan’daki Ä°slâmcı muhalefet Kutub’un görüÅŸlerinden etkilenen gruplar arasındadır. Ä°ran devriminin teorisyenlerinden Ali Åžerîatî’nin de Kutub’dan etkilendiÄŸi söylenir. Ayrıca Mısır ve Tunus’da Ä°ÅŸçi partisi hüviyetindeki siyasal çalışmalar da Seyyid Kutub mirasından beslendiklerini ifade ediyorlar.

 

Bir edebiyatçı, bir düÅŸünür ve bir eylem adamı olarak Seyyid Kutub düÅŸüncesinin kendisine yüklediÄŸi sorumluluÄŸu kuÅŸanmış ve buna hayatını adamıştır. Ä°yi ya da kötü birçok insan ve hareket bu örnek tutumdan beslenmiÅŸ ve etkilenmiÅŸtir. Ama Seyyid Kutub daha çok yanlış yorumlanan önemli düÅŸünürlerimizden biri olmuÅŸtur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.