Sosyal Medya

Makale

Sürpriz yok, tek ihtimal erken seçim

"Ä°ki ana ve zıt damar”ın toplam 42 saatlik yüz yüze bakma, görüÅŸme, çözüm arama, ortak zemin ya da farklılıklar üzerinde düÅŸünme süreci... 

Bitti ve sonunda koalisyon gelmedi.

Yani sürpriz olmadı.

Özellikle Genel BaÅŸkanların görüÅŸeceÄŸi son günün arefesinde parti üst yönetimlerinde yapılan görüÅŸmeler, koalisyon olmayacağı kanaatini siyasi kulislere informel nitelikte intikal ettirmiÅŸlerdi. Onun için sürpriz, son görüÅŸmeden koalisyon çıkmasıydı, o sürpriz gelmedi.

Bunda en büyük etken, tabanların böyle bir koalisyona hazır olmamasıydı.

Bundan sonra MHP ile yeni bir görüÅŸme olacak mı, onun da imkanı görülmüyor. Bu noktada tabanların yakınlığı, ya da arzusu, tepelerde karşılık bulmadı.

Dolayısıyla yeniden seçim artık her ÅŸeyiyle gündemde. DavutoÄŸlu’nun ifadesiyle “Tek ihtimal” olarak gündemde.

Bundan sonra ilk gündem, seçime hangi hükümetle gidileceÄŸi sorusu ile ilgili. Orada da herhangi bir azınlık hükümeti desteÄŸi söz konusu olmadığı takdirde 45 günün ardından dört partinin iÅŸtiraki ile kurulacak seçim hükümeti formülü devreye girecek. O hükümetin de MHP’nin HDP rezervi sebebiyle katılmaması durumunda üç parti artı partisiz bakanlarla kurulacağı var sayılıyor.

Yeniden seçim artık iyiden iyiye gündeme girdiÄŸine göre seçim sonrası için de bir takım öngörülerde bulunmak kaçınılmaz oluyor.

Soru ÅŸu: Partiler içinde tek başına iktidar ihtimali bir tek Ak Parti için söz konusu. Ama Ak Parti de böyle bir imkana kavuÅŸamaz, yine koalisyon zarureti ortaya çıkarsa ne olacak? O zaman boÅŸuna bir seçim mi yapılmış olacak?

Bunun cevabında, onlarca saat süren Ak Parti - CHP koalisyon çalışmalarının, ortaya çıkan metinlerin, istikÅŸafın, baÅŸta söylediÄŸim yüz yüze bakma, çözüm arama, ortak zemin ya da farklılıklar üzerinde düÅŸünme ameliyesinin bir tür ortak miras gibi deÄŸerlendirilmesi hususu öne çıkıyor.

O durum, adeta hazırlığı 7 Haziran sonrasında yapılmış bir koalisyon imkanına tekabül ediyor.

Heyet sözcülerinden Ömer Çelik’in hemen her görüÅŸme sonrasında altını çizdiÄŸi “Türkiye siyasetinde iki zıt ve ana damar” hadisesi öyle yabana atılır bir hadise deÄŸil. Belki kökü taa Osmanlı’nın son dönemindeki ayrışmalara dayanan. Cumhuriyet döneminde de Tek Parti iktidarının bütün tek tipleÅŸtirici siyaset düzenlemelerine raÄŸmen ortadan kalkmayan, hatta zaman zaman derinleÅŸen iki zıt ve ana damarın hikayesi bu.

Osmanlı’nın son 150 yıllık çözülme süreci içinde Türkiye’nin sorunlarına bakış ve çözüm önerileri çok farklı arayışlar halinde ortaya çıkmış, ona göre de toplum tabanları oluÅŸmuÅŸ. Ä°ki ana damar, iÅŸte bu farklılıkları ve onun dayandığı toplum zeminini ifade ediyor.  

Ak Parti ile CHP 2015 yılında ne yaptı?

Haydi gelin kendi kendimize bakalım, dedi.

Bu bakışın CHP’nin kuruluÅŸundan 90 yıl sonra, belli bir tıkanmışlık-kemikleÅŸme durumunu aÅŸmak için kendisine yeni yollar aradığı, özellikle oy tabanını geniÅŸletmek için muhafazakar alanlara açılımı önemsediÄŸi bir zamanda meydana gelmesinin daha özel bir anlamı bulunduÄŸu açık.

Faydalı bir müzakere süreci olmuÅŸtur bu. GörüÅŸmeler içinde net ideolojik olmayan zeminlerde geniÅŸ uzlaÅŸma alanları oluÅŸtuÄŸu da tahmin edilebilir. Bundan sonra Ak Parti - CHP iliÅŸkilerinin daha medeni ölçüler içinde geliÅŸmesini beklemek fazla iyimser olmaz, umarım.

Cinnet hali

Şırnak’ta “Devleti tanımıyoruz, bundan böyle kendi kendimizi yöneteceÄŸiz. Demokratik özerklik ilan ediyoruz. Kendi öz savunmamızı da kendi kuvvetlerimizle yapacağız” çıkışı yapmak, ancak terör örgütü adına gelinen cinnet halinin göstergesidir.

Bunun Hakkari, Silopi, Yüksekova, Nusaybin ve Cizre’de de hayata geçirilebileceÄŸini tasarlamak, cinnetin karesidir. Çok kötü bir meydan okumadır ve bedelini bulacaktır. Bu bir güç zehirlenmesidir, maalesef “Çözüm süreci”nin müsamaha ortamında palazlanmış yapının, kendini dev aynasında görmesi ve aslanı ürkütme hesabına girmiÅŸ fare psikolojisine yönelmesidir.

O adamlar o duyguyla Şırnak’tan Silopi’ye “Güvenlik kuvvetleri”ni ıskalayarak gelebilirse, kapısını çalan güvenlik birimlerine “Ben gelmiyorum” diyebilirse, o efelenmeyi sürdürsün, deÄŸilse maceraya girip de etrafın kan gölüne dönmesinin yolunu açmasın.

Cinnet geçirene yapılacak olan ÅŸey, onu ruh doktoruna götürmektir. Belki de ÅŸu anda PKK’nın tüm aktörlerini ruh doktoruna götürme noktasındayız. Bu psikolojik travmayı tedavi etmenin yolu da terör baronlarını ibret-i alem olmak üzere der-dest etmektir. Bu defaki terörle mücadele operasyonu bu neticeye ulaÅŸmak zorundadır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.