Sosyal Medya

Makale

Habur, Dolmabahçe ve bundan sonrasına dair

dolma1

Dolmabahçe Mutabakatı’nın çöpe atılması iyi olmadı. Åžiddet meselesine çözüm sürecinin PKK tarafından her hâlükârda bitirileceÄŸi vardıysa da iktidar buna çanak tutmamalıydı. “Kürt Sorunu yoktur” söylemi de -ne kastedilmiÅŸ olursa olsun ve kastedilen ÅŸey ne kadar yerinde olursa olsun- böyle bir çanak iÅŸlevi gördü. AteÅŸkesin bittiÄŸini ilan eden PKK, Dolmabahçe Mutabakatı’nın çöpe atılması ve “Kürt Sorunu yoktur” anlayışının benimsenmesi gibi bir gerekçe ileri sürmeyip yol ve baraj inÅŸaatlarından bahsediyor olsa da, çatışmasızlığın sona erdirilmesine müsait bir atmosferin oluÅŸturulmasında devletin hiçbir sorumluluÄŸunun olmadığını, bilakis devletin bunu engellemek için üzerine düÅŸen her ÅŸeyi eksiksiz yerine getirdiÄŸini söyleyebilmek için mezkûr hataların yapılmamış olmasını arzu ederdik.
PKK’lıların daÄŸdan iniÅŸ süreci Habur’da yapılan zafer iÅŸaretlerinin ve çekilen zılgıtların AK Parti’ye oy kaybettirebileceÄŸi endiÅŸesiyle durdurulmuÅŸtu. Dolmabahçe Mutabakatı da anlayabildiÄŸimiz kadarıyla AK Parti tabanından MHP’ye kayışları önlemek maksadıyla çöpe atıldı veya iktidar içi iktidar kavgasından kim vurduya gitti. Bugünkü durumun oluÅŸmasında bunun hiçbir etkisinin olmadığını söyleyip PKK’nın davranışlarının öngörülemezliÄŸine dikkat çekebiliriz; fakat bu, iktidarın o konularda kesinlikle sorumsuz davranarak büyük iÅŸleri küçük hesaplara kurban etmekten geri durma hassasiyetini her zaman gözetmediÄŸini / gözetmeyebileceÄŸini açıkça ortaya koyduÄŸu gerçeÄŸini deÄŸiÅŸtirmez.
Hatırlayalım: Dolmabahçe Mutabakatı’ndan dönüÅŸ sürecini baÅŸlatan tartışma “Ä°zleme Heyeti”ne iliÅŸkin tartışmaydı. Kürt illerini büyük heyecan ve iyimserliÄŸe sevk eden, Türk illerinde de birilerinin ileri sürdüÄŸü kadar dramatik tepkilere yol açmayan sürecin sona erdirilmesi, resmin büyüklüÄŸünü göz önüne aldığımızda küçük ayrıntı diyebileceÄŸimiz bir meseleye dayanıyor maalesef.
Neticede, MHP’ye kayması önlenmeye çalışılan AK Parti oyları gene MHP’ye kaydı ve fakat onların iki mislinden fazlası da HDP’ye geçti. Ä°ktidar, belli bir pozisyonda sebat etmeyip iki arada bir derede kalmanın bedelini iki tarafa da oy kaybederek ödedi.
Oy kayıplarından daha önemli olan ÅŸey, AK Parti iktidarının Kürt Meselesi’nde tartışmasız bir ÅŸekilde psikolojik üstünlüÄŸü elde etmenin eÅŸiÄŸinden bir kere daha -Habur’dan sonra Dolmabahçe’de de- dönmüÅŸ olmasıdır. AK Parti ile HDP arasında gidip gelme temayülü gösteren Diyarbakırlı veya AÄŸrılı Kürt seçmene, PKK’nın (HDP’yi yedeÄŸine alarak) ortalığı yeniden kana bulaması halinde “Halbuki AK Parti böyle olmaması için yapılabilecek olan her ÅŸeyi ama her ÅŸeyi yapmıştı” dedirtememek, PKK’nın altındaki zemini tümüyle çekememektir asıl mesele.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın “(Artık) Kürt Sorunu yoktur, terör sorunu vardır” derken neyi kastettiÄŸini bilmiyor deÄŸiliz. Kürt kimliÄŸini inkâr politikasının geride kaldığını, Kürtlerin gasp edilen hak ve hürriyetlerinin bir bir iade edildiÄŸini, 1980’lerin faÅŸist cuntası döneminde yükselen silahlı mücadelenin bugün artık izah edilebilir bir ÅŸey olmadığını, demokratik yöntemlerle ve meÅŸruiyet zemininde Kürt siyasetinin önünün alabildiÄŸine açıldığını, PKK’nın ille de silah bırakması gerektiÄŸini kastediyor ErdoÄŸan ve bunda yüzde yüz haklı. Gelin görün ki, bu cümlenin, ErdoÄŸan’ın yıllar evvel Diyarbakır’da (beÅŸikteki bebeÄŸin bile “kimlik siyaseti” yaptığı bir ÅŸehirde) “Kimlik siyaseti yapanlar var!” diyerek ÅŸikâyet ettiÄŸi insanlar tarafından hemencecik hazmedilmesinin imkânsızlığı bir tarafa, terör sorununun çözümü yani PKK’nın silah bırakması sadece mantığa deÄŸil geniÅŸ kapsamlı siyasi, hukuki ve içtimai düzenlemelere de bakıyor. Öyle olduÄŸu içindir ki AK Parti iktidarı “Habur” ve “Dolmabahçe” süreçlerini baÅŸlatmıştı. Bu süreçler, Kürt Meselesi’nin çözümü yolunda gerçekleÅŸtirilen onca ıslahatın taçlandırılmasına matuf idi. AK Parti’nin Kürt Meselesi’nde bir türlü beceremediÄŸi ÅŸey bu iÅŸte: Yaptıkları güzel iÅŸi taçlandırmak. Ä°ÅŸi sonuna kadar götürmek.
BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, PKK’nın 2013 senesi Mayıs ayında silahlı adamlarını Türkiye dışında çıkarma sözü verdiÄŸini ve bu sözünü tutmadığını hatırlatıyor. DoÄŸrudur. Ama müzakereler buna raÄŸmen sürdürüldü ve Dolmabahçe Mutabakatı’na buna raÄŸmen varıldı. “Sözünüzde duruncaya kadar sizinle mutabakat filan yok” denilmedi. O gün Dolmabahçe’de sergilenen manzara ve okunan bildiriler konusunda -CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın ilgili beyanatına kadar- “Aslında tam olarak böyle öngörmemiÅŸtik” gibi bir rahatsızlık da ifade edilmedi kamuoyu önünde. Madem yapıldı o iÅŸ, öyleyse o iÅŸin hayrının görülüp görülmeyeceÄŸi, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “silahsızlanma kongresi” çaÄŸrısının gereÄŸinin yapılıp yapılmayacağı beklenmeden geri vitese geçilmemeliydi. Çok deÄŸil, birkaç haftalık bir sabır yeterli olabilirdi. Sabredilseydi hem seçim sonuçları çok farklı olabilir hem de ÅŸiddet yolunun devamından yana olan PKK kadroları ‘ofsayta’ düÅŸürülebilirdi. Sürece müdahale eden ErdoÄŸan da krizi yönetemeyen DavutoÄŸlu da kusurludur.
Bunları bu saatten sonra niye anlatıyorum? GeçmiÅŸe yanalım diye deÄŸil herhalde. Bundan sonraki imtihanda aynı hatalar tekrarlanmasın, bundan sonra doÄŸacak olan fırsatlar heba edilmesin diye.
Sorun, Dolmabahçe günlerine nazaran çok daha karmaşık hale geldi. Ä°ÅŸin içine ABD ve Ä°ran’ın Rojava ve Irak Kürdistanı planları girdi, PKK bu planlardaki rolü nedeniyle Türkiye ‘baÄŸlam’ından iyice uzaklaÅŸtı. Her ÅŸeye raÄŸmen “Gün doÄŸmadan neler doÄŸar” diyerek yeni bir yumuÅŸama dönemine ve barış sürecine hazırlıklı olmak lazım. Baruttan göz gözü görmez hale gelse bile. Kan gövdeyi götürse bile. Savaşın, kaosun orta yerinde bile.
Dahası, mevcut ortamda veya erken seçimden sonra kurulacak olan yeni hükümet, yeni bir mutabakat zemininin oluÅŸmasını beklemeden, tek taraflı olarak, bütün PKK’lıların affını da kapsayan (ama bazı hassasiyetlerden ötürü af kelimesinin zikredilmediÄŸi) radikal bir çözüm teklifi paketi, PKK’ya meyleden sıradan Kürtlerin “ama”sız benimseyebileceÄŸi bir barış perspektifi ortaya koymalıdır. Her ÅŸeyden evvel PKK’yı silah bırakmaya ikna etmek, ama o gerçekleÅŸmese bile mezkûr Kürtlerin zihinlerinde hükümetin iyi niyeti konusunda en ufak bir soru iÅŸareti dahî bırakmamak için.
Barışsa barış, savaÅŸsa savaÅŸ. Barışı kurmak istiyorsanız takip edeceÄŸiniz yol budur. SavaÅŸ kaçınılmaz hale geldiÄŸinde onu mümkün mertebe ‘makul’ bir çerçevede tutmak istiyorsanız, yine budur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.