Makale
Kardeşi için istemek
Hadis-i Åžerif: “Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiÄŸi ÅŸeyi din kardeÅŸi için de sevip arzu etmedikçe gerçek anlamda iman etmiÅŸ olmaz.” (http://www.farukinet.com/kitaplar/riyazussalihin/27.htm#_ftn23#_ftn23[23]).
Kendi nefsi için istemekten ne anlamalıyız?
Åžu örneklerden hareketle bakmayı deneyelim: Fatih zamanında bir esnaf alışveriÅŸe gelen müÅŸteriye “ben siftah ettim, fakat komÅŸum henüz siftah etmedi, onunla alışveriÅŸ yap” diyebiliyordu. Seciyesi, ahlakı özveriye elveriÅŸliydi...
Bir gaza sonunda savaÅŸ alanında yaralılar var, sahabe birinin su istediÄŸini iÅŸitiyor, ona kâseyle su götürüyor, o sırada baÅŸka bir su iniltisi iÅŸitiliyor, su isteyen getirilen suyu reddediyor, ona götür diyor; suyu ona götürüyor, bu defa baÅŸka bir inilti, su istiyor. Su isteyen üçüncü yaralıya geldiÄŸinde onu ölmüÅŸ buluyor, ikinciye dönüyor o da ölmüÅŸ, üçüncüye geldiÄŸinde
o da ölmüÅŸ...
Ebu Hureyre'den (r.a):
“Bir gün huzur-ı risalete bir adam gelerek:
- Ben açım, dedi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem (sav) zevcelerinden birine haber gönderdi. O da:
- Seni Hak Peygamber olarak gönderen zata yemin ederim ki, yanımda sudan baÅŸka bir ÅŸey yoktur, dedi. Sonra diÄŸerine haber gönderdi. O da evvelki gibi cevap verdi, diÄŸerleri de aynı cevabı verdiler. Bunun üzerine Nebi aleyhisselam:
- Bu gece bunu kim misafir edecektir? Buyurdular. Ensar'dan biri:
- Ya Rasulullah, ben misafir ederim, dedi. Onu evine götürdü ve karısına:
- Peygamber'in misafirine yemek hazırla, dedi.
DiÄŸer rivayete göre, zevcesine:
- Yanında yemekten ne var? Dedi.
- Çocukların yiyeceÄŸi kadar bir ÅŸey var, cevabını verdi hanımı.
- Öyle ise onları oyala, sofraya gelmek isterlerse onları uyut. Misafirimiz eve girince lambayı söndür, ona kendimizi de yiyormuÅŸ gibi gösterelim, dedi. Sofraya oturdular. Misafir karnını doyurdu, onlar da aç yattılar. Sabah ev sahibi Peygamber'e gitti, Rasulullah (sav):
- Bu gece misafirinize yaptığınız muameleden Allah razı oldu, buyurdu. (Riyazüssalihin; cilt I, s.586).
Kendi nefsi için istediÄŸi iyiliÄŸi kardeÅŸi için istemek, demek ki özverili olmayı gerektiriyor, bencilliÄŸi deÄŸil. Bu tutum tam da hasedin zıddı kâmilidir.
Öyleyse bu tutumun mefhumu muhalifi ne anlama gelir? Yani kendisi için istemediÄŸini baÅŸkası için istememek...
Açık deÄŸil mi: bana kötülük yapılmasını istemiyorsam, baÅŸkasına kötülük yapmamalıyım.
Sonuç:
KomÅŸu esnaftan alışveriÅŸ yapmayı öneren; kendi susuzken suyu arkadaşına ikram eden; kendi açken misafirini ağırlayan insanların yaÅŸadığı bir toplumdaki feragat ve fedakârlık barışı çağırır. Gelir dağılımında adaletin saÄŸlanmasına yol açar.
Gelir dağılımında adalet olmazsa, eÅŸitlik saÄŸlanamazsa, haset ortaya çıkar. Haset, nerdeyse bütün kötülüklerin anasıdır: “bende yok, onda da olmasın” duygusu, insanlar arasında düÅŸmanlığı güdüler.
Haset dostluk duygusunu öldürür.
Haset, Ebu Cehil'in karakteridir.
Bu karakterden olumlu iÅŸler sadır olmaz. Bu karakter sosyal dayanışmayı öldürür, rekabeti cidale dönüÅŸtürür... Habil'in deÄŸil, fakat Kabillerin fink attığı bir toplum ortamına yol verir.
Henüz yorum yapılmamış.