Sosyal Medya

Makale

Hayattan El Etek Çekerek Düşünmek

Modern hayatın yeni rahipleri diyetisyenler, obezite ile korkutup bizi, acıkmadan her 
 
gün artan öğünlerle devamlı yemeği düşünür hâle getirdiler. Susamadan her gün üç litre su 
 
tüketir olduk. Ama 17 Haziran’da gördük ki karnımızın açlıktan guruldamasına hasret 
 
kalmışız. Hele dudaklarımız, susuzluktan kurumayı unutmuş. Garip gurebanın hâliyle 
 
hallenmeyi bırakıp kendi sorunlarımıza mahkûm kalmışız. Şimdi hep beraber açlık duymanın, 
 
susuz kalmanın, eşitlenmenin ve paylaşarak kardeş olmanın zamanı…
 
          Ramazan orucunun Müslümanların beraberce gösterdiği bir irade ve kararlılık olduğunu 
 
göstermesi cihetinden “El etek çekmek” başlığı uygun gibi duruyor “El çekmek” yemekten 
 
içmekten uzak durmak. “Etek çekmek” tabiri (Nur /30–31) ayetlerinde emredildiği gibi 
 
erkeklerin bakışlarını bile haramdan sakınmaları, hanımların da ziynetlerini gizlemeleri ve bu 
 
şekilde görsel fitneye zemin hazırlamaktan uzak durmaları şeklinde açıklanabilir. Buna 
 
ilaveten evli kimselerin oruçluyken eşleriyle ilişkiye girmekten uzak durma iradesi 
 
göstermeleridir. Fıkhi veya tıbbi olarak her ayın belli günlerinde ilişkiye ara verilmesine 
 
rağmen Ramazandaki farklılık bunun aynı anda bütün evli Müslümanlarca beraberce yapılıp 
 
toplu bir uzak durma eylemine dönüşmesidir.
 
          Eşinden uzak durma iradesinin hikmeti hakkında yazmaktan herkes hicap edip “Nefis 
 
terbiyesidir" parantezinden öteye gitmemiş. Ben de edep dairesi içinde kalarak, nasıl fitre 
 
verdiğim ve kurban eti götürdüğüm insanı yıl boyunca terk etmemem lazım diyorsam 
 
eşimden ayrı kaldığım şu günlerde bu şuuru bütün seneye nasıl yayarım diye düşünmeden 
 
edemiyorum…
 
          “Helalinden uzak durmak” penceresinden etrafıma bakınca fark edemediklerime 
 
şaşırdım. Zira yakın çevremde çeşitli nedenlerle eşinden uzak yaşamak zorunda kalanların 
 
sorunlarının çözümleri içinde yer alamamış ve hiçbir yaraya da merhem olamamışım. Şimdi 
 
sizin de çevrenize bir an olsun bu pencereden bakmanızı arzu ediyorum.
 
        Sürekli helalinden uzak durmanın en çok yıprattığı kişiler dullar olmalı. Her ne sebeple 
 
boşanmış olurlarsa olsunlar yeniden evlenmedikleri sürece bu ayrı durma zorunluluğu 
 
fıtratlarını yaralıyordur. Ülkemizde dul hanımların %9’u dul erkeklerinde %16’sı tekrar 
 
evleniyormuş. Bu istatistiğe göre dulların büyük bir kısmı eşinden ayrı bir şekilde bu 
 
dünyadan göçüyormuş. Sizce dullara bu gözle bakarak hangi çözümlere yönelmeliyiz?
 
         Ayrıca eşiyle ilişkileri kendileri veya yakın çevreleri yüzünden yıpranmış, boşanma 
 
modunda eşleriyle küs duranlar var. Bu boşanamama veya tekrar eski mutlu ilişkilere geri 
 
dönememe durumuna müdahale etmek Kuran’a göre aile yakınlarına düşüyor. Zira boşanma 
 
öncesi akrabalar yerine arkadaşların müdahale ettiği çıkmazlara hepimiz şahidiz. Yani oruç 
 
tutarken akrabanızdan evliliği tehlikede olanlar varsa hazır şeytanlar bağlı iken müdahale 
 
etmenin zamanı geldi de geçiyor…
 
         Şehrimizde maişetini temin edemeyip yurtdışında çalışmak zorunda kalıp eşinden uzak 
 
aylar geçiren kardeşlere nasıl yardımcı olunup eşlerinin yanına dönmelerini sağlanabilir?
 
         Memuriyet nedeniyle İstanbul dışına gidip şehirdeki aile düzenini bozmayanların sayısı 
 
ise bayağı kabarık… Bunların eşlerine kavuşabilmeleri için kimleri araya koyup da “eş 
 
durumundan” eşlerinin yanına dönmelerine sebep ya da aracı olunabilir?
 
         Türlü nedenlerle hapse düşmüş kimseler de eşlerine dokunamadan hayatlarını tüketip 
 
durmaktalar. Bu insanları tekrar evlerine döndürmek için onların davalarına el atmanın 
 
yanında geride kalan çoluk çocuğuyla ilgilenmek de cehennemden uzaklaşmak değil midir?
 
         Bir de yaşı geldiği hâlde maddi imkânsızlıklar veya ailelerin dayattığı aşırı harcamalar 
 
nedeniyle evlenemeyip bekleyen dar gelirli gençler mevcut. Bu konudaki girişimlerle belki de 
 
Ramazan, sadece ihtiyaç sahiplerini yedirmek içirmek değil evlendirmeye de sebep kılınır.
 
         Eşimizden belli bir zaman ayrı kalmamız bir zorluksa ya değişik nedenlerle bu hasretin 
 
uzadığı insanlar ne yapsın? Bunun için hep beraber eşlerimizden uzak durma iradesi 
 
gösterdiğimiz şu günleri iyi değerlendirip, kafa kafaya verip bu mağduriyetleri gidermeye 
 
gayret etmeliyiz?
 
         Yaklaşık üç yıldır Serdar Karamanlı ile birlikte çevremizdeki hayırseverlerin de 
 
katkılarıyla imkânsızlık nedeniyle evlenemeyen iki çiftin evini döşeyip, bir yıllık kirasını 
 
ödeyip düğünlerini yaptık. Hatta bir torunumuz dahi oldu. Geçen yıl maddi imkânsızlık 
 
nedeniyle boşanmayı düşünen bir çifti vazgeçirdik ve bir yıllık ev kiralarını ödeme sözü 
 
verdik çok şükür beraberlikleri sürüyor. Şimdi de önümüzde evlendirilip evini döşeyeceğimiz 
 
iki çift daha var. Bu yıl onların da düğünlerini yapacağız inşaallah…
 
         Bir arkadaşım İHH’nın Afrika’da katarakt ameliyatı ile körlerin gözlerini açtırmak için 
 
200 lira topladığını duyunca heyecanlanmış ve “İnfak koleksiyonumun böyle şahane bir 
 
parçaya ihtiyacı var” diyerek koşmaya başlamıştı… Sizin Ramazan koleksiyonunuzun da; 
 
          Boşanmaya yaklaşmış bir yakınınızı barıştırıp onları iftarda ağırlamak,
 
          Yurt dışında çalışmak zorunda kalan birine şehrinizde iş bulup ona müjde vermek,
 
          Tanıdıklarınızı araya koyup bir memuru eşinin yanına tayin ettirmek,
 
          Mahpustaki birinin savunmasıyla ilgilenip onu ailesinin yanına kavuşturmak,
 
          Hayata küsmüş bir dulu evlendirip yüzünü güldürmek,
 
          İhtiyaç sahibi bir gencin maddi yükünü sırtlanıp onum düğününü yapmak,
 
         …gibi paha biçilmez parçalardan birine ihtiyacı yok mu?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.