Sosyal Medya

Makale

Peygamber Sahurda ne yapardı?

İştah ve şehvet aynı köktendir. Bu haz ve hız devrinde iştahı ve şehveti gemlemek gün 
 
geçtikçe zorlaşmaktadır. Ramazan ayının tamamını oruçlu geçiren bir mümin iştahını ve 
 
şehveti kontrol etme konusunda ümitlenir. Bu nimete hamd edeceğine kaç saat aç ve susuz 
 
kalacağını düşünenler orucun hikmetinden uzaklaşmışlardır. Ama ne yazık ki medya ve 
 
belediyeler sayesinde Ramazan ayı bir yemek festivaline ve direklere arası gösterisine 
 
dönüşmektedir. İftar ve sahurda ne yapmak değil de neler yemek konusu o kadar abartılı 
 
işlenmektedir ki bazıları da güya bunu dengelemek için bir lokma ve hırka üzerinden insanları 
 
yaşanan hayatı dışlayan bir İslam’a çağırmaktadır. Peki, Ramazan ne üzerinden anlatılmalı?
 
         Ramazan ayı, öyle bir aydır ki, o ayda, insanlar için hidayet rehberi, doğru yolun, hak 
 
ile batılı birbirinden ayıran apaçık delillerin bulunduğu Kuran indirilmiştir.(Bakara / 185)
 
       Bu ayete göre orucu hidayet rehberi Kuran’ın indiği Ramazan ayında tutuğumuzun 
 
farkında olmalıyız. Sahabe her Ramazan, hayatlarını adil, özgür, eşit ve kardeşçe yaşamaları 
 
için indirilmiş Kuran’ın kıymetini bilerek geçirirlerdi. O zaman Resulullah, Kuran’ın indiği 
 
Ramazanda Sahura kalkınca ne yaparmış diye Kuran’a sorarsak ne cevap alırız?
 
        Ey örtüsüne bürünen Resul! Gecenin yarısında, istersen biraz öncesinde istersen biraz 
 
sonrasında bir ara kalk ve Kuran’ı ağır ağır, sindire sindire oku! Doğrusu biz sana 
 
(sorumluluğu) ağır bir söz vahyedeceğiz. Şüphesiz gece kalkışı hem daha etkilidir hem de 
 
okuduğunu anlama bakımından daha elverişlidir. Zira gündüz vakti, seni uzun bir 
 
meşguliyet bekliyor.(Müzemmil / 1-7)
 
        Resulullah’ın Kuran okumak için kalkması istenen zaman dilimi bizim sahura 
 
kalktığımız vakittir. Kuran dışında hiçbir kitap, okuyucusuna kendisini ne zaman okuyacağına 
 
dair bir bilgi sunmaz. Bu ayete göre sahur vakti, Kuran’ı özüne okumak isteyen insanlar için 
 
en etkili vakittir. Ayrıca sahur, insan zihninin en berrak olduğu zamandır. Üstelik gündelik 
 
meşgalenin dışında olunduğundan özüyle sözünü bir kılmak isteyenlerin kendilerine 
 
ayıracakları en müsait anlardır. Zinde ve müsait olunan Sahur vaktinde Kuran’ı, 
 
sorumluluklarımızı hatırlatır tarzda okumak, Arapça bilmeyenlerin meal veya tefsir okuması 
 
demektir. Resulullah’a ağır sorumluluklarının hatırlatıldığı sahur vaktinde neleri yediği değil 
 
hangi sorumluluklar ile kuşandığından bahsedilmelidir. Zira Allah’ın gözetiminde oruçlu 
 
geçirilecek günün önceki gecesini de, orucu anlamını destekler mahiyette geçirilmelidir. 
 
Sahuru sadece beslenme saati görüp kalkmaya gerek görmeyen Müslümanlar, özleri ile 
 
sözleri arasındaki kopukluğu nasıl gidereceklerdir? Gece kalkışındaki nefsi terbiye etmeye 
 
yönelik Kuran’a okuyuşunun yerini tutacak yeni önerileri var mıdır?
 
       Peki, Sahabe Sahura kalktığı vakitlerde ne yaparlarmış diye Kuran’a sorduğumuzda;
 
     (Ey Resulüm!) Rabbin, senin ve seninle beraber bulunan bir topluluğunda gecenin üçte 
 
ikisini veya yarısını ya da üçte birini (indirdiğimiz ayetleri anlamak için) uyanık geçirdiğini 
 
biliyor... O hâlde Kuran’ın kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun. Allah, zaman zaman 
 
içinizde hastalar, O’nun lütfundan rızk aramak için yola düşenlerin ve Allah yolunda 
 
mücadele edenler olacağını bilir. Öyleyse o’ndan kolayca okuyabileceğiniz kadarını 
 
okuyun, namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’a güzel bir borç verin… (Müzemmil / 20)
 
        Buna göre, sahabenin de Kuran’ı anlamak için Sahur zamanlarında kalkmayı adet 
 
edindiğinin şahidi Allah’tır. Bu kalkışlar sahurla sınırlı olmadığı için, hastalık, ticari 
 
seyahatler ve cihada katılımdan dolayı gece kalkışında Kuran okumanın sürdürülebilir Salih 
 
bir amel olması için “kolayınıza gelen kadar okuyun” denmektedir. Yani hatimleri Ramazanın 
 
son gününe yetiştirmek için değil kulluk sorumluluğunuzu anlamak için okumalı. Sahabenin 
 
“Biz 10 ayet alır onunla amel eder sonra diğer 10 ayete yönelirdik” usulü, gece kalkışında 
 
yapılması önerilen “kolayınıza gelen kadar okuyun” ibaresini karşılamaktadır. Ayrıca bu 
 
okumalar, dosdoğru namaz kılmayı kolaylaştıracağı gibi sahip olunanları ihtiyaç sahipleriyle 
 
paylaşmayı sevdirecek ve karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek işlenecek ameller 
 
konusundaki gönüllü tavırları destekleyecektir.
 
Gündüzümüzü esir alanlar ne yazık ki sahur programlarıyla gece kalkışımıza da el 
 
atmışlardır. Hâlbuki Resulullah gece kalkışının önemi nedeniyle öğlen saatlerinde “kaylule” 
 
adlı bir uykuyu adet edinmiştir. Kuran’dan kolayımıza geleni okuyarak geçirilmiş bu berrak, 
 
zinde ve meşguliyetten uzak saatlerin damağımızda bıraktığı lezzet, belki de bizi Ramazan 
 
dışında da gece kalkışlarına yöneltecek. Bu da emrolunduğumuz gibi dosdoğru olmak için 
 
alınmış en isabetli yönelimlerimizden biri olacaktır…
 
Şimdi gelelim sahurda ne yiyeceğimiz konusuna…
 
Bence gelmeyelim…
 
21.6.2015

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.