Sosyal Medya

Makale

Başkanlık riski niçin alınıyor?

BaÅŸkanlık sistemini isteyen AKP ama ona asıl muhtaç olan muhalefet… Her ÅŸeyden önce bugünün parlamenter sisteminde çoÄŸunluÄŸa sahip olan partinin liderinin önünde hiçbir engel bulunmuyor.  EÄŸer iktidar partisi içinde demokratik bir zemin yoksa yasama ve yürütme tümüyle liderin kontrolüne geçebilir. Bu durum ‘iyi’ parlamenter sistemlerle de çözülemez çünkü belirleyici olan mekanizma deÄŸil, siyasi kültür. Oysa yeni oluÅŸturulacak hiçbir baÅŸkanlık sistemi denetim açısından bugünkü ‘gevÅŸek’ ortamın gerisine gidemez. Hele yeni sistemin bir anayasa eÅŸliÄŸinde ortaya çıkacağı ve aylarca tartışılacağını düÅŸünürsek, keyfiliÄŸe çok daha kapalı bir siyasi modele yöneleceÄŸimiz açık. 

Ancak baÅŸkanlık sisteminin asıl muhalefete yarayacağına dair çok daha ‘reel’ bir neden var… AKP’nin sandıkta yenilmesi, ikinci parti haline gelmesi daha çok uzun yıllar pek mümkün olmayacak. Bu parti siyasi hatalar yapsa dahi, sosyolojik dönüÅŸüm ve sahiplenme AKP’yi önemli bir farkla çoÄŸunluk kılmaya devam edecek. Muhalefette ise bir arada olamayacak MHP ve HDP gibi iki parti bulunuyor ve muhtemel bir koalisyonda her ikisine de ihtiyaç var. Dolayısıyla parlamenter sistemde AKP’nin bir biçimde iktidar olmasını engellemek mümkün gözükmüyor. Oysa baÅŸkanlık sisteminde ikinci tura kalınması halinde muhalefetin AKP adayının karşısında toparlanması çok mümkün… Böylece yasamada AKP çoÄŸunluÄŸu oluÅŸtursa bile, baÅŸkan muhalefetten seçilebilir ve bu da belki çatışmayı ama belki de birlikte yaÅŸamayı teÅŸvik eder. Her halükarda muhalefet siyasetin belirleyici bir unsuru olur… 
O halde acaba AKP ve ErdoÄŸan baÅŸkanlık sistemini niçin istiyor. Siyasi hakimiyetini risk almadan sürdürmek varken acaba niye tehlikeye atıyor? Åžehir hastaneleri örneÄŸi aslında meseleyi büyük çapta özetliyor. Türkiye’de hükümetin herhangi bir konuda siyasi karar alması ve bunun teknik altyapısını kağıt üzerinde düzenlemesi, o kararın hayata geçmesini saÄŸlamıyor. Öncelikle hâlâ yerindelik denetimi yapan bir yargı ile birlikte yaÅŸamaya devam ediyoruz. Yani yargı hükümetin aldığı kararların yasaya uygunluÄŸunu denetlemekle yetinmiyor. Bu kararların siyaseten ne derece doÄŸru olduÄŸuna bakıyor ve deÄŸerlendirmesini de hukuksal baÄŸlamda ortaya koyabiliyor. Mesele ÅŸu ki yargı kendisini bir siyasi aktör olarak gördüÄŸü için, yürütmeyi durdurma kararlarının ne derece haklı olduÄŸu da soru iÅŸareti oluÅŸturuyor.         
Ayrıca herhangi bir iÅŸin yürütülmesi sırasında bürokrasi bir direnç mekanizması olarak çalışabiliyor. Özellikle bürokraside reform ve deÄŸiÅŸim ima eden düzenlemelerin ya da belirli bir müdürlüÄŸün yetkilerini daraltan bir tasarrufun yine yargı üzerinden veya iç çalışma prosedürünün ‘inceliklerinden’ yararlanılarak geciktirilmesi, önünün tıkanması ya da tamamen engellenmesi mümkün olabiliyor. 
Anayasa deÄŸiÅŸse bile Türkiye daha bir süre bu bürokrasi ile yaÅŸamaya devam edecek. Yeni insanlar gelse bile eskilerin maaÅŸları ödenecek… AKP ise iÅŸ yapmak, deÄŸiÅŸim hızını sürdürmek istiyor. BaÅŸkanlık bunu saÄŸlayacak. Ä°ktidar olmayı bazen zorlaÅŸtırabilecek olsa bile AKP bu riski göze alıyor.

AKÅžAM 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.