Sosyal Medya

Makale

Savaş çıkınca yerine kim girecek?

Seneler önce bir Ramazan günü idi. Ankara'daydım. Yunanistan'la aramızda bir Kardak krizi çıkmıştı. O gece sahura kadar televizyondan gerginliÄŸi izledim. Sahurda, Ä°stanbul'daki öÄŸrenci evimizin sakinlerini uyandırmak için telefona sarıldım. Telefonu Mehmet açtı. 'Kalk Mehmet kalk, savaÅŸ çıktı' dedim. Mehmet, duraksamadan cevap verdi: 'Yerine kim girmiÅŸ lan?' 
Bu, burada bir dursun. 

Bu cumartesi, saat 12:00 sularında ViranÅŸehirli arkadaÅŸların iÅŸlettiÄŸi markete gittim. Amacım, akÅŸam 19:00 sularında çıkacak savaÅŸ için anamın tabiriyle 'kuru-diri bir ÅŸeyler' almaktı. Mercimekti, undu, ÅŸekerdi… Mahmut'a doÄŸrudan sordum: '20 litrelik ayçiçeÄŸi yaÄŸları nerde reis?' 

Mahmut ÅŸaÅŸkın cevap verdi: 'Abi, sen saÄŸlıklı beslenme insanı oldun olalı sadece zeytinyağı alırdın, onu da son zamanlarda Çanakkale'den sipariÅŸ etmeye baÅŸladın. Ne yapacaksın 20 kilo yağı?' 'Cahil cahil konuÅŸma Mahmut' dedim ona, 'sanki savaÅŸ çıkacağını bilmiyorsun. Hatta dur bakayım. Yoksa karaborsacılık yapmak için sakladın mı yaÄŸları? Bize de mi bro?'
Baktım yüzüme boÅŸ bakıyor, Türk siyasetini yakından takip etmeyen Mahmut'a hızlıca Gürsel Tekin isminde bir CHP'li olduÄŸunu, kendisinin Türkiye'nin Suriye'ye gireceÄŸini kesin bir dille ifade ettiÄŸini, verdiÄŸi sürenin akÅŸam 19:00 sularında dolacağını anlattım. Mahmut 'yanlışın var abi, sabahtan beri ne herhangi bir CHP'li geldi toplu alışveriÅŸe ne de herhangi bir baÅŸka mahalleli' dedi. Ardından duraksayıp 'estaÄŸfurullah abi. Bi kiÅŸi geldi sabahtan. '25 kiloluk pirinç çuvalları nerde mübarek' diye sordu. Bizde 25 kiloluk çuval olmadığını görünce 5'lik pirinç aldı 5 tane' diye ekledi. 

Eh, bu durumda ben de alışveriÅŸ etmeden çıktım dışarıya. 
Yine de akÅŸama kadar içimde bir tedirginlikle dolaÅŸmadım deÄŸil. Baktım 19:00 sularında savaÅŸ çıkmadı. Yine de tedbiri elden bırakmadım. Ne olur ne olmaz diye gömlek ve pantolonla yattım. 'Yahu koskoca CHP Genel Sekreteri savaÅŸa gireceÄŸimizi söyledi. Adamın verdiÄŸi süre bugün 19:00 sularında bitti ama yine de tedbirli olmak lazım' diye ne kadar dil döktüysem de evdekilere laf anlatamadım. Onlar pijamayla yatmayı tercih ettiler yani. 'Öngörüsüzlük böyle bir ÅŸey iÅŸte' diye düÅŸündüm. Ama içimden. Hanıma karşı 'dışından' düÅŸünmemek mutlu evliliÄŸin altın kuralıdır zira. 

Pazar sabahı biraz daha huzurlu uyandım. Af buyurun, 11:00 sularında anamın hazırladığı kreplere yumulurken 'savaÅŸa gireceÄŸiz' duygusu yavaÅŸ yavaÅŸ terk etti bünyemi. 'Krep' demem anlaşılsın diye. Yoksa 'kaygana' deriz biz ona. 
Gerçi sonradan düÅŸününce, savaÅŸ korkusunu içimden atan asıl ÅŸeyin krep deÄŸil de sucuk olabileceÄŸini düÅŸündüm. Ä°çinde sarımsak olduÄŸundan, sarımsak vampirlere karşı en etkili silah olduÄŸundan…

Yine de 'bir ihtimal mi' diye düÅŸündüm. Kaçtığı ülkede 'benim veremeyecek bir hesabım yok' pozu kesen bir gazetecinin yazısını okudum. 'Gazeteci' demem anlaşılsın diye. Yoksa 'Amerikan enstitüsü beslemesi' deriz biz ona. Åžahane analizinde mealen 'Ankara'da seçimlerin yapılmayacağı konuÅŸuluyor. Seçimlerin yapılmamasının tek yolu Türkiye'nin savaÅŸa girmesi, o yüzden Gürsel Tekin'in 'Türkiye Suriye'ye girecek' açıklamasını çok önemsiyorum' dediÄŸini hayretle, evet evet, hayretle müÅŸahede ettim. Tabii ya. Ben bunu nasıl düÅŸünememiÅŸtim. Elindeki anketlerde %45 civarı sonuçlar olan, seçim tarihini kendisi ilan eden bu AK Parti'nin, ülkeyi seçime sokmamak için yapmayacağı hinlik, çevirmeyeceÄŸi fırıldak yoktu. 13 yıl boyunca bir kez bile 'seçimden birinci parti olarak çıkmayı' kendisine hedef olarak belirleyemeyen rakiplerinden çok korkan AK Parti, seçime gitmemek için memleketi savaÅŸa sokar mıydı? Elbette sokardı. 

'Yahu nedir' diye kıvranıp daha derin bir araÅŸtırmaya koyuldum. Bazı 'mübarek' hesapların attıkları sosyal medya mesajlarıyla tam olarak aydınlandım. 'Gürsel Tekin deÅŸifre edince Suriye'ye giremedi tabii AKP' diyorlardı. Tamam. Ä°ÅŸte ÅŸimdi olmuÅŸtu. Türkiye, tankıyla, topuyla, uçağıyla, askeriyle Suriye'ye girmeyi kararlaÅŸtırmış; ancak Gürsel Tekin'in ifÅŸaatıyla bu meÅŸum plandan vazgeçmek zorunda kalmıştı. 'Ne Gürsel Tekin'miÅŸ be arkadaÅŸ' demedim tabii. Niye demedim? Çünkü 14:00 sularında maklube yemiÅŸtim. 

Uzatmayayım. Anladığım ÅŸudur: Türkiye, var olsun, Gürsel Tekin'in yerinde müdahalesiyle savaşın kıyısından dönmüÅŸtü. 
Zaten, Gürsel Tekin'in partisinin genel baÅŸkanı da iktidar olurlarsa Suriyeli mültecileri ülkelerine gönderme sözü vermiÅŸti. Anladığım kadarıyla arasının çok iyi olduÄŸu Esed'e 'bu gönderdiÄŸim insanların kılına zarar gelirse çok küserim bak' diyecek ve mültecilerin can güvenliklerini de garanti altına alacaktı. Daha ne?

Tam o dakika, ben marketten çıkarken bizim marketçi Mahmut'un niçin 'abi 19:00 sularında bir ÅŸey olacak. Ama bugün deÄŸil, 7 Haziran'da' dediÄŸini de anlamış oldum. Üstelik dedim ya, bizim Mahmut Türk siyasetini yakından takip etmez. 
Ne diyordu Cibran: 'Sen bu Türk tüpü sosyal demokratları çok hafife alıyon yeÄŸenim. 6 seçim kaybetseler 'kaybedilecek yedinci seçimi göster' derler de ÅŸaÅŸakalırsın. Musahhihe söyle 'tüpü'dür o. Bilerek yazdık.' 

YENÄ°ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.