Sosyal Medya

Makale

Cemaat niçin yenildi?

GeçmiÅŸte Gülen cemaatinin yapmış olduÄŸu gayrı meÅŸru tasarrufları bugünün sert tutumuyla mukayese ederek eÅŸitlik üretmek mümkün deÄŸil. Gülen cemaati Balyoz davasını sulandırmanın ötesinde Ä°zmir’deki casusluk ve MuÅŸ’taki TaÅŸhiye davası örneklerinin gösterdiÄŸi üzere uyduruk soruÅŸturmalar üzerinden örgütsel alan açma giriÅŸimlerinde bulundu. Selam Tevhid dosyası ile hayali bir gerçeklik üreterek olası siyasi rakiplerin tasfiyesine giriÅŸti. Bürokraside personel ve güvenlik ÅŸubelerinin kontrolünü ele geçirmekle yetinmeyip, KPSS suistimali sayesinde kadrolarını yığın halinde devlete taşıdı. Buna binlerce insanın dinlenmesini, MÄ°T kamyonlarının aranmasını, Hakan Fidan müdahalesini ve 17/25 Aralıkta olası yolsuzluk üzerinden sahneye konan darbe giriÅŸimini ekleyebiliriz. 

Ortada bir simetri yok… Gülen cemaatinin yaptıkları yanında maalesef hükümet tutumunun pek bir ağırlığı kalmıyor. Gelinen nokta ise açık bir yenilgi… Hareketin toplumsal meÅŸruiyet zemini buharlaÅŸtığı ölçüde, ancak yabancı destekle ayakta kalınabilecek bir noktaya sürüklenildiÄŸi anlaşılıyor. 
Aslında bu beklenen bir sonuç deÄŸildi ve gerçekten de ortada eÅŸitsiz bir tablo bulunmaktaydı. Gülen cemaati yıllardır parlak gençleri kendi kurumlarında yetiÅŸtirip bürokrasiye yerleÅŸtiriyordu. Ayrıca iÅŸ dünyasındaki gücünü küresel zemine yayma becerisini göstermiÅŸti. Medya bu bariz üstünlüÄŸün sergilendiÄŸi yerdi ve gündemin dizginlerini kontrol ediyordu. Daha önemlisi Cemaat’in yargı, polis ve bürokrasi içindeki uzantılarıydı. Uygun polis-savcı-yargıç bileÅŸimleri herkes için suç yaratma ve cezalandırma imkanı üretmekteydi. Buna Gülen cemaatinin AKP’nin sosyal yapısı içinde de son derece yaygın ve yerleÅŸik olduÄŸunu eklemek gerek. Böylece doÄŸrudan AKP içindeki siyaseti etkileme, oluÅŸturma ve gerektiÄŸinde bir tehdit imkanı yaratma potansiyeline sahiptiler. Nihayet yurt dışı lobicilikte de Cemaat neredeyse tekel kurmuÅŸtu. 
Bunlara Batı dünyasının zaten AKP iktidarından pek hazzetmediÄŸini ekleyin. Ve de hepsinin üstüne Gezi’yi, 17/25 hamlesini koyun… Bunun altından hangi iktidar kalkabilirdi? ErdoÄŸan’ın siyaseti bırakmak zorunda kalacağı, AKP’nin Cemaat karşısında yumuÅŸayacağı, Gülencilerin parti içinde güçlenerek iktidarın parçası olacakları ‘gerçekçi’ bir tahlil gibi duruyordu. Bürokrasiye zaten hakim olan Cemaat’in parlamento ve hükümeti de büyük ölçüde ele geçirmesi mukadder gibiydi. 
Ama öyle olmadı… Böylesine avantajlı olmasına raÄŸmen acaba Cemaat niçin kaybetti? ErdoÄŸan’ın sezgisel yetenekleri, dik duruÅŸu ve toplumu teyakkuza çağırması tabii ki çok önemli. Ancak gerekli olmasına karşın yeterli koÅŸul deÄŸil. Yeterli koÅŸul muhafazakar toplumun Gülen cemaatini ‘tanımasıdır’… Yenilginin asıl nedeni Cemaatin toplumsal algı ve tepkiyi hiçe sayarak, eylemlerini ve stratejisini müdanaasızca yerelde de sürdürmesi ve giderek Anadolu’nun çeÅŸitli çevrelerinde bir nefret nesnesine dönüÅŸmesiydi. ‘Ä°nsan’ için uÄŸraÅŸtığını söyleyen, ama aslında insanı kiÅŸiliksizleÅŸtirerek örgütün nesnesi kılan bu yaklaşımın, nihayette bizzat kendi toprağında çökmesi ÅŸimdi geriye bakıldığında çok doÄŸal gözüküyor.   

AKÅžAM

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.