Sosyal Medya

Makale

Yeni başlayanlar için 10 maddede Suriye

1.1970 yılından beri Suriye, ülkede azınlık durumunda olan Nusayrilerin dikta rejimi ile yönetilmektedir. Bu dikta rejimi ülkenin çoÄŸunluÄŸunu elinde bulunduran Sünnilerin devlette var olmasına, örgütlü siyaset yapmasına, sivil toplum kuruluÅŸları ile temsil edilmelerine asla müsaade etmemiÅŸtir. Ülkeyi 1970'ten öldüÄŸü 2000 yılına kadar aralıksız yöneten diktatör Hafız Esad, 1982 yılında Hama'da ÅŸehri uçaklarla ve toplarla bombalayarak sayılarının kırk bin kadar olduÄŸu tahmin edilen insanı öldürmüÅŸtür. Suriye'de on binlerce insan siyasi nedenlerle infaz edilmiÅŸ ya da hapse atılmıştır. 

2.Tarihler 2010 yılını gösterdiÄŸinde Tunus merkezli olarak baÅŸlayıp hemen hemen tüm Arap coÄŸrafyasına hızla yayılan Arap Baharı rüzgarı, çok geçmeden Suriye'ye de sıçramıştı. Suriye'de özellikle gençler 'gençler, düzenin deÄŸiÅŸmesini istiyor' sloganları atarak sivil bir protesto gösterileri zinciri baÅŸlatmışlardı. Protestocular, 6 ay kadar bırakın kurÅŸunu, tek bir taÅŸ atmadan bu çabalarını sürdürmüÅŸlerdi. Ä°stedikleri iki temel ÅŸey vardı. Hapishanelerdeki siyasi tutukluların salıverilmesi ve bir ulusal geçiÅŸ hükümeti ile demokratik seçimlere gidilmesi. Ancak her protesto, devlet ÅŸiddeti, gözaltılar ve iÅŸkencelerle sonuçlandı. Yakınlarının niçin gözaltına alındığını sormaya giden insanları da gözaltına alan bir düzenek iÅŸlemeye baÅŸladı. 

3.Bu altı aylık süreç içerisinde uluslararası toplum, Suriye'de olan bitenle neredeyse hiç ilgilenmedi. Türkiye ise, özellikle BeÅŸÅŸar Esad'a çeÅŸitli uygulanabilir tavsiyelerde bulundu. Fakat aÄŸabeyi Mahir'i ve Baas bürokrasisini asla ikna edemeyen Esad, bu tavsiyelerin hiçbirine kulak as(a)madı. Gelinen noktada Esad, yüzbinlerce insanın ölüm emrini vermiÅŸ, eli kanlı bir katildir. Daha fazlası deÄŸil. 

4.Nisan 2011'de ülkede silahlar konuÅŸmaya baÅŸladığında mazlum Suriye halkı, firari askerler ve gençlerin katılımı ile Esad güçlerine karşı asimetrik olarak isimlendirilebilecek bir silahlı direniÅŸ baÅŸlattı. Bu aÅŸamada Suriye'nin en yakın müttefikleri Rusya ve Ä°ran devreye girerek uluslararası toplumun olası tüm yaptırımlarını kilitlemeyi baÅŸardılar. Rusya ve Ä°ran, Suriye'ye her türlü ekonomik ve askeri yardımı ulaÅŸtırdı. Genel olarak 'muhalifler' olarak isimlendirilen direniÅŸçilere ise bazı Körfez ülkeleri ile Türkiye'den çeÅŸitli -ve yetersiz- destekler verildi. 

5. Aradan geçen 4 yılda Suriye'de her ÅŸey çok karıştı. Baas ordusunun yanında çarpışan Ä°ran askerleri, Lübnan Hizbullahı militanları ve Rus askerleri söz konusu oldu. DiÄŸer yandan, merkezi el Kaide'den ayrılmış bir ÅŸiddet örgütü olan IŞİD, Suriye'de olaÄŸanüstü bir hızla güçlendi ve tuhaf ÅŸekilde Suriye'deki muhalif grupların parça bölük olmasında bir 'katalizör' görevi üstlendi. 
6.Sanılanın ve Türkiye kamuoyuna kabul ettirilmek istenenin aksine, Suriye'de rejim güçlerine karşı savaÅŸan 10 insandan 9'u Suriyelidir. Ä°çinde pek çok baÅŸka ülkeden savaÅŸçı barındıran örgüt IŞİD'dir. IŞİD'in Esad rejiminden çok muhaliflerle savaÅŸtığı ise sır deÄŸildir. 

7.Bundan bir kaç ay önce baÅŸlayan bir hareketlenme ile Suriye'de birbirlerinden bağımsız olarak rejime karşı savaÅŸan pek çok grup ittifak yapmayı baÅŸardı. Bu ittifak, kısa süre içerisinde Ä°dlib ve etrafını ele geçirdi. Halihazırda Esed'in kalesi sayılan Lazkiye'ye doÄŸru ilerleyiÅŸlerini sürdürüyorlar. Muhalif cephelerin ittifak yapabilmesi, Suriye iç savaşı için en kritik eÅŸiklerden biri olarak kabul edilmektedir. Suriye'den gelen haberler, bu ittifakın moral üstünlüÄŸü muhaliflere geçirdiÄŸi yönündedir. Neredeyse tüm uzmanlar, 'Lazkiye düÅŸerse her ÅŸey iyice tersine döner' demektedirler. Unutmadan... IŞİD, elbette bu ittifakın içinde deÄŸildir. Ve hatta bu ittifakla IŞİD, birbirleriyle savaÅŸmaktadırlar. 

8.Suriye'de insani durum felaket düzeyini de geçmiÅŸtir. Suriye'deki mülteci ve yoksullara yardım ulaÅŸtırabilen az sayıdaki insani yardım kuruluÅŸunun en büyük sorunu; kanıksanan savaÅŸ dolayısıyla gönderilen yardımların hissedilir derecede düÅŸmüÅŸ olmasıdır. Kedi köpek gibi sokak hayvanlarını yemek zorunda kalan, topladığı çimenleri piÅŸirip hayatta kalmaya çabalayan yüzbinlerce insan söz konusudur ülkede. 

9.Sanılanın ve Türk kamuoyunda iki taraflı olarak umulanın aksine Türkiye, Suriye iç savaşında hatırı sayılır bir inisiyatif kullanamamıştır. Türkiye, ne bazılarının zannettiÄŸi gibi Suriye iç savaşını çıkarıp finanse etmiÅŸtir ne de yine bazılarının zannettiÄŸi gibi Suriye iç savaşını tek başına bitirebilecek muazzam bir güce sahiptir. Türkiye, insani yardım ve mülteci sorunları baÅŸta olmak üzere elinden gelen her ÅŸeyi yapmaktadır. Ancak henüz uluslararası toplumun Suriye meselesine kalıcı bir çözüm bulmasını saÄŸlayabilecek durumda ve güçte deÄŸildir. 

10.Suriye direniÅŸi, 40 yıl boyunca bir azınlık diktasının tahakkümü altında ezilen onurlu bir halkın direniÅŸidir. Aradan geçen 4 yılda bu onurlu direniÅŸi kirletmek, pisletmek için elden gelen her ÅŸey yapılmıştır. Hem ne idüÄŸü belirsiz bir takım örgütler hem de Rusya ve Ä°ran odaklı dezenformasyonlarla bu direniÅŸ, onurlu Suriyeli direniÅŸçilerin elinden alınmaya çalışılmıştır. Åžimdi ise sular nispeten tersine akmaya baÅŸlamıştır. Önümüzdeki bir kaç ay, Suriye direniÅŸi açısından oldukça kritiktir. 
Dünyanın hiçbir yerinde bir azınlık diktası uzun vadede kazanamaz, halkına karşı baÅŸarılı olamaz, ayakta kalamaz. Gelinen noktada pekala 'katiller sürüsü' olarak adlandırabileceÄŸimiz Esad ailesi Suriye'nin geleceÄŸinde söz sahibi olamayacaklar, eninde sonunda yıkılıp gideceklerdir. 

Ne diyordu Attila: 'Zulüm ile abâd olunsaydı dünyanın tapusunu benim üzerime yapmaları icap ederdi.' 

YENÄ°ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.