Sosyal Medya

Makale

Gereğini yap sayın vali

Meksika Sınırı'nın son sezonunu Mehmet Çelik ve Yusuf ArmaÄŸan ile yaparken kamuoyuna ısrarla yaptığımız bir çaÄŸrı vardı. Ankara'daki TandoÄŸan Meydanı'nın adının Âşık Veysel Meydanı olarak deÄŸiÅŸtirilmesini talep ediyorduk. Ankara'yı 'demir yumruk' ile yöneten TandoÄŸan bir genelge yayınlamış ve 'kılık kıyafeti uygun olmayanlar ÅŸu semtlere alınmaz' ÅŸeklinde bir genelge yayınlamıştı. Bu genelgenin uygulanmasının maÄŸdurlarından biri de Âşık Veysel olmuÅŸtu. Kılık kıyafetini 'köylülere mahsus' bulan kolluk kuvvetleri Veysel babayı almamıştı ÅŸehre.

Hayatımı geride bıraktığımız, aÅŸtığımız, bir daha yaÅŸamayı istemediÄŸimiz bu kekre anının Türkiye'de bir kez daha olmaması için uÄŸraÅŸmakla geçiren biriyim. Dolayısıyla Yalova Valisi selim cebiroÄŸlunun (isim ve makamını kasten küçük harflerle ve yazım kurallarına dikkat etmeden yazıyorum. YönetmeliÄŸe uygun olmasın diye) herhangi birini kılığı, kıyafeti, görünümü için azarlamasına sesimi yükseltmezsem yuh olsun bana.

Meseleyi biraz geriden alayım. selim cebiroÄŸlu Yalova'ya vali olarak atandığında ÅŸehirde yaÅŸayan arkadaÅŸlarım büyük bir heyecanla 'Yalova valisini sonunda buldu' demiÅŸlerdi bana. Çalışkan, iletiÅŸime açık, ÅŸehrin dertlerini kendi derdi sayan bir vali profili anlatıyordu herkes. Müteahhitlere Yalova lehine kök söktürmesi, ÅŸehirdeki STK'lar ile ÅŸehre faydası dokunacak etkinlikler organize etmeye çabalaması, yönettiÄŸi ÅŸehrin nabzına hâkim olmaya çalışması hep takdirle anılıyordu.

Yalnız bir problemli taraf vardı anlatılanlarda. 'vali, çok çabuk sinirleniyor, sinirlendiÄŸinde muhatabını azarlamaktan, muhatabına ayar vermeye çalışmaktan da geri durmuyor' diyordu ÅŸehirdeki dostlarım. Mesela bir STK toplantısında vali 'siz toplumda temsil vazifesi olan insanlarsınız; kılığınız kıyafetiniz böyle olmamalı' demiÅŸ idi. valinin bir okul müdürünü de azarladığını, hatta müdürün istifanın eÅŸiÄŸine geldiÄŸini, ancak Ä°l Milli EÄŸitim Müdürü tarafından ikna edilerek görevinde kaldığını biliyorum.

Ve gelelim o meÅŸum güne. Yalova'daki okulları denetleyen vali, denetlediÄŸi 17. okulda, o esnada öÄŸrencileri ile ders yapan Halil Serkan Öz'ün sınıfına girer. Halil Serkan Öz, saçma sapan kılık kıyafet yönetmeliÄŸini umursamayan, kravat takmayan, hafif kirli sakallı bir öÄŸretmendir. vali, bütün öÄŸrencilerin ortasında Halil Serkan Öz'ü azarlar. 'Bu ne biçim kılık kıyafet, öÄŸretmene deÄŸil dilenciye benziyorsun' diyerek hakaret eder. Hatta kulağıma gelenler doÄŸruysa sınıftaki öÄŸrencilerden biri dayanamaz ve valiye 'siz bugün bize takım elbise ile insan olunmayacağını gösterdiniz' der. Bunun üzerine vali öÄŸrenciye de azarı kayar.
Olaydan birkaç gün sonra Halil Serkan Öz, valiye yönelik olarak düzenlenen protesto gösterisinde hayatını kaybetti. Yine kulağıma gelenlere göre Halil Serkan Öz, yürüyüÅŸe katılmadan önce kendisini çok kötü hissettiÄŸini yakın arkadaÅŸlarına ifade etmiÅŸ. Hatta yürüyüÅŸe katılmak istememiÅŸ.

Åžimdi burada duralım. Mevcut kılık kıyafet yönetmeliÄŸine göre valinin Halil Serkan Öz hakkında soruÅŸturma baÅŸlatma yetkisi var mı? Var. vali kılığını kıyafetini uygun bulmadığı öÄŸretmeni kenara çekip ona kılık kıyafet yönetmeliÄŸine uygun giyinmesini söyleyebilir mi? Söyleyebilir. Bir tek neyi yapamaz? Bir insan tekine hakaret edemez, onun ÅŸahsını rencide etmeye yönelik bir ÅŸey yapamaz.

Ä°mdi, iÅŸbu noktada valinin yapması gereken fevkalade basit bir ÅŸey vardır. Yalova'dan ve tüm Türkiye'den yaptığı çirkin davranış için özür dileyerek onuruyla istifa etmek… Ä°stifa etmeyecekse BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu yetkisini kullanmalı ve derhal valiyi görevden almalıdır.

Bu tip olaylarda maÅŸeri vicdanın yaralanmasına sebebiyet vermek, hem vicdanlarda hem de zihinlerde telafisi imkânsız yaralar açar. Hiçbir hükümet böylesi bir çirkinliÄŸi sırtında bir kambur olarak taşımak zorunda deÄŸildir. Memleketimizde Yalova'ya valilik edecek evsafta bir tek insan bulunamayacak olsa dahi gereÄŸi yapılmalıdır.
Gelelim 'ama adam solcuymuÅŸ ya' diyen hödüklere. Burada önemli olan Halil Serkan Öz'ün ya da valinin siyasi görüÅŸü falan deÄŸildir. GerektiÄŸinde haklıyı haksızdan ayırabilecek ferasetimiz, basiretimiz, adalet duygumuz olmayacaksa Müslüman olmamızın belirgin bir önemi yoktur zira.

Kaldı ki Halil Serkan Öz, bir öÄŸrencisinin 'hangi kitapları okuyalım' sorusunu, hiç üÅŸenmeden el yazısıyla 60 kitaplık bir liste yaparak cevaplayan iyi bir öÄŸretmendir bence. Joyce, Kafka, Kemal Tahir, Gogol, OÄŸuz Atay, Yusuf Atılgan, Dostoyevski önermiÅŸtir yetiÅŸtirdiÄŸi çocuklara. DoÄŸrusu bazı deÄŸiÅŸikliklerle öÄŸretmen olsam öÄŸrencilerime o listeyi tavsiye edebilirdim.
Son bir not da Halil Serkan Öz'ün ölümünü sömürmek üzere kolları sıvayan sendikalara… Okullarda baÅŸörtüsünü serbest bırakmaya yönelik düzenlemelere karşı ahlaksız bir savunma hattı kuran kimdi? 'Ülke elden gidiyor' diye inleyen kimdi? Ä°nsan hakları ve özgürlük düÅŸkünlüklerini sevdiklerim sizi.

Ne diyordu Nabokov: '50 yıllık üslupçuyum; böyle üslup görmedim. Herkesin sadece kendisine özgürlükçü olduÄŸu bir roman yazsam adını 'Türkiye' koyarım birader. O derece.'

yenisafak.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.