Sosyal Medya

Makale

Ölüm satrancı

Ä°brahim Karagül dünkü yazısında ÅŸöyle diyordu: ‘Öyle görünüyor ki, Ä°ran sınırından Akdeniz’e uzanan koridorda siyasi sınır hiçbir zaman bugünkü gibi olmayacak. Aslında Irak da Suriye de bir Arap-Ä°ran güç mücadelesinin geniÅŸletilmiÅŸ cephelerine dönüÅŸtü.’

Åžurası kesin. Batılıların OrtadoÄŸu dedikleri coÄŸrafyada filler, arsız bir iÅŸtahayla tepiÅŸiyorlar. Malum, filler tepiÅŸirken olan her zaman çimenlere olur.

Bu coÄŸrafya öyle bir coÄŸrafyadır ki, bugün Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de olan bitenin yarın Lübnan’da ya da Ürdün’de de olmaya baÅŸlamayacağının hiçbir garantisi yoktur. 

DonmuÅŸ, ancak üzerindeki incecik buz kütlesinin bir insan tekini bile taşımakta zorlanacağı OrtadoÄŸu gölünde tanklar umarsızca ilerlemektedirler.

Görünen o ki bu bir ölüm satrancı. Åžimdilik Ä°ran ve Suudi Arabistan bu satrancın görünen en önemli oyuncuları... ‘Görünen’ diyorum, zira tavÅŸana ‘kaç’ diyenin de, tazıya ‘tut’ diyenin de aynı büyük ‘usta’ olduÄŸuna neredeyse hiç ÅŸüphem yok. Mevcut karışıklığı tek baÅŸlarına çıkarmadılarsa bile, çıkan karışıklıktan fevkaladenin fevkinde istifade eden yeni kolonyalizm odakları pastadan paylarını alıyorlar. 

Gerçi bizim yerli ÅŸebbihalara kalırsa Suriye savaşını baÅŸlatan da, devam ettiren de, iÅŸleri bu hale getiren de Türkiye. Artık Ä°ran ya da Suriye’den doÄŸrudan destek gördüklerine hiç ÅŸüphe duymadığım bu mide bulandırıcı tayfanın ‘Türkiye’yi satmak’ üst baÅŸlıklı iÄŸrenç bir ajandaları var. Türkiye’nin en başından beri ‘durmak istediÄŸi yerde durmaya çalıştığı’nı, iÅŸlerin hesap edilen ÅŸekilde ilerlememesine raÄŸmen elinden gelen her ÅŸeyi yapmaya gayret ettiÄŸini görmemek için sadece kör olmak gerekmez; fazladan bir de kötü niyet lazım gelir.

Bugün Suriye’de ya da Irak’ta IŞİD’den söz ediyorsak bunun yegâne suçlusu Suriye meselesine en başında müdahale etmeyi reddeden Ä°slam toplumudur. Suriye’de iÅŸler bu raddeye gelmesin diye uÄŸraÅŸ veren tek Ä°slam ülkesi ise Türkiye’dir.

Yanlış anlaşılmasın. Türkiye’nin, Suriye konusunda yalnız kalmasıyla birlikte, bazı önemli strateji hataları yaptığını elbette biliyorum. Ancak bu hatalar dahi, tüm dünyada Suriye halkının bekasını düÅŸünen tek hükümetin Türk hükümeti olduÄŸu gerçeÄŸini deÄŸiÅŸtirmez.

‘Suriye halkı’ dedim evet. Benim bu yazıyı yazmamla sizin bu yazıyı okumanız arasında geçecek süre içerisinde ortalama 100 insanını daha kaybedecek olan Suriye halkı. Dikkat isterim. Sünni, Nusayri, Åžii, Dürzi, Hristiyan, Kürt, Arap, Türkmen diye ayırmaksızın kullanıyorum bu kavramı.

Bir ülke, halkının tüm unsurlarıyla birlikte 3 yılı aÅŸkın süredir yok ediliyor. Üstelik bütün bir Suriye yeni kolonyalizmin ölüm satrancının öznesi haline gelmiÅŸ durumda.

Suriye’de bütün bunlar olup biterken Irak’ta mezhep temelli yeni bir iç savaÅŸ patladı. Bir Åžii ordusu haline gelen ve Ä°ran’ın desteÄŸiyle Tikrit’e giren Irak ordusu, yaptığı operasyona ‘Hüseyin’in intikamı’ adını vermiÅŸti biliyorsunuz. ‘Hazreti Hüseyin’in intikam aldığı Sünniler’ fikri ortada keskin bir mezhep savaşının olduÄŸunu gösterir. Dahası, IŞİD’in istediÄŸi de zaten tam olarak budur. Başından beri ‘kafir’den çok ‘Åžii’leri hedef alan IŞİD, istediÄŸini elde etmiÅŸ görünüyor. Zaten düÅŸük ve orta yoÄŸunluklu olarak süregelen mezhep savaşı ÅŸimdi tüm yoÄŸunluÄŸuyla gündemde ve bu iÅŸten kar ederek çıkmayı hedefleyen yapı ise başından beri ‘Irak’ta Sünnilerin koruyucusu benim’ diyen IŞİD.

Bu noktada yapılması gereken nedir? Dahası, tam bu noktada yapılacak bir ÅŸey kalmış mıdır? Bu iki sorunun cevabına da sahip deÄŸilim. Sadece ÅŸu kadarını söyleyebilirim. Dünya Müslümanları ortaya bir çeÅŸit irade koyup bu mezhep savaşını engelleyebilecek iradeyi göstermekten acizdirler. Dahası, kendilerine sunulan mezhep savaşı spesiyalini de afiyetle midelerine indirmekle meÅŸguldürler. Ä°stenen olmuÅŸ, toz topraklaÅŸtırma süreci Suriye ve Irak için büyük bir hızla baÅŸarıya ulaÅŸmıştır. 

Ä°ran, Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır’dan oluÅŸan ‘dörtlü Ä°slam dünyası dengesi’nin yeniden tesis edilmemesi için gereken bütün ÅŸartlar özenle oluÅŸturulmuÅŸtur. Yeni kolonyalizm ‘ÅŸah’ çektiÄŸinde ‘mat’ olmamak için yapabilecek hiçbir hamlemiz yoktur.

Elimizde sadece duamız kalmıştır.

Ne diyordu Kasparov: ‘O büyük an geldiÄŸinde yapabileceÄŸin tek ÅŸeyi yapmalısın. Tereddüde düÅŸmeden hamle etmeli ve oyunda kalabilmek için dua etmelisin.’

yenisafak.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.