Makale
Emperyal İran ve S. Arabistan iç savaşı!
Bence bölgenin en sıkıntılı ülkesi Irak ya da Suriye deÄŸil, Suudi Arabistan’dır. Bu ülkeye karşı hızlı bir çevreleme, istikrarsızlaÅŸtırma stratejisi uygulanıyor ve bu her geçen gün daha da tehdit edici boyutlar alıyor.
Irak ve Suriye tam anlamıyla bir kaos yaşıyor. Ä°kinci derecede etkili ülkeler ve artık bölgesel denklemin aktörlerinden deÄŸil. Bu iki ülke, üzerlerinde yürütülün güç, alan savaÅŸlarının maÄŸduru durumunda. Bu yönüyle de kaderleri hızla birleÅŸiyor.
Öyle görünüyor ki, Ä°ran sınırından Akdeniz’e uzanan koridorda siyasi sınır hiçbir zaman bugünkü gibi olmayacak. Aslında Irak da Suriye de bir Arap-Ä°ran güç mücadelesinin geniÅŸletilmiÅŸ cephelerine dönüÅŸtü.
Arap dünyasının sınırları deÄŸiÅŸiyor
Arap dünyasının doÄŸu sınırı bir zamanlar Ä°ran sınırıydı. 1991 Körfez Savaşı bu denklemi bozdu. 2003 Irak iÅŸgali ise ülkeyi tamamen Ä°ran’ın inisiyatifine terketti. Arap-Fars sınırı bu sefer Suriye-Irak sınırına çekildi. Åžam yönetimi Tahran ekseninde olmasına raÄŸmen bu böyleydi. Üstelik son zamanlarda Suriye üzerindeki Ä°ran etkisini kırmaya dönük güçlü bir giriÅŸim vardı ve kısmen de etkili oluyordu.
Bir anda Suriye iç savaşı çıktı. Amaç, Baas rejimini devirmek ve Akdeniz’e uzanan Ä°ran aksını bu ülkede kırmaktı. Ne yazık ki, beklenen olmadı, Batı dünyası ilk baÅŸlarda gösterdiÄŸi kararlılığı devam ettirmedi. Muhalefete gereken destek verilmedi. SavaÅŸ Ä°ran’ı çok daha güçlü bir ÅŸekilde Suriye’ye taşıdı. Ä°ran aksını Suriye’de kırmaya çalışırken tam tersi oldu ve Tahran bu ülkeye fiilen hakim olmaya baÅŸladı. Arap-Fars savaşının ikinci cephesinde de Ä°ran kazanır duruma geldi.
Lübnan’da da belirgin gücü olduÄŸunu varsayarsak Ä°ran’ın Akdeniz’e kadar müthiÅŸ atılıma geçtiÄŸini söyleyebiliriz. Dikkat ederseniz, Irak ordularını da Esad’ın askeri birliklerini de Ä°ranlı komutanlar yönetiyor. Güney Lübnan’da da Ä°ran var, Suriye’nin Ä°srail’le hesaplaÅŸma çizgisi olan Golan’da da.
Körfez ülkeleri karışabilir
1991 Körfez Savaşı’na, 2003 Irak iÅŸgaline en büyük desteÄŸi Suudi Arabistan verdi. Bu savaÅŸların ağır maliyetini ödedi. Daha önceki Irak-Ä°ran savaşının da finansörü kendisiydi. Ama kaybeden kendisi oldu. Irak’ı tamamen kaybetti. Åžimdilerde Suriye’deki savaÅŸta da en güçlü ve net pozisyon alanlardan biri S. Arabistan. Böyle devam ederse Irak’takinin aynısını Suriye’de de yaÅŸayacak gibi.
Ama bir cephe daha var; Yemen. Orada da Husiler ile Yemen yönetimi yıllarca mücadele etti. S. Arabistan fiilen savaÅŸa girdi, Husileri durdurmaya çalıştı. Tam tersi oldu. Ä°ran destekli Husiler Yemen’de yönetime el koydu. Ä°ran bu bölgede de S. Arabistan’ı yenilgiye uÄŸrattı hem de Kızıldeniz kenarında olaÄŸanüstü stratejik deÄŸeri olan bir garnizon elde etti.
Basra Körfezi’ndeki Bahreyn üzerinde ise Ä°ran-S. Arabistan güç mücadelesi devam ediyor. Bir sonraki hamle bu bölgeye olacaktır. Muhtemelen Körfez karışacak, Suudi yönetiminin ortak askeri birlik bile kurdurduÄŸu Körfez Konseyi ciddi yaralar alacaktır. Bahreyn’de Åžiiler’in ayaklanması Suudi askeri desteÄŸiyle durdurulabilmiÅŸti. Ama ne kadar direnebilecekleri belli deÄŸil.
S. Arabistan iç savaşı
Bu çevreleme yakın gelecekte Suudi Arabistan sınırlarının içlerine nüfuz edebilir. Petrol zengini DoÄŸu bölgelerinde yaÅŸayan Åžii azınlık zaten uzun süredir oldukça hareketli. Bölgesel sarsıntı bu çevreleri isyana teÅŸvik edebilir ve iÅŸ o zaman S.Arabistan iç savaşına dönüÅŸebilir. Arap-Fars güç mücadelesi Yemen’de de S. Arabistan’ın aleyhine döndü ve tehlike Arap dünyasının kalbine doÄŸru ilerlemeye baÅŸladı. Kabaca otuz beÅŸ yıldır devam eden Arap-Fars güç mücadelesinin bugün itibarıyla geldiÄŸi nokta burası.
Åžimdi bu tanımlamaya karşı çıkılabilir. Arap-Fars mücadelesi tanımlaması yadırganabilir. Nihayetinde her iÅŸgal ya da iç savaşın baÅŸka dinamikleri vardır. Mesela Irak Saddam Hüseyin yüzünden iÅŸgal edilmiÅŸtir ve bu bir ABD iÅŸgalidir. Bunlar olayın bölge dışı fotoÄŸrafı ancak dikkat ederseniz her olayda bu ayırım, bu güç kavgası belirleyici olmuÅŸtur.
Ve bu savaÅŸ kimlikler üzerinden yürütülmüÅŸtür. SavaÅŸları milletlere, toplumlara pazarlamak için kimliÄŸe ihtiyaç vardır. O kimlik bizim coÄŸrafyada özellikle bugünlerde mezheptir. Bölge ülkeleri bu kimliÄŸi alabildiÄŸine kullanmaktan çekinmemiÅŸlerdir.
Ä°ÅŸgal sonrası Irak’taki iç savaÅŸ mezhep üzerinden yürütüldü. Åžimdi Suriye’de aynısı oluyor. Yemen’de böyle oldu. Lübnan zaten hep öyle bir ayırıma göre biçimlendi. Körfez hızla mezhep eksenli ayrışmaya sürükleniyor. Ä°ran’ın mezhep dışında destek verdiÄŸi tek yer Filistin’dir. Bunun dışında Ä°ran’ın güç haritası tamamen mezhep eksenlidir.
Suudi yönetiminin stratejik körlüÄŸü
Suudi yönetimi büyük bir hata yaptı. Sudan’dan Suriye’ye kadar oldukça etkili olan, bir alternatif sunabilen Müslüman KardeÅŸler'i birinci derecede tehdit olarak tanımladı. Mısır’daki askeri darbe dahil, bütün bölgede Müslüman KardeÅŸler’in önünü kesmek için çetin bir mücadeleye giriÅŸti. Bunu yaparken zaaf alanlarını ortaya çıkardı, kendini zayıflattı, arkasında geniÅŸ bir boÅŸluk bıraktı. Suudi yönetiminin gözlerini kör eden bu stratejik hatanın kazananı Ä°ran oldu. Bırakılan her boÅŸluÄŸu o doldurdu. Onların Müslüman KardeÅŸler’le mücadelesi bütün bölgeyi Ä°ran müdahalesine açık hale getirdi.
Oldukça afaki gelebilir ama eÄŸer Suriye’deki mücadele Ä°ran’ın zaferiyle noktalanırsa önce Körfez karışacak ardından S. Arabistan. Yani, tek hedef S. Arabistan olacaktır. Ä°sterseniz bir yere not edin.
Emperyal Ä°ran
Bunları Ä°ran karşıtlığı ya da S. Arabistan sempatisi ile yazmıyorum. Bir bölge fotoÄŸrafı çekiyorum. Kabul edin ya da etmeyin durum budur. Ä°ran bölgedeki bütün kaoslardan yararlanmayı, bunları stratejik zafere dönüÅŸtürmeyi bilmiÅŸtir. Ancak bu kazanımları Ä°ran’ı bölgesel bir tehlike olarak algılanma noktasına getirmiÅŸtir. Israrlı, hırslı, komÅŸularının hassasiyetlerini pek de önemsemeyen, yayılmacı, emperyal bir Ä°ran gerçeÄŸini ortaya çıkarmıştır.
Peki Türkiye bütün bunların neresinde kalıyor? Türkiye’nin bölgedeki bu yeni güç haritasının, yeni ÅŸekillenmenin, yeni bloklaÅŸma ve cepheleÅŸmenin farkında olduÄŸunu biliyorum. Ve kaosun bölgeselleÅŸmesine karşı da tek panzehir olacağına inanıyorum.
Bu vesileyle yakın gelecekte Türkiye’nin bölgede çok daha aktif olacağını, hareketli bir Türkiye izleyeceÄŸimizi ÅŸimdiden söyleyebilirim.
YENÄ°ÅžAFAK
Henüz yorum yapılmamış.