Sosyal Medya

Makale

Eyvah! Kürtler savaşı bırakıyor

28 Åžubat günü hükümetle HDP heyetinin ortak açıklamasından sonra benim için ÅŸaşırtıcı oldu.

Asık bir yüz ifadesi ve hükümeti sorgulayan bir üslupla konuÅŸan kiÅŸi HDP EÅŸ BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ’tı.

Hani benim çözüm sürecinde Geryy Adams rolü beklediÄŸim, bunu göremeyince de derin bir hayal kırıklığına uÄŸradığım kiÅŸi.

Hani CumhurbaÅŸkanlığı seçiminde TürkiyelileÅŸme diye uzattığı eli Türkiye tarafından karşılıksız bırakılmayan, yüzde 9.8 oy alan Selahattin DemirtaÅŸ.

Öcalan’ın, PKK’ya yaptığı silah bırakma çaÄŸrısından dolayı mutsuz bir hali vardı.

Ä°stese barış çaÄŸrısını güçlü ifadelerle destekleyebileceÄŸi yerde çözüm için elini deÄŸil bedenini taşın altına koyan hükümeti sorgulamayı tercih ediyordu.

Bir an konuÅŸan kiÅŸi HDP EÅŸ BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ mı yoksa Kandil’deki Nurettin DemirtaÅŸ mı diye düÅŸündüm.

Ancak 1 gün sonra Kandil’den gelen açıklama dahi, HDP EÅŸ BaÅŸkanının, Öcalan’ın çaÄŸrısına iliÅŸkin sözlerinden bir adım ilerideydi.

O yüzden bu Nurettin olamaz, Selahattin dedim.

Zaman ilerledikçe, AK Parti’nin önünü kesebilmek için umudunu silahlı mücadelenin devamına ve HDP’ye baÄŸlayanlar arasında bir paniÄŸin yaÅŸandığını fark ettim. Geçen seçimde CHP’ye kerhen oy vermek için, ”Bas geç”çi olmuÅŸlardı, bu kez de “AKP”nin önünü kesmek için, ”Vur Geç”çilerdi.

Bu konuda Nuray Mert’in yazısı uyarıcı oldu.

HDP ile hükümetin ortak çaÄŸrısı karşısında, kendi mahallesinden oluÅŸan “AKP’nin önüne keseceÄŸi umuduyla yapıştığımız HDP bizi sattı mı?” kaygısını bastırmaya çalışıyordu.

““Sol demokrat çevreler, bu konuya ‘Kürt siyasi hareketi AKP iktidarı ile iÅŸbirliÄŸi mi yapıyor?’ kuÅŸkusu ve itirazıyla yaklaÅŸtı. Kürt siyasi hareketi ise bu itiraz veya kuÅŸkuya ‘Asla’ diye yanıt verme gereÄŸi duydu”

“Sakın ha” diyordu Nuray Mert.

“Mevcut iktidara iliÅŸkin eleÅŸtirilerimiz, Kürt siyasi hareketinin bu kararını gölgelememeli”

Kemal KılıçdaroÄŸlu gibi ”Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz” demiyordu ama ”Gelin biz, Türkiye’nin demokratikleÅŸmesi yükünü Kürt siyasi hareketi üzerine yıkmadan, Kürt barış sürecini destekleyelim. Bu gerçekleri bilerek yine HDP’ye oyumuzu verelim.”

Bir gün sonra ise Aslı AydıntaÅŸbaÅŸ üstlendi, mahalledeki kafa karışıklığını bastırma görevini.

“Kürtler bizi sattı mı?” baÅŸlıklı yazısında.

Onlar kimdi ve Kürtler kimi satmıştı?
Kürtlerin silahları bırakması kimi rahatsız edecekti?

Kürtler hem satan, hem satılan taraf olmayacağına göre, aldatılma ÅŸüphesi taşıyanlar kimlerdi?

“Dün, HDP ve hükümet arasındaki ortak açıklamadan sonra telefonlarım susmadı. EÅŸ dost, benim HDP’yi yakından izlediÄŸimi bilen tanıdıklar, hep aynı kaygıya kapılmıştı: HDP, çözüm sürecinin yüzü suyu hürmetine Ak Parti’yle anlaÅŸtı mı?”

PaniÄŸi yaÅŸayanların Selahattin DemirtaÅŸ’ın, Recep Tayyip ErdoÄŸan’a karşı keskin muhalefetini beÄŸenenler olduÄŸunu söylüyor Aslı AydıntaÅŸbaÅŸ yazısında.

“HDP’nin barajı geçmesini baÅŸkanlık sistemini durduracak anahtar olarak görmeleri...”gibi bir beklentileri de varmış.

O yüzden,

“Ä°mralı’nın PKK’ya silah bırakma çaÄŸrısı ve dün Yalçın AkdoÄŸan’la verilen fotoÄŸraf karesi, HDP’nin artık Tayyip ErdoÄŸan’ın baÅŸkanlığına onay verdiÄŸi, hükümetle anlaÅŸtığı anlamına mı geliyor?” kaygısına kapılmışlar.

Milliyet yazarı da ErdoÄŸan’ın önünü kesme umutlarını Kürtlerin savaşına baÄŸlayanların kaygılarını gidermek için harekete geçmiÅŸ.

Aslı Aydıntaşbaş, iyi ki bu sorunun yanıtını aramış.

Yoksa, HDP yetkilisinin için can damarına dokunan cevabını alma imkanımız olmayacaktı:

 ”Peki ne istiyor insanlar bizden? Bu yapılanın anti-tezi, savaÅŸmaktır. Onu mu istiyorlar? Yıllardır bu iÅŸin müzakereyle çözülmesini isteyen, silahsız çözümü savunanlar, ÅŸimdi niye karşı çıkıyor? ‘Sattınız’ söylemi, bizim adımıza savaşın demek”

Bir süredir ErdoÄŸan’dan kurtulmak için darbeye bile evet diyebilecek bir grup oluÅŸtu.

Bunlar klasik darbeci tipler deÄŸil. Hasan Mutlucan Türkleri eÅŸliÄŸinde bir sabah, tanklarına binmiÅŸ askerlerin gelmesini bekleyenler hiç deÄŸil.

“Neo darbeciler” bunlar.

Hatta içlerinde geçmiÅŸte askeri darbelere karşı direnmiÅŸ, darbe dönemlerinde ağır bedel ödemiÅŸ olanları da var.

Murat Belge, kısa bir süre önce T 24’te Hazal Özvarışlı’ya verdiÄŸi mülakatta;

“Ben eminim, binbaşıdır, albaydır, ÅŸu an aralarında ‘Bunları bir ÅŸey yapıp devirmek lazım, yoksa memleket batacak’ diye konuÅŸan subaylar mutlaka vardır. Bunların arasından bir adım daha atarak “O halde sen, ben ne yapalım” diyenler de çıkar... Åžimdi tekrar 27 Mayıs’a dönüÅŸ olabilir” demiÅŸti.

Darbe yapacak asker yok.

Darbe zeminini hazırlayacak MİT yok.

SaÄŸ-sol çatışması için solcu ve ülkücü yok.

Peki bu durumda ErdoÄŸan’ı devirecek darbeyi kime yaptıracağız?

Cemaati denediler.

Cemaate güvendiler.

Cemaatin istihbarat, polis ve yargı gücünden medet umdular.

Bu yüzden paralelin hamisi kesildiler.

Öyle ki Cumhuriyet Gazetesi’ne Genel Yayın yönetmeni olmanın yolu bile, paralelin savcısıyla röportaj yapmaktan geçiyordu.

Başaramadılar.

Tek umutları kaldı, Kürtler.
BaÅŸkanlık sistemini engellemek için HDP’yi destekleme kararı aldılar.

Bunun için Kürtlerin savaÅŸması, PKK’nın silah bırakmaması gerekiyordu.

Zinhar silah bırakırsa bu AKP’ye yarardı.

Bu yüzden ErdoÄŸan’la birlikte Öcalan’ı da hedef aldılar.

Yıllarını çözüm süreçlerine adamış Cengiz Çandar bile ÅŸu satırları yazabildi:

“Bu öyle bir hal aldı ki, Abdullah Öcalan, Abdullah Öcalan olmaktan çıkıp, adeta AKP’nin elinde “joker” olarak tuttuÄŸu bir “kart” görüntüsü vermeye baÅŸladı”

Bu bir cinnet haliydi.

Öcalan’ın, PKK’ya silah bırakma çaÄŸrısı yapmasıyla birlikte ise, cinnet, “Eyvah Kürtler Savaşı bırakıyor” paniÄŸine dönüÅŸtü.

yenisafak.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.