Sosyal Medya

Makale

Hakikatin Üstünü Örten Şiddet

Seçim sürecine girerken meydana gelen her olayı kendi baÄŸlamı dışında anlamlandırarak gerçeÄŸin altını boÅŸaltan bir sürece girmiÅŸ bulunuyoruz. Özge Can olayı baÅŸlı başına bir olay; ailenin tutumu ile siyasetçilerin tutumu arasındaki farkı gözlemek bile yeter! Aile saÄŸduyulu, siyasetçi ise bu iÅŸten ne kopartabilirim derdinde… Ä°ster muhalefet, ister iktidar olsun her siyasi küme; kurumsal siyaset dışı muhalefet bile bu tuzaÄŸa düÅŸtü…

Özge Can olayında meselenin felsefi, sosyolojik ve psikolojik sebepleri üzerinde durulması gerekirken, siyasal tutarsızlıkları gözlemleme imkânı sunuldu sadece… Aydınlar da bu genel tutuma çanak tuttu… Hâlbuki ÅŸiddet (olumsuz boyutu itibarı ile) bir yabancılaÅŸmanın yoÄŸunlaÅŸması sonucu toplumsallaÅŸma eÄŸilimi gösterir bir hale gelmiÅŸtir. Yüz yılda bir olan toplumsal infial yaratan olaylar neredeyse hafta boyu görme zorunda bırakılıyoruz. Meseleyi bir siyasal tartışma ve çatışma alanı haline getirme yerine özünü konuÅŸma ve sahip olduÄŸumuz kültürün ve yaÅŸam biçiminin bu meselede nerede durduÄŸunu konuÅŸmanın elzemliliÄŸi göz ardı edilmemelidir. Soru ÅŸu: seçim sürecine girmemiÅŸ olsaydık bu mesele bu ÅŸekilde çok fazla abartılı bir ÅŸekilde gündeme düÅŸer miydi? Yoksa belki akÅŸam haberlerinde ve sabah üçüncü sayfadaki yerini alır bir iki ah vah ile mesele geçiÅŸtirilir miydi? Hemen ardından iki gün sonra sanırım bir erkek karısını parçalara ayırmış ve çöp konteynirine atmıştı. Ama yeterli duyarlılığı göremedi. Bu bizim içinde bulunduÄŸumuz halin tam da ÅŸizofrenik boyutunu gösteren en büyük delilidir. Sadece bu meselede mi? Hayır!

Ä°zmir’de meydana gelen karşıt grupların çatışması sonucu bir genç öldü. Üzerinde muhtelif söylenceler var. Ülkücü (Türkçü) ve Kürtçü (PKK yanlısı) gençler kapışıyor. Bugüne kadar ciddi bir çatışma zemini yoktu. Çatışmayı saÄŸlayacak o kadar çok ÅŸey yaÅŸandı ki ama bu çatışma bir ÅŸekilde ertelendi hep! Ama bugün bakıyoruz haberlere her yerde ülkücü yeminleri ediliyor. Tam da seçim sürecine girilirken bu öfke ne diyesi var insanın! Konu ile ilgili haberlerin sunumu ve farklılıkları belki bir baÅŸka yazının konusu… Ama hakikat hep gerçeÄŸi arayanlar için üstü örtülü kalmaya mahkûm ediliyor.

Seçim süreci deyip geçmeyin, her ne yaÅŸanacaksa muhakkak bu seçim sürecinde bir malzemeye dönüÅŸtürülebilir boyutu araÅŸtırılacak, yer yer de komik durumlar oluÅŸturacaktır. Yani dün söylediÄŸinizi bugün unutarak tam tersini iddia edeceksiniz… Ä°ÅŸte size bir örnek: Ä°ç Güvenlik Paketi… NeymiÅŸ efendim, polis devletine gidiyoruz. Sanırsınız ki bunu söyleyenler gerçekten demokrasi ÅŸövalyeleri… Hâlbuki orada bir püf noktası var ve o gözlerden saklı tutularak demokrasi havariliÄŸi altında aslında nasıl bir vesayet bağımlısı olduklarını gizlemektedirler. Halbuki pakette yer alan temel maddelerden biri de Jandarmanın Ä°ç iÅŸlerine baÄŸlı olması ve sivil yapıya baÄŸlı hale gelmesidir. Ä°ÅŸte size demokrasinin özü, olmaz! Kabul edilemez bu! Ama nasıl üste çıkacaksınız? Yalanı ÅŸiddet boyutunda gündeme taşıyacak ve böylece hakikati örteceksiniz. Çünkü ÅŸiddet olmazsa hakikatin üstü örtülemez!

Yani bu seçim sürecinde muhalefet öyle bir performans ortaya koymalı ki muhakkak Ak Parti iktidardan alaÅŸağı edilemezse bile üç yüz otuz milletvekilinin altına indirilerek bir anayasa referandumunu engellemelidir. Ki Türkiye içinde ve dışındaki muhaliflerin beklentileri karşılanacak bir siyasi atmosferin oluÅŸturulması saÄŸlanabilsin! Bu ittifakta kimler yok ki… SaÄŸdan saysan, soldan saysan saymakla tüketemezsin… Hatta içinde biraz eski Ä°slamcı bıçkınları da ekle… Ä°ÅŸte size muhalefetin tam bilançosu… Neo Conları mı ararsın, Mossad’ı mı ararsın, Paralelcileri mi ararsın, iktidardan ikbal bulamayan yerli ve yabancı ajansları mı ararsın, Türkiye’nin büyümesini hazmedemeyen ve kendi çıkarına aykırı bulanları mı ararsın, ya da Yeni Dünya Düzenini kurgularken bu yeni durumu beklemeyen çıkar örgütleri ve güçlerini mi ararsın? MaÅŸallah her kesim bulunur, kimi ararsan var cinsinden bir ÅŸeye dönüÅŸüyor.

Ä°ktidarın hiç hatası yok mu? Muhakkak var. Yeri gelince bunu yüksek sesle söylemekte bir sakınca bulmuyoruz. Ama bir seçim atmosferine bu ÅŸekilde girmeyi makul mü bulacağız. Ä°ktidarın da muhalefetin de ileri geri kaçmadan kendini en iyi ÅŸekilde ifade ederek seçimde yarışmalıdırlar. Ama nerede! Niyet saklama, gerçeÄŸi örtme, yalanı doÄŸru olarak yutturma denemesi vesaire akla hayale gelmeyecek bir sürü iÅŸ, olay ve olgu denenmektedir.

Ä°ÅŸte bir örnek daha, Åžah Fırat operasyonu olarak tanımlanan bir askeri operasyon yapıldı. Tam çatışmanın göbeÄŸinde kalan bir karakol ve yeniden Irakta yaÅŸanan yeni bir durumu yaÅŸamamak için hükümet ve askeriye el ele bu operasyonu yapıyor ve neredeyse sıfır zayiat ile yani tereyağından kıl çeker gibi sorunu çözüme baÄŸlıyor. Bu doÄŸru hareket övgüyü hak etmiyor mu? Hadi iktidarı övme muhalefete yaraÅŸmıyor o ÅŸanlı Ordumuza ne oldu bunu baÅŸarı ile yapan askeri öv kardeÅŸim! Yok! Karar verilmiÅŸ, biz uygulayıcılarıyız der gibi tam cepheden saldırı var! Ya bunu gözümüze sokarak yapmayın o zaman size olan güvenimiz dip yapıyor ve asla bir daha bu toplum tarafından iktidara getirilmezsiniz… Siz kimin yanında duruyorsunuz? Kendi ülkenizin mi yoksa sizin ülkenizi diledikleri ÅŸekilde yönetmek isteyenlerin yanında mı? Aslında bu sorunun cevabı o kadar net ki onu da her okuyucu kendisi cevabını versin…

Bu seçim sürecinde görülüyor ki her olay büyük bir sitayiÅŸle abartılacak ve biz halk olarak asla gerçeÄŸi öÄŸrenme hakkımıza sahip olamayacağız. Bu daha yeni baÅŸlıyor. Sokak çatışmaları, öÄŸrenci kavgaları, sonra seçim meydanlarında provakatif eylemler vs. neler yaÅŸayacağımızı yaÅŸayarak göreceÄŸiz sanırım…

Ama bu halk her zaman olduÄŸu gibi bu seferde yüksek özgüveni ve güçlü saÄŸduyusu ile bu meselenin de üstesinden gelecektir. Kimi iktidar olduÄŸu önemli olmasa da kimlerin ve hangi güçlerin iktidar olmaması net ve kesin bir tavra sahip olmalıdır. Yüz yıla yakındır bu ülkeyi dilediÄŸi ÅŸekilde içerdeki yerli iÅŸbirlikçileri sayesinde yönettiklerini sanan bu iktidar asalaklarına hayır denmelidir. Ülkemiz üzerinde oynana her türlü yerli ve yabancı oyunlara hayır denmelidir. Her türlü hile, desise ve çıkar kaygısı ile hareket eden yerli iÅŸbirlikçilerine de tokat gibi bir hayır demeyi unutmayalım… Mesele Ak Parti veya baÅŸka bir Parti ile yapılan yarış deÄŸil! Yüz yılın sonunda karşı karşıya kalınan durumu doÄŸru anlamak ve bu çerçeve içinde tavır almak elzem olmuÅŸtur. Artık uykudan uyanmanın vakti geldi geçiyor…

Åžimdi tam teyakkuz zamanı: her türlü komployu bertaraf edecek bir vicdanı ve idraki ayaÄŸa kaldırmalı ve asla ÅŸiddete boyun eÄŸerek hakikati öÄŸrenme hakkımızı ertelememeliyiz…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.