Sosyal Medya

Makale

Çelişebilir miyiz lütfen?

Verili siyaset ve gündelik politika hayatımızı bu kadar kuÅŸatır, bizi kendisine zebun ederse olacağı buydu. Herkesin kendi acısına, kendi nefretine, kendi intikam duygusuna ve giderek sadece kendi dünyasına gömülü olarak yaÅŸadığı bir tuhaf tecrübenin içerisinde buluyoruz kendimizi.

KonuÅŸmak deÄŸil gürültü, anlaÅŸmak deÄŸil didiÅŸmek, dertleÅŸmek deÄŸil nefret izharı geçer akçe artık.

Hayır. Artistlik yapıp da kendimi dışarıda tutamam. ÇoÄŸunlukla ben de yapıyorum bunu. Bu dünyadaki asıl ödevlerimden biri olduÄŸunu düÅŸündüÄŸüm ‘diÄŸerini anlamak’ meselesini farkında olarak ya da olmadan çok sık askıya alıyorum.

Åžurası kesin: Siyasi pozisyonunun kendisine verdiÄŸi yetkiye dayanarak muazzam bir haklılık elde eden insandan korkmamız gerekiyor. Kendi düÅŸünce sistematiÄŸini yüzde bin beÅŸ yüz haklı, diÄŸer düÅŸünceleri başından beri haksız gören biriyle alınabilecek bir mesafe var mı?

Geçenlerde bir okur ‘yazılarında çeÅŸitli çeliÅŸik ifadeler var abi’ dediÄŸinde çok sevindim. Nasıl sevinmeyeyim? Demek ki ‘düÅŸünme ameliyesi’nden vazgeçmemiÅŸ ÅŸu yorgun zihnim. Her kelimesi tutarlı, 30 yıl öncesinde söylediÄŸi sözü bugün de aynıyla söyleyen adamın ‘düÅŸünme eylemi’ 30 yıl öncesinde donmuÅŸtur zira. O adam düÅŸünme bakımından ölüp gitmiÅŸtir. 

Bir arkadaşım sürekli ‘çeliÅŸmek imandandır’ derdi bana. Bunun ne denli kıymetli bir söz olduÄŸunu ÅŸimdilerde hemen her gün anlıyor, yaşıyorum. Malum, iman ile kesin inançlılık birbirine gece ve gündüz mesabesindedir. Sözgelimi hocasından hata sadır olmayacağını düÅŸünen, hocasının her söylediÄŸinin kesinlikle hakikati temsil ettiÄŸine inanan standart bir cemaatçi ‘kesin inançlı’, ‘Rabbim, bana bilmediklerimi de öÄŸret, bana hakikatin perdesini arala, basiret ve feraset ver’ diye dua eden biri dibine kadar mümindir.

Evet. DüÅŸünmek çeliÅŸmektir. ‘Ey nefsim yanıldın, yanılgına yenildin’ sözündeki inceliÄŸi tam da buradan düÅŸünmek gerekir. Nefsin yanılgısı aramaktan, araÅŸtırmaktan, tahkikten vazgeçmekle mukayyettir. ‘Ä°manına güvenen imanını sorgulasın’ sözü, muazzam bir hakikate iÅŸaret etmektedir böylece.

Yine ara sokaklara saptık. Eee, ara sokaklara sapmayı kendilerinden öÄŸrendiÄŸimiz adamlar bulvarlardan ev tutmayı marifet bilince ‘ara sokaklara sapma’ iÅŸi de biz kifayetsizlere kaldı iÅŸte. Ä°dare edeceksiniz artık. Belki aforizmalarımız yok. Ama Allah’a ÅŸükürler olsun ki vaktiyle bize ‘düÅŸünmeyi öÄŸreten’ adamların sözünden çıkmama azmindeyiz.

Herkesin kendi acısına gömülü olarak yaÅŸadığı güzel ülkemizde herhangi bir konuda ‘bağımsız’ ÅŸekilde fikir beyan ettiÄŸinizde derhal üzerinize çullanıveriyorlar. Bunun örneklerini hemen her gün ve hemen herkesten görüyorum. YaÅŸadığım hayal kırıklığının haddi var da hesabı yok.

Son örnek Ali Ä°smail Korkmaz davasında çıkan kararlarla ilgili olarak ettiÄŸim sözlerde başıma geldi. Sosyal medyada ÅŸöyle birkaç cümle yazdım konuyla ilgili: ‘Bu sabah, cürmü meÅŸhut ile öldürülen bir delikanlının katillerini koruyan çarpık düzeni savunmaya çalışan biri gibi uyanmayı denedim. Olmadı. Ali Ä°smail Korkmaz’ın kim olduÄŸundan, ne yaptığından bağımsız olarak adalet istemek zor deÄŸil. Yapalım bunu. Yapmalıyız bunu.’

Gözümüzün önünde dayakla öldürülen bir genç insandı Ali Ä°smail Korkmaz. Polislerin dayağı yetmemiÅŸ, civardaki esnaf da bu azgınlığa katılmıştı. Kusura bakılmasın. Ali Ä°smail Korkmaz’ın öldürüldüÄŸü o görüntüleri izleyip de mahkemeden çıkan garabet sonucu ‘eh, adalet tecelli etti iÅŸte’ diye karşılayabilme imkânım yok. Tecelli eden yine ve her zaman olduÄŸu gibi kahrolası hukuktur ve bu hukuk o sırada hükümetin kim olduÄŸundan bağımsız olarak ilerleyen bir devlet canavarıdır.

Fakat tabii ÅŸu... Ben sosyal medyada o cümleleri böylece yazınca ne hümanistliÄŸim, ne geziciliÄŸim kaldı. Hümanist ve gezici olmadığımı bilmesem ‘galiba öyleyim’ deyip inanacağım.

DiÄŸer yandan Ali Ä°smail Korkmaz için adalet istemem sanki Burakcan KaramanoÄŸlu’na, komiser Mustafa Sarı’ya, hatta Yakup Köse’ye ya da Yasin Börü’ye adalet istememe engel teÅŸkil ediyormuÅŸ gibi yapanlar oldu. Ali Ä°smail’in öldürülmesini meÅŸru bulanları aklıma getirmek dahi istemiyorum.

Fakat bunların hiçbiri beni, ‘sen vicdanlı bir insansın’, ‘senin adalet duygun var’, ‘bunu yazdığınız için sizi tebrik ederim’ diyen takipçi tepkileri kadar ÅŸaşırtmadı. En temel adalet isteÄŸinin, en normal vicdani refleksin alkışı hak ettiÄŸi bir toplumda yaşıyor olduÄŸumuz gerçeÄŸinden bir kez daha ürktüm.

Ne diyordu Bergen: ‘Bu son cümlelerin kendini akademisyen zanneden bir takım alıntı makineleriyle dalga geçmek için yazıldığını sonunda anlayabilmene çok sevindim aÄŸzını yüzünü sevdiÄŸim hafızım.’

YENÄ°ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.