Makale
Ah, laikliği bir de profesörlerimiz anlasa...
“CHP lideri KılıçdaroÄŸlu da, grup konuÅŸmasında Charlie Hebdo katliamını yorumlarken gayet isabetli bir biçimde ÅŸöyle demiÅŸ:
‘Bütün Ä°slam dünyasına sesleniyoruz: Lütfen laikliÄŸi benimseyin. Ä°nançların güvencesidir laiklik. Ä°nsanların inançlarına siyasetin müdahale etmemesi demektir. Ederse ne olur? Ä°ÅŸte Paris olur. Laiklik, terörün de panzehiridir.’”
KılıçdaroÄŸlu’nun bu cümlelerini Prof. Emre Kongar aktarıyor; bu yorumların “gayet isabetli” olduÄŸunu da vurgulayarak... ([email protected] 18 Ocak 2015 Pazar).
Peki, laiklik nedir muhterem?
Acaba bu konuda din ile devletin birbirinden ayrılması kabilinden sade suya tirit ilkokul öÄŸrencilerine belletilen ezberin dışında onun hakkında ne biliyorsun?
Kalıbımı basarım, bir şey bilmiyordur.
Kafasının en dibinde, en alt köÅŸelerinde laikliÄŸin bir tür inançtan uzak durma olduÄŸuna iliÅŸkin bir yanlış bulanık izlenimden baÅŸka bir ÅŸey de yoktur. Müphem, hesabı verilemeyecek nitelikte bir önyargılar furyası...
Çünkü bu kavram bu ülkeye kendi asal tanımıyla girmedi.
Bu kavram bu ülkeye, öteki tüm siyasal, sosyal, felsefi kavramlar gibi hesabı verilmeden gökten zembille düÅŸtü.
Bu nedenle de üzerinde nesnel tartışma yapılmadı. Zaten de yapılamazdı.
LaikliÄŸin din ile devlet arasında deÄŸil; fakat din otoritesi olan Kilise ile Devlet arasında birbirinin iÅŸine müdahale etmeme konusunda varılan bir uzlaÅŸma olduÄŸu konusuna akıl erdirmeden, laiklik üzerine yapılacak her türden konuÅŸma lafazanlıktan öte bir anlam taşımaz.
Bu ülkede ilkin bu temel gerçekliÄŸin öÄŸrenilmesi gerekiyor. Ardından öteki kurumların, kavramların tartışılması, deÄŸerlendirilmesi, hesabının verilmesi baÅŸlar. Ama ilkin bu ülke açısında bu kritik kavramın künhüne vakıf olunmalı... Ä°ÅŸbu temel konu kökünden kavranıldığında, laikliÄŸin ikincil anlamları gündeme gelebilir. Ä°kincil anlamı dediÄŸim husus, bizdeki din ile devletin birbirinden ayrılması hususu deÄŸil, hayır. Ä°kincil husus, laik olmanın Kiliseye mensup olmama durumu... Kiliseye mensup olmamak ya da kiliseye nispeti bulunmamak ile dinsizlik veya ateistlik baÅŸka baÅŸka kavramlara göndermede bulunur.
Bütün bu kavramlar, bizim gibi Kilisesi bulunmayan ülkelerde kendiliÄŸinden tanımlanabilecek, anlaşılabilecek anlamları tazammun etmiyor. Kiliseli toplumlarda çocukların bile kolayca kavrayabileceÄŸi kavramları ve tanımları, bizim ülkemizde anlı ÅŸanlı profesörler bile kavrayamıyor. Örnekse, iÅŸte Emre Kongar hocamız... Anlamadığı, KılıçdaroÄŸlu’nun tümüyle ilkokul çocuklarına öÄŸretilen önyargıya dayalı ezberini, hikmetli söz diye okuruna “gayet isabetli” diye takdim etmesinden belli...
KılıçdaroÄŸlu laikliÄŸi insanların inancına devletin müdahale etmemesi sanıyor. Oysa bu durum laiklikle ilgili deÄŸil; bu durum basit olarak kiÅŸilerin din ve vicdan özgürlüÄŸü ile ilgili bir kavramın adıdır. Fakat bizde tüm kavramlar birbirine karıştırıldığı için, deneyimli bir sosyoloji profesörü bile bu fikri “gayet isabetli” diye benimseyebiliyor. Ä°slam da din ve vicdan özgürlüÄŸünü tanır; hem de hiçbir demokrasinin henüz ulaÅŸamadığı, ulaÅŸması da imkân dâhilinde olmayan bir ölçüde... Fakat Ä°slam laik bir düzen öngörmez, öngöremez. Ä°slam Kiliseli bir toplum deÄŸildir de ondan...
Bir de ÅŸu: KılıçdaroÄŸlu’nun laiklik vurgusu ile dile getirdiÄŸi Paris katliamını Fransa’da kimse –evet hiç kimse, ne sokaktaki adam, ne herhangi bir entelektüel- laikliÄŸe nispetle anmıyor. Onlar, bu faciayı “ifade özgürlüÄŸüne” nispet ediyor; laikliÄŸe deÄŸil. Buradan da, bu ülkede doÄŸru düÅŸünmenin önünün niçin kesilmiÅŸ olduÄŸunun ipucunu elde ediyoruz. Kavramları tasarruf edemiyoruz, çünkü onların maliki deÄŸiliz.
YENÄ°ÅžAFAK
Henüz yorum yapılmamış.