Makale
Bir kirli ittifak kuruldu!
MeÄŸer Müslümanların kutsallarına sövenlerin bu ülkede ne kadar dostu varmış! MeÄŸer onlarla kucak kucaÄŸa olan ne kadar çok muhafazakar görünümlü insan varmış! MeÄŸer bu çevreler, Ä°slam’ın, deÄŸerlerinin deÄŸil de onları düÅŸman ilan edenlerin dostuymuÅŸ! Kur’an’a hakaret edenleri savunur, Peygamber’e küfredenlere sahip çıkarmış!..
Ä°fade özgürlüÄŸü ya da herhangi bir kavramı kamuflaj yapıp onlarla aynı cephede olabiliyorlarmış. Müslümanlara duymadıkları sempatiyi, hoÅŸgörüyü onlara duyabildiklerini biliyorduk ama onlarla aynı kılıcı savuracaklarını, onlara kalkan olacaklarını, onları daha çok seveceklerini bilmiyorduk...
Namazında niyazında ne kadar çok neocon, Ä°srail aşığı varmış... Cemaat adı altında, Hizmet adı altında, yıllardır bu ülkede kutsal olan ne varsa hepsine savaÅŸ açmışlarla omuz omuza olmayı içine sindiren, onları müttefikleri kabul eden çevreler varmış... 17 Aralık’tan bu yana, giriÅŸtikleri darbe süreci baÅŸarısız olunca, neredeyse bütün ülkeyle hesaplaÅŸma içine girdikleri yetmiyormuÅŸ gibi, Cumhuriyet tarihinin en esaslı meselesinde saf deÄŸiÅŸtirecekleri de varmış. MeÄŸer muhafazakar deÄŸer dediÄŸimiz ÅŸey, onlar için, sadece amaca ulaÅŸmak için bir söylem, bir yöntemmiÅŸ.
Bir genetik bozukluk halidir bu!
Bu öyle bir ittifak ki, din de satılır, Kur’an da satılır, Peygamber de satılır. Yeter ki bir pay çıksın, yeter ki bunun üzerinden bir hesaplaÅŸma yapılsın, yeter ki içinde bulundukları kavga için bir malzeme çıksın, yeni katılımlarla ittifak güç kazansın.
Türkiye karşıtı ne varsa ona sahip çıkarlar. Çin’de bir bomba patlasa bunu Türkiye meselesi haline getirirler. Bu savaÅŸta, Türkiye’ye ait ne varsa onu düÅŸman bellerler. Bir kez olsun iyi niyetle, hesapsız bir ÅŸekilde iyi olan bir ÅŸeyi tercih etmezler. Fitne, fesat, hınç, öfke, kibir ve aÅŸağılık kompleksi, karakter bozukluÄŸu var ortada. Türkiye’ye sövenleri baÅŸ tacı edip, onların kutsallarına sahip çıkıp onlara söz söyleyenleri hesaba çeker, nefretle karşı çıkarlar.
Bir genetik bozukluktur bu. Hindistan coÄŸrafyasında veya sömürge toplumlarında sömürgeci güçlerin uzun yıllar içinde oluÅŸturdukları genetik bozukluk gibi bir ÅŸeydir. Burada da bir sömürge karakteri, bir eziklik, bir baÅŸkasına yaranma hali, içerideki kavga için baÅŸkalarından dilenme hali söz konusudur.
Sadece yabancılaşma değil, yabancı bir tehdit oldular...
Bir yabancılaÅŸma var, evet. Ama tehlike sadece yabancılaÅŸma deÄŸil. Tehlike durumun yabancı bir güç olma, yabancı bir silah olma, namluyu kendine, ülkesine, deÄŸerlerine doÄŸrultma haline dönüÅŸmesidir. Hangi siyasi amaç, güç arzusu böyle bir saf belirlemeyi meÅŸru kılar? Hangi hesap Müslüman bir toplumsal tabanın bu ÅŸekilde savruluÅŸunu makul gösterebilir?
Bu çevrelerin girdiÄŸi yeni iktidar iliÅŸkilerinin, yeni ortaklık iliÅŸkilerinin mimarları kimler? Kim kimi etkiledi, kim kimi tavladı?
Ä°çeride ve dışarıda, Ä°slam’ı 21. yüzyılın en büyük tehdidi ilan edenler, bu amaçla küresel istila hareketleri baÅŸlatanlar, “terörle mücadele” adı altında, bırakın ifade özgürlüÄŸünü ya da temel hak ve özgürlükleri, insan olma özgürlüÄŸünü bile yok edenlerle birlikteliÄŸi kim saÄŸladı? Sadece içeride hükümetle yürüttükleri hesaplaÅŸma mı? Sanmıyorum.
Kendisi deÄŸil, birileri cemaati yeniden konumlandırıyor. Yeni ittifaklar ve yeni hedefler belirliyor. Charlie Hebdo olayından sonra öÄŸrendik ki, bu konumlandırma tamamen baÅŸkaları tarafından kurgulanıyor. Öyleyse bundan sonra onları her tür cephede görebileceÄŸiz demektir. Bu da tamamen bir kimliksizlik ve ilkesizlik halini gözler önüne seriyor.
Bakın Zaman gazetesi o zaman neler yazmış..
Olayı kayıtsız ÅŸartsız ifade özgürlüÄŸü kapsamında sahiplenen Zaman gazetesi, 20 Eylül 2012’de aynı dergi için bakın neler yazmış:
“Fransa’da mizah dergisi Charlie Hebdo’nun, dün üçüncü kez Hz. Muhammed’in tasvir edildiÄŸi çirkin karikatürleri basması tepki çekti. Bu karikatürleri, ifade özgürlüÄŸünün sınırlarını test etmek için bastıklarını belirten dergi yönetimi, geçmiÅŸte bir çizerini Yahudi karşıtlığı yaptığı suçlamasıyla iÅŸten atmıştı. Daha önce 2006 ve 2011’de benzer karikatürler yayımlayan mizah dergisi son yıllarda Müslümanlara yönelik ırkçı yayınlarıyla dikkat çekiyor. Charlie Hebdo dergisi, daha önce birçok kez hakaret ve halkı nefrete teÅŸvik suçlamasıyla mahkûm olurken, Müslümanlara hakaret eden karikatürler aleyhine açılan davalardan beraat etti. (...) Uluslararası Ä°liÅŸkiler ve Strateji Enstitüsü’nün (IRIS) Direktörü Pascal Boniface, mizah dergisinin yaptığı yayının cesaretle veya ifade özgürlüÄŸüyle bir ilgisi olmadığını kaydederek, “Bu dergi çok iyi biliyor ki Ä°slam'ı eleÅŸtirdiÄŸiniz zaman satıyorsunuz. Özgürlük arayışından çok ticari bir çıkar arayışı var. Katıksız bir fırsatçılık söz konusu” dedi. Ä°slamofobi Gözetleme Kurulu Müdürü Abdullah Zerki de, son yıllarda büyük tiraj kaybı yaÅŸayan derginin ticari kaygılarla hareket ettiÄŸi görüÅŸünde."
Kutsal olanı pazarlık malzemesi yapmak
Ä°ÅŸte Zaman gazetesi, iki yıl önce aynı dergi için bunları yazıyordu. Aynı gazete bugün, o dergi ile de, onu Türkiye’de pazarlayanlarla da, bu pazarlama üzerinden kamuoyunu tahrik etmeye çalışanlarla da beraber hareket ediyor. Son yılların en büyük savruluÅŸudur bu. Zaman gazetesinde hala muhafazakar bir kimlikle yazanlar bu iÅŸe ne diyor, ifade özgürlüÄŸü diyerek iÅŸin içinden sıyrılma kolaycılığına mı kaçıyor?
Kimse bize ifade özgürlüÄŸü zırvaları yutturmaya kalkmasın. Bunun ne olduÄŸunu, sınırlarının nereye kadar olduÄŸunu, mutlak olmadığını, dahası baÅŸkalarına küfretme özgürlüÄŸü olmadığını bilmeyen yoktur.
İktidar hırsı uğruna kutsalları pazarlık malzemesi yapanlara başka ne denir, bilmiyorum...
YENÄ°ÅžAFAK
Henüz yorum yapılmamış.