Sosyal Medya

Makale

Siz önce sahtekarlığı, ikiyüzlülüğü bırakın..

Müslümanlara, Hristiyanlara, Musevilere, kısacası kutsal olan ne varsa hepsine saldıran Charlie Hebdo dergisi çalışanlarına yönelik terör saldırısı Avrupa kamuoyunu ÅŸok etti.

Ama Avrupa hükümetlerini, istihbarat teÅŸkilatlarını, güvenlik birimlerini veya terör ve güvenlik konularıyla ilgilenenlerden hiç birini ÅŸok ettiÄŸini sanmıyorum.

Cezayir asıllı Fransa vatandaşı üç kiÅŸiden ikisinin, dergi ekibinin toplantı yaptığı sırada özellikle korunan binaya girip, isim isim belirledikleri çizerleri öldürmeleri, son derece profesyonelce görüntü vermeleri, telaÅŸ ve panik olmamaları, yerdeki yaralı polisi soÄŸukkanlılıkla öldürmeleri oldukça dikkat çekiciydi.

Bazıları bu kiÅŸilerin iki ay önce Suriye’den geldiÄŸini, bazıları En Nusra’ya mensup olduÄŸunu, bazıları da Yemen El Kaidesi üyesi olduklarını iddia ediyor.  Onlara göre savaÅŸmak için Avrupa’dan Suriye veya OrtadoÄŸu’ya giden binlerce kiÅŸi arasındaydılar. Bu binlerce kiÅŸinin Fransa’dan, Ä°ngiltere’den, Almanya’dan Suriye’ye gidiÅŸlerinden bu ülke istihbaratlarının habersiz olmaması mümkün deÄŸil. Ben ÅŸahsen, birçoÄŸunun bilerek ve isteyerek önlerinin açıldığını ve buralara gönderildiklerini düÅŸünüyorum.

Tetikçi bulunur dosya kapatılır

Saldırının kriminal incelemesini yapacak deÄŸilim. Bu zamanla ortaya çıkabilir. Ama düÅŸündüÄŸüm, ihtimal verdiÄŸim gibi bir saldırıysa bir ÅŸekilde tetikçiler bulunsa da arkasındaki organizasyona ait dosyalar ört bas edilecektir. 11 Eylül saldırılarından bu yana, Ä°slam-terör eÅŸleÅŸtirmesi için kullanılan bütün saldırılarda dosyalar bir ÅŸekilde raflara kaldırılmış, soruÅŸturmaların hiç birinden net ve doÄŸru bir sonuca ulaşılmamıştır.

Bu, söz konusu saldırganların maharetinden, özel yeteneklerinden, iyi eÄŸitimli oluÅŸlarından kaynaklanmıyor. Bütün bu saldırılarda bir ÅŸekilde bir istihbarat, devlet bağı olmasından kaynaklanıyor. Küresel terör operasyonları için yol açmaktan, bazı ülkelerin iÅŸgali dahil, yeryüzünün her köÅŸesinde örtülü istihbarat operasyonlarına zemin hazırlamaktan ve Ä°slam düÅŸmanlığı tezini beslemekten baÅŸka hiçbir iÅŸe yaramayan terör saldırıları asla aydınlatılmaz. Birkaç tetikçi bulunup kamuoyu önüne servis edilir, gerisi bilmece olarak kalır.

Onların her kararı on binlerce insan öldürüyor

Ä°slam-terör eÅŸleÅŸtirmesinin mimarları, bu söylemi 21. yüzyılın en etkili siyasi söylemine dönüÅŸtürdü. Ülkeler buna göre pozisyon aldı, güvenlik stratejileri buna göre deÄŸiÅŸtirildi, yasalar hazırlandı, ordular ve istihbarat teÅŸkilatları seferber edildi. Terörle savaÅŸ uÄŸruna yüzbinlerce insan öldürüldü, yüzlerce insan kayboldu, küresel olaÄŸanüstü hal ilan edildi.

2015 yılında bakıyoruz ki, terörle küresel mücadele, ABD ve Avrupa’nın 21. yüzyılı biçimlendirmek için geliÅŸtirdiÄŸi tek ve en önemli stratejiydi. Müslüman ülkeler büyük bunalımlar, acılar yaÅŸadı. Hem terörle suçlandılar hem terörün ve arkasındaki müdahalelerin kurbanları oldular.

ABD ve Avrupa baÅŸkentlerinde böyle hesaplar yapılırken, bu hesaplara baÄŸlı örtülü operasyonlar yürütülürken, alınan her karar bizim coÄŸrafyada on binlerce insanın ölümüyle sonuçlanıyordu. Suriye’de üç yüz bin insan ölürken, Irak’ta bir buçuk milyon insan ölürken, milyonlarca insan mülteci durumuna düÅŸerken bu kararların arkasında hep aynı merkezlerin olduÄŸunu gördük.

Avrupa basınının iki yüzlülüÄŸü

Batı basınının ve medyasının iki yüzlülüÄŸünü, sahtekarlığını gördük. Hiç biri bu uygulamalara karşı çıkmadı, sorgulamadı. Kitlesel kıyımlara gözlerini kapattı ama kendi düÅŸünce hoyratlığı tehlikeye girdiÄŸi anda düÅŸünce özgürlüÄŸüne sarıldı. Oysa Avrupa 11 Eylül’den hemen sonra çok kültürlülük, bir arada yaÅŸama ve özgürlük söylemlerini tarihe gömmüÅŸtü bile. Batı entelijansiyasında kendi dünyalarını kısırlaÅŸtıran, körleÅŸtiren bu güvenlik paranoyasına karşı bir çıkış, itiraz bile göremedik.

Paris saldırısı, saldırganların kiÅŸisel öfkelerinden, El Kaide ya da bir baÅŸka örgüt ajandasından kaynaklanıyor olabilir, bilmiyorum. Ama son yirmi yılda bu tür saldırıların istihbarat baÄŸlantılarının özellikle dikkat çektiÄŸini hatırlatalım. Bugün, o saldırıdan çok daha vahim bir küresel sorunla karşı karşıyayız ve bu sorunun mimarları o baÅŸkentlerde oturuyor.

Terörü, 21. yüzyıl projeleri için bir silah olarak kullanan bu ülkeler, ürettikleri “terörle mücadele” ve “Ä°slam tehdidi” gibi kavramların arkasına sığınıp yeryüzünün her köÅŸesinde devlet terörü estirdiler. Örgütler kurdular, silahlandırdılar, eÄŸittiler. Onlara adres gösterdiler, suikastler yaptılar, örtülü operasyonlar düzenlediler ve hala bunlara devam ediyorlar.

Dünyayı terör üzerinden dize getirmeye, hedef ülkelerde istikrarsızlık ortamı oluÅŸturup müdahaleye hazır hale getirmeye dönük strateji üzerine sayısız örgütü, siyasi anlayışı beslediler. Bunu, bölgedeki yerel iktidarlarla, zorba rejimlerle birlikte planladılar ve uyguladılar.

Bu savaÅŸ Avrupa ÅŸehirlerine sıçrar 

OrtadoÄŸu/Ä°slam dünyasındaki savaşın bir gün Avrupa baÅŸkentlerini vuracağını herkes biliyordu. Ürettikleri bu silah, tükettikleri kurÅŸunlar bundan sonra çok daha fazla kendilerine vurabilir. Bölgeyi ÅŸehir devletlerine bölerken, neredeyse ÅŸehir savaÅŸları çıkarırken, bir gün benzer çatışmaların Avrupa ÅŸehirlerine doÄŸru yayılacağını düÅŸünmemek imkansızdı.

ABD’den ve Ä°srail aşırı sağından yükselen ırkçı dalgayı hemen benimsediler. Ä°slam ve terör tehdidini kullanma konusunda neoconları bile geçtiler. Son yıllarda Ä°slam düÅŸmanlığı tezlerini ABD’den çok Avrupa sahiplenir oldu. Bununla birlikte ırkçı gruplar yine devletlerin örtülü desteÄŸiyle sokaklara indi. Müslümanları tehdit etmeye, öldürmeye, camileri ateÅŸe vermeye baÅŸladı. Müslüman ülkeleri istikrarsızlaÅŸtırmak için, bu bölgelerdeki siyasi ve ekonomik hesapları için besledikleri örgütler, Avrupa’daki Ä°slam karşıtlığına karşı silahlarını bu ülkelere yöneltmeye baÅŸladı.

Irkçılık Ä°slam düÅŸmanlığı ile yeniden formatlanıyor

Kuzey Avrupa’dan Kıta Avrupa’sına ÅŸimdi de DoÄŸu Avrupa’ya kadar Ä°slam karşıtlığı yayıyorlar, Müslümanlara ait kurum ve çevreleri hedef yapıyorlar. Irkçılık, Ä°slam karşıtlığı üzerinden yeniden formatlanıyor. Ardı ardına her ülkede camilere saldırı haberleri geliyor. Müslüman ülkelerdeki yıkımlarına ÅŸimdi de kendi içlerinde Müslümanları dışarı atmaya dönük örtülü operasyonları eklediler.

Son saldırıda bu anlamda oldukça stratejik bir hedef seçilmiÅŸ.  Sabıkası olan bir dergi kadrosu öldürülerek yükselen ırkçı dalgaya müthiÅŸ bir malzeme saÄŸlanmış. Avrupa kamuoyunu hareket geçirmek için bundan daha iyi adres bulunamazdı. Ä°slam karşıtlığını besleyecek, kitleleri harekete geçirecek baÅŸka bir yer bulunamazdı. Ä°slam-ÅŸiddet baÄŸlantısı kuracak baÅŸka bir örnek verilemezdi. 

Sahtekarca ağıtlar yakıyorlar

Meselemiz Paris’teki saldırıyı kimin ne için yaptığı, Fransa’nın neden saldırıya uÄŸradığı ile sınırlı deÄŸil, çok daha büyük. Batılı ülkelerin, kurumların, güvenlik birimlerinin, medyasının ve aydınlarının iki yüzlü, sahtekarca ağıtlarına katılmayacağız. GerçeÄŸi daha yüksek sesle dile getirmeye devam edeceÄŸiz.

Terörün her türlüsünü, her yerde tereddütsüz reddediyoruz. Ama son yirmi yıldır, terörün mimarlarının da, yöneticilerinin de kendileri olduÄŸunu öÄŸrendik. Kuzey Afrika’dan OrtadoÄŸu ülkelerine ve Güney Asya’ya kadar her yerde bu çevrelerle iÅŸ tuttular, onları besleyip beraber operasyonlar yaptılar. Hala da bunlara devam ediyorlar.

Beraber ağıt yakacaksak öncelikle Avrupa medyasının ve aydınlarının öncelikle bu ikiyüzlülüÄŸe savaÅŸ açması gerekiyor.

Asla yapmayacaklar. Hiç yapmadılar. Hiç sorgulamadılar, itiraz etmediler. Tam tersine bu uÄŸursuz kampanyanın her zaman en büyük destekçisi ve pazarlamacısı oldular. Müslüman coÄŸrafyadaki ÅŸiddet ve terör onlara müthiÅŸ bir haz veriyordu. Çünkü kendi elleri de kanlıydı. Çünkü güvenlik stratejilerinin toplumsal pazarlamacısı kendileriydi. Ölen Müslümandı ve gizliden bir tür ırkçı rahatlama hissediyorlardı. 

O anlaÅŸma Paris’te yapıldı

Paris saldırılarından sonra bakıyorum, Avrupa medyası hala o ezberleri tekrarlıyor. Basmakalıp tekrarlardan baÅŸka bir ÅŸey yok. Hiç biri kendi ülkesinin örtülü terör operasyonlarına toz kondurmuyor.

Terörle mücadele edilecekse, Batı’nın bizim coÄŸrafyaya ihraç ettiÄŸi terör operasyonlarını durdurması, ÅŸiddeti beslemeyi bırakması, iÅŸgal, iç çatışma ve örtülü operasyonlara son vermesi, güvenlik stratejilerini yeniden gözden geçirmesi, Batı kamuoyu ve medyasının ikiyüzlülüÄŸü bırakması gerekiyor.

Müslüman ülkelerdeki eylemleri yüzünden öyle bir öfke besliyorlar ki, bu öfkenin bir gün Batı baÅŸkentlerinde patlamasını önlemeleri mümkün olmayabilir. EzberlenmiÅŸ cümlelerle konuÅŸmaya devam eden Avrupa medyasına bir hatırlatma yapayım:

CIA’nın esir ticareti, gizli cezaevleri ve gizli uçak seferlerinin altında otuz beÅŸ ülkenin imzası var. Söz konusu gizli anlaÅŸma ise Paris’te yapıldı. Hadi gelin buna karşı bir ÅŸeyler yapın...

Bu kirli ticaret kaç kiÅŸinin canını yaktı, bir kez olsun düÅŸündünüz mü? Fransa’ya geçmiÅŸ olsun ama bizim Avrupa’ya söylenecek daha çok sözümüz var.

YENÄ°ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.