Sosyal Medya

Makale

Zaman, kardeşliğimizi büyütme zamanı...

Türkiye, büyük sorunlarla seçimlere giriyor: Çözüm süreci, bu sorunların başında geliyor.

Önce ÅŸu tespiti yapayım: EÄŸer Kürt meselesini çözemezsek, “Alevî meselesi” diye bir sorunun icat edilmesini ve Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir kargaÅŸanın eÅŸiÄŸine sürüklemesini önleyemeyiz.

O yüzden çözüm süreci’nin, bütün tarafları dikkate alarak hızla yol alması, hayatî önem taşıyor.

“KÄ°RLÄ° SÄ°LAH SAHÄ°BÄ°NÄ° VURUR”

Önce ürpertici, özel bir hâdiseye dikkat çekerek bu konuya giriÅŸ yapayım.

Tetikçi Özgür Gündem gazetesi bu ürpertici baÅŸlıkla beni ve Ahmet TaÅŸgetiren aÄŸabeyi hedef göstermiÅŸ!

Ne kadar iÄŸrenç ve ilkel bir yöntem bu!

Niçin böyle bir tehdide maruz kaldım?

Özelde Hüdapar, genelde bölgenin Müslüman halkı, hem ülkenin hem de bölgenin emniyet sübabıdır. Hüdapar, bütün kışkırtmalara raÄŸmen kardeÅŸlik ve saÄŸduyu çaÄŸrıları yapıyor. Hüdapar’ın bu tutumu, PKK’yı bitirir, dediÄŸim için.

Åžiddete baÅŸvuran bir örgütün, bütün kışkırtmalara, zulümlere raÄŸmen saÄŸduyu ve kardeÅŸlik çaÄŸrısı yapan aktörlerin ve söylemlerin karşısında varlığını sürdürebilme ÅŸansı olabilir mi?

SöylediÄŸim bu. Ve kardeÅŸlik ve saÄŸduyu çaÄŸrısı yapmak ayrıca da.

ZULÜM KARÅžISINDA SESSÄ°Z KALAMAYIZ!

Birileri tehdit edecek diye, biz hakikatleri dile getirmekten vaz mı geçeceÄŸiz, ÅŸimdi?

O zaman Müslüman olmamızın, Müslümanca bir dünya tahayyül etmemizin, dün olduÄŸu gibi yarın da hakikatten süt emen, herkese kol-kanat gerecek, herkesin susuzluÄŸunu giderecek, herkesin gölgesinden nasipleneceÄŸi hakikat medeniyeti tasavvur etmemizin bir anlamı olur mu?

O yüzden zulüm karşısında sessiz kalamayız. Ä°lkem ÅŸu: Kim olursa olsun, hangi inanca mensup olursa olsun, mazluma ses vermek, Allah’ın emridir.

Zulüm, “karanlık” demektir çünkü.

Hem insanın hayatını karartır hem de hakikati.

KALBÄ°M DURUR BENÄ°M!

Bendeniz, kendimi düÅŸünmüyorum!

Yasin Börü’leri, yüreÄŸi yangın yerine dönen ve bugüne kadar hep sessiz kaldığımız, ses veremediÄŸimiz kimsesiz mazlumları düÅŸünüyorum.

O yüzden Hakk’a teslim olmuÅŸ, fikir, oluÅŸ ve varoluÅŸ çilesi çeken, Müslümanların ve bütün mazlumların dertleriyle hemdert olan, bir mazlumun gözyaşını silmek için kıtalar ve kıtalar dolaÅŸan biri olarak sadece Allah, Kerim, diyorum.

***

Bendeniz âcizâne tasavvuf erbabıyım.

Müslümanlar, sadece bu ülkenin çeÅŸitli bölgelerinde deÄŸil, dünyanın dört bir tarafında zulüm altında inlerken, tasavvuf terbiyesi almış, kalbi incelmiÅŸ biri olarak, yüreÄŸim dayanmaz bu tür zulümlere sessiz kalmaya.

Kalbim durur benim!

Hak, Hakikat adına zulme uÄŸrayan Müslümanların meÅŸreplerine bakmadan yanlarında olmayı vazife sayarım.

Zulme uÄŸrayan Müslümanların yaÅŸadıkları zulme sessiz kaldığımızda, bunun hesabını veremeyiz, diye inanırım.

KARDEŞLİĞİN KIYMETİNİ BİLELİM...

Son olarak çözüm sürecine iliÅŸkin bazı gözlemlerde ve önerilerde bulunmak istiyorum.

Önce ÅŸu: Bir halkın dilini, kültürünü inkâr etmek, “bencillik” ve ilkelliktir. Bu, Allah’ın “âyet”ine ve adaletine de terstir.

Böyle bir sorunu yaşıyor olmak, farklı dilleri, dinleri, kültürleri hatta medeniyetleri 500 yıl adalet, hakkaniyet ve sulh içinde yaÅŸatan tek küresel medeniyet tecrübesinin çocukları (?) olarak bize hiç yakışmıyor.

Kürt sorunu, Müslüman bir toplumun neden olduÄŸu bir sorun deÄŸil; jakoben yöntemlerle bu toplumun tepesine inen, modernist, Kemalist ulus devlet’in ufuksuzluÄŸunun, tepeden inmeciliÄŸinin yol açtığı bir sorun.

Biz bu sorunu, aslında çok rahat çözebiliriz: Bu toplum, Osmanlı bâkiyesi 30’dan fazla etnik unsurun yaÅŸadığı bir toplum. Ama öte yandan bu toplumun kahir ekseriyeti Müslüman. Ortak kimliÄŸi Ä°slâm.

Böylesine büyük bir imkân varken, bizim, Ä°slâmî kimliÄŸi ve duyarlılıkları güçlendirmek yerine, etnik kimlikleri kışkırtan laikliÄŸi hâlâ kutsamaya çalışmamız kendi ayağımıza kurÅŸun sıkmamızla sonuçlanacaktı. Åžimdi bu traji-komediyi yaşıyoruz iÅŸte.

Åžunu unutmayalım: Bu toplumun ortak kimliÄŸi, sigortası Ä°slâm’dır. Hangi meselede olursa olsun, Ä°slâm’dan baÅŸka çıkış yolu aramak hüsrandır.

GeçmiÅŸte büyük yanlışlıklar yapıldı. Bu açık.

Ama ÅŸunu bilelim: Yalnızca HDP/PKK ile çözüm masasına oturmak, orta ve uzun vadede, büyük sorunların, çıkmaz sokakların eÅŸiÄŸine fırlatır bu ülkeyi.

Bölge halkı, Müslümandır. PKK/HDP, hem Kemalist/laik hem de Batılıların kolaylıkla kışkırtabileceÄŸi, kullanabileceÄŸi kaygan bir zeminde duruyor.

Çözüm sürecinin kalıcı olarak selâmetle nihayete erdirilebilmesi için, bölge halkının duyarlıklarını temsil eden, bölgedeki âlimlere, bilge insanlara, cemaatlere, diÄŸer sosyal eÄŸilimlere söz hakkı verilmelidir.

Unutmayalım: PKK/HDP, bölgenin jön-Kürdüdür.

Nasıl jön-Türkler, Osmanlıyı batırdılarsa, jön-Kürtler de, etnik kimliÄŸi Ä°slâmî kimliÄŸin önüne çıkarmakla, orta ve uzun vadede kardeÅŸliÄŸimize kurÅŸun sıkıyor.

Son söz: KardeÅŸliÄŸin kıymetini bilmeyenler, hem kendi kıyametlerinin tohumlarını ekerler hem de bu ülkeyi büyük felâketin eÅŸiÄŸine sürüklerler.

twitter.com/yenisafakwriter

YENÄ°ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.