Sosyal Medya

Makale

Bir faşist: Barış Atay

Malumu aliniz olduÄŸu üzere Türkiye medyası, ‘yeni yılda doÄŸan ilk bebek’ haberleri yapmaya bayılır. 2015’in ilk bebeÄŸi, Ä°dris ve Hamdiye Akbalık çiftinin bebekleri Meryem Azra olmuÅŸ. Eh, medyamız da bu klasik haberi yine yapmış.

Meryem Azra, her bebek gibi, dünyalar tatlısı, ÅŸirin bir ÅŸey. Beyaz bir zıbın giydirip pembe bir battaniyeye sarmışlar. Allah hayırlı uzun ömürler versin ve ‘maÅŸallah’ diyelim ki nazar uÄŸramasın semtine bu yavrunun.

Tabii, medyamız bu haberi sadece yazılı olarak vermemiÅŸ. Haberlerini fotoÄŸrafla da süslemiÅŸler. Bu fotoÄŸraflardan biri ÅŸöyle: Hastane odasındayız. Meryem, babası Ä°dris’in kucağında... Hasta yatağının üzerinde ise Meryem’in annesi Hamdiye Hanım oturuyor. 

Oyuncu olduÄŸunu sonradan öÄŸrendiÄŸim Barış Atay isimli biri sosyal medyada bu fotoÄŸrafı paylaşıp ÅŸöyle yazmış: ‘FotoÄŸraftaki anneyi bulunuz.’

‘E, abi anne o fotoÄŸrafta ya, kör müymüÅŸ bu adam?’ diye soracaklara detay vereyim. Efendim, Meryem Azra bebeÄŸin annesi Hamdiye Hanım, çarÅŸaflı. Dolayısıyla bu Barış Atay, ‘fotoÄŸraftaki anneyi bulunuz’ derken kendince ÅŸey yapıyor. Neydi o kelime? Åžey yahu. Ä°roni iÅŸte.

Eh, sosyal medya burası... Tesettür parantezinde Türkiye’deki insanların yarısının, belki de yarısından fazlasının annesine benzeyen bir kadına ‘bu, bu haliyle annelik falan yapamaz’ göndermeli bir hakaret yollarsan insanların eli armut toplayacak deÄŸil ya. Onlar da baÅŸlıyorlar karşı hakaretlere, küfürlere, tepki ve tehditlere. Tabii bu arada medyamız da durumu fark edip baÅŸlıyor haber yapmaya. Kimi ‘ünlü oyuncu yandaÅŸ basın tarafından linç ediliyor’ diyor haber baÅŸlığında, kimi de ‘ünlü oyuncudan terbiyesizlik’ manÅŸetini uygun görüyor.

Sonra? Sonra Barış Atay, attığı tweeti silip hakkında çıkan haberlere karşı öyle açıklamalar yazıyor ki, insanın ‘yahu Barış yoldaÅŸ, keÅŸke o tweeti silmeyeydin de, o açıklamaları da yazmayaydın, sen ne yaptın yahu?’ diyesi geliyor.

Hadi ÅŸu açıklamaları okuyalım: ‘Bu tweetten kadına, giyimine, dine hakaret çıkarmak tek kelimeyle manipülasyondur. Önce ‘kadın çalışmamalı’ diyen bakanı eleÅŸtirmenizi beklerdim. Din üzerinden manipülasyon yapıp hepimize saldıranlara alıştık da kendine solcu diyenlere hiçbir ÅŸey demiyorum artık. Yine de bilmeden kırdığım bütün kadınlardan özür dilerim. Ben kimsenin tercihine asla laf etmedim ama kadını yok sayan, en mutlu gününde bir foto karesinin köÅŸesine iten zihniyete hep hayır diyeceÄŸim.’

Åžeyin, neydi aklını sevdiÄŸimin adı, hah, Barış’ın özrü kabahatinden beter gördüÄŸünüz gibi. Zira hepimizi aptal, gerzek, okuduÄŸunu anlamaktan aciz insanlar olarak konumlayıp alayımızın zekâsıyla dalga geçmeye çabalıyor.

Sevgili ÅŸey. Rahat ol. Sen çarÅŸaflı bir anneye hakaret ederken, bunu da o kadının ‘yaÅŸam tercihleri’ üzerinden yaparken hepimiz ordaydık. Dolayısıyla dilediÄŸin özrün komik bile olamayacak denli pespaye olduÄŸunun hepimiz farkındayız.

Bak sana bir örnek vereyim. Ben senin annenle bir fotoÄŸrafın üzerinden ‘Barış Atay’ın anasını bulunuz’ yazsam bunun ucunun nereye gideceÄŸini bilir, bu yazdığım ÅŸeyin arkasında durabilecek ‘delikanlılığı’ gösterebilirdim. Ä°nsanların yaÅŸam tercihlerine hakaret ettiÄŸinde senden de zekâmıza hakaret etmeni ya da topu bakana atmanı deÄŸil, yazdığının arkasında durabilmeni beklerdim.

Gerçi pardon yahu sevgili ÅŸey, neydi tutarlılığını sevdiÄŸimin adı, hah, Barış. Senin ve senin gibilerin tutarlı davranmasını beklemek hata... Azıcık tutarlı olabilseniz, sizin bir sürü para kazandığınız dizilerde emekleri sömürülen, üç kuruÅŸ paraya saatlerce ve genellikle sigortasız olarak çalıştırılan, yemek için bile sadece 15 dakika izin verilen hakiki emekçilere karşı da ‘sosyalist’ olmanızı umut edebilirdik. 

Fakat biliyoruz sevgili ÅŸey. Sizin sosyalistliÄŸiniz ya dizi sözleÅŸmesini ya da Cihangir’de içkinin dublesine 30 kaat bayıldığınız cafe-barları görene kadar. Onun için biz senin anana bir ÅŸey demeyelim, sen de bizimkine dil uzatma. Olur mu?

Toplumsal barıştan, birlikte yaÅŸamaktan, ifade ve tercih özgürlüÄŸünden söz eden herkesin aslında birbirine ‘yaÅŸam biçimi’ dayattığı bir memlekette yaÅŸamaktan artık sıkılanların bu ve benzeri pespayeliklere karşı seslerini yükseltmeleri gerekiyor. Sesler yükselmeli ki ‘sahteyi gerçekten’, ‘salağı akıllıdan’, ‘kötüyü iyiden’ ayırabilelim. Solcu, muhafazakâr, Ä°slamcı, Ülkücü... Ä°deolojisi ne olursa olsun, böyle yapan heriflerin aslında ‘birlikte yaÅŸama’ imkânımızın köküne dinamit döÅŸediÄŸini görelim artık ne olur.  

Åžimdi bu yazıdan sonra ‘yandaÅŸ medya yazarından linç giriÅŸimi’ diye baÅŸlık atacak medyaya da bir çift sözüm var. Benimkisi linç deÄŸil, kendini özgürlükçü zanneden bir faÅŸistin ifÅŸası. Bunu da böylece yazın e mi?

Ne diyordu Lenin: ‘Hafızım, Allah lillah aÅŸkına bırak. Ben bu kenarımın sosyalistlerini iyi bilirim. Halkın çocukları meydanlarda ölür, bunlara da iÅŸin ekmeÄŸini yemek kalır.’

YENÄ°ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.