Sosyal Medya

Makale

Åžu proje hikayesi

Acaba Ak Parti bir Amerikan projesi mi?

- Acaba Tayyip ErdoÄŸan Amerikalılarla anlaÅŸarak mı yola çıktı?

- Tayip ErdoÄŸan’ın yolunu Amerika mı açtı?

Åžimdilerin ErdoÄŸan’ı vurma harekatının bir ayağında bu tartışma var.

Önce ifade edeyim: Bu tartışmaya Camia adına katılmak bir yerde “Dinime dahleyleyen bari Müselman olsa...” özdeyiÅŸini hatırlatıyor. Lideri Amerika’da olan, dünyadaki çalışmaları için Amerika - Ä°srail ÅŸemsiyesini, Papalık müsamahasını, Patriklik dostluÄŸunu, AB lobisini koruyucu kalkan olarak gören, Rusya’daki çalışmalara zarar verir düÅŸüncesiyle mesela Grozni’deki katliamı bile görmezden gelen bir hareket, Tayyip ErdoÄŸan’ın yola çıkarken, Amerika’nın düÅŸmanca tavrından korunma tavrını hedefe koyacak. Evet, dinime dahleyleyen misali...

Ä°kinci konu: Proje hikayesine Muhsin YazıcıoÄŸlu’nun da adı karıştırılıyor. Amerikalılar Muhsin Bey’e gelmiÅŸler, o kabul etmemiÅŸ, sonra Tayyip Bey’e gelmiÅŸler, Tayyip Bey Amerikalıların teklifini Muhsin Bey’e getirmiÅŸ, o yine reddetmiÅŸ ama Tayyip Bey nihayetinde kabul etmiÅŸ vs. Aklıma gelen soru ÅŸu: Acaba Muhsin Bey, Ak Parti kurulduktan ve hükümet olduktan sonra herhangi bir yerde, Tayyip ErdoÄŸan’ın Amerika’nın beklentisini yerine getirdiÄŸine dair bir söz sarf etmiÅŸ mi? Ben hatırlamıyorum. Ben Muhsin Bey’in bu yönde bir kanaate sahip olduÄŸuna da inanmıyorum.

Amerikalıların Tayyip ErdoÄŸan’ın siyasi yükseliÅŸini gördüÄŸünü ve onunla iletiÅŸim imkanı aradığını farz edebiliriz. Çünkü Türkiye’nin yönetimine gelecek bir kiÅŸi veya kadro Amerika için önemlidir.

Aynı ÅŸekilde Türkiye’de iktidara gelecek kiÅŸi veya kadro, Amerika’nın bölgeye iliÅŸkin politikalarını ve kendi oluÅŸumuna nasıl baktığını önemsemek durumundadır. Kaldı ki Ak Parti’nin oluÅŸumu 28 Åžubat gibi, yeni NATO konsepti içinde gerçekleÅŸen bir örtülü darbenin akabinde gerçekleÅŸmiÅŸtir. Ak Parti Refah içinden gelen kadrolarca kurulmuÅŸ, Refah’ın lideri “itibar kazanır” gerekçesiyle bir kere bile Amerika’ya davet edilmemiÅŸ, D-8 projesi sebebiyle, “Batı ile hesaplaÅŸan bir hareketin lideri” olarak görülmüÅŸ ve tavır alınmış bir insandır. Ak Parti Amerika ile iliÅŸkiyi birebir Refah çizgisinde mi sürdürecektir yoksa bir farklılık olacak mıdır?

Ben burada bir farklılaÅŸma olduÄŸu kanaatindeyim. Muhtemeldir ki Tayyip ErdoÄŸan’ın kuruluÅŸ döneminde Amerika’daki temaslarında bu konuda görüÅŸ teatisi yapılmıştır. Ne olmuÅŸ olabilir? Buna dair tahminlerimi daha önce yazdım: DenmiÅŸ olabilir ki: Bizim için Türkiye’nin çıkarları önceliklidir. Ancak ülkemizin çıkarlarını savunurken mutlak anlamda Amerika ile çatışma politikası gütmeyiz. Ak Parti yola çıkarken AB ile iliÅŸkilerde de bir farklılaÅŸma sergiledi, AB normlarını Türkiye’ye taşıyarak demokratikleÅŸme sürecini iÅŸletti ve askeri vesayetin geriletilmesi ve tasfiyesini saÄŸladı.

Burada asıl soru ÅŸu: Tayyip ErdoÄŸan 12 yıllık iktidarında, Amerika ve AB ile birebir örtüÅŸtü mü, Türkiye’nin çıkarına olmayan bir meselede, Amerika’ya prim verdi mi?

Bunun böyle olmadığı gayet açıktır. Ä°lkesel bir çatışma yoktur evet, ama ÅŸu an gelinen noktaya baktığımızda birçok konuda Amerika ile çok farklı duruÅŸlar sergilendiÄŸi ortadadır. Belki de o yüzden Amerika’da öfke birikimleri oluÅŸuyor.  

Hatta Camia’nın son tavrının da Amerika ve Yahudi lobisi ile rezonans halinde geliÅŸen bir durum olduÄŸu söylenebilir.

Ufuk Güldemir’in Teksas - Malatya isimli kitabında Amerika’da merhum Özal ile ilgili farklı yaklaşımlar olduÄŸuna iÅŸaret edilir. Bir kesim “Bu adam Milli Selamet’ten aday olmuÅŸtur. Ä°slamcıdır, ama takıyye yapıyor, ona güvenilmez” diyerek Özal’a kredi açılmamasını ister, bir baÅŸka grup ise “Türkiye bir Ä°slam ülkesi. Burada Batı’yı tanıyan, eÅŸi modern tavırlı ve halkta karşılığı olan bir kiÅŸi olarak Özal’dan daha iyisi bulunabilir mi?” diyerek Özal’a kredi açılmasından yana olur. Ufuk Güldemir der ki: Amerika’da Özal’la ilgili bu iki görüÅŸ hep gündemde olmuÅŸtur.

Amerika bu. Tayyip ErdoÄŸan’la ilgili de, belki “Tayyip ErdoÄŸan’ın Ä°slamcılığı”nın altı daha koyu renkte çizilerek bu tartışma sürüp gitmiÅŸtir. “Eksen kayması” gibi tartışmaların arkasında da bu vardır. AB medyasında bile “Acaba askeri vesayetin geriletilmesine katkı sunmakla Türkiye’de Batıcı-Laik çizgiyi zaafa mı uÄŸratıyoruz?” sorularının sorulduÄŸunu biliyoruz.

Tayyip ErdoÄŸan’ı bilen biliyor. En iyi de ona her seçimde yükselen oranda destek veren insanımız biliyor. Bizim insanımızın saÄŸduyusunu, basiretini de yabana atmamak lazım. 

STAR GAZETE

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.