Makale
Bozuk düzen
Ekonomik güç ile ne yapılacağı o ülkeyi temsil eden manevi deÄŸerlerle ilgili. “Emperyalist” bir devlet de olabilirsiniz, yeryüzünde “adaleti ayakta tutan” bir devlet de olabilirsiniz. Bu bir tercih meselesi. Kapitalizmin tarihi hem ekonomik gücün elde edilmesi, hem de bu gücün ülkelere tasallutunun da bir tarihidir. Kapitalizmin insanlığı getirdiÄŸi nokta, küresel eÅŸitsizliÄŸin vehamet derecesinde derinleÅŸmesi oldu. Oysa Keynes efendi kapitalist zümrenin belli bir süre sonra tatminlik noktasına ulaÅŸacağı ve o aÅŸamadan sonra servetin toplumsallaÅŸacağı iddiasında bulunmuÅŸtu. Keynes’in iyimser kehanetinin üstünden yüz yıldan fazla zaman geçti. Ä°nsanlık ekonomik güç ve iktidar tutkusu yüzünden iki büyük dünya savaşı yaÅŸadı. Daha küçük savaÅŸlar hâlâ yaÅŸanıyor. O tatminlik noktası bir türlü gelmedi, servet birikmeye, insan çürümeye devam etti. “Ortak refah” yerine rekabetçi, bencil, bireysel zenginleÅŸme ön plana çıktı. Kamusal ahlak içeriÄŸinden soyunduruldu, yolsuzluk ve rüÅŸvet çarkları erdemleri birer birer kirleterek öÄŸüttü.
Batı dünyası kapitalist kalkınma modelini baÅŸka bir yol yokmuÅŸ gibi göstermeye çalıştı. Bilim adamları, iktisatçılar, finans uzmanları çoÄŸun, “kapitalizmi doÄŸrulama makamı”nda söylediler. Hep aynı ÅŸarkıları, aynı nakaratları tekrar ettiler. Rakamlarla, göstergelerle tulûat oynatarak, DoÄŸu insanının kanına bu virüsü bulaÅŸtırdılar. Bu tulûatçı bilim adamları sınıfı baÅŸka bir türkü söyleyen namuslu adamları ya unutturdular, ya da kimseler görmesin duymasın diye önlerine perde oldular.
Kapitalizm zehirli bir formattır, bir kısım insanı üste çıkarır, gerideki büyük kitleyi aÅŸağıda tutar. Kur’an’da Yüce Rabbimiz, servetin sadece bir kısım insan arasında dolaÅŸan bir devlet olmaması gerektiÄŸini bildiriyor. Ä°nsanlık bu çaÄŸrıya kulak verseydi, dünya tarihi baÅŸka bir yönde ilerliyor olurdu. Ä°slam dünyası bile bu vahyî hakikati idrak etmiÅŸ görünmüyor. Ä°drak etseydi bu sefalet vuku bulur muydu? Rabbimiz dünyayı içindeki bütün canlılara yetecek geniÅŸlikte sayısız rızk ile donattı. Hükümran olan “bozuk düzen” yüzünden milyarlarca insana ÅŸimdi bu dünya dar geliyor.
Asya’da, Afrika’da, Güney Amerika’daki büyük ÅŸehirlerin etrafı yüz milyonlarca insanın sefaletiyle çevrilmiÅŸ bulunuyor. Ä°nsan onur ve haysiyetine yakışmayan bu sefalet görüntüleri, kapitalist üretim modelinin büyük bir kitleyi geçimlik üretimlerinden koparmasıyla elde edildi. Mesela, binlerce yıldır büyük bir zenginlik kaynağı olan bereketli Nil havzasında insanlar Ä°ngiliz ve Fransız sömürgeciler eliyle geçimlik tarımlarından koparılarak tek bir sinai üretime, pamuk üretimine koÅŸuldular. Batı sanayisini besleyen pamuk üretiminin Mısır’a faydası dokunmadı. Sonuç; Körfez’deki petro-dolar ÅŸeyhleri ve Batılı dostları sayesinde hüküm süren berbat bir diktatörlük, Kahire’deki mezar evlerde sefalet içinde yaÅŸayan yığınlar ve Nil kıyılarındaki sefalet.
AK Parti Genel BaÅŸkan Yardımcısı Numan KurtulmuÅŸ KeÅŸan’da bir toplantıda, “Artık Türkiye, Londra’dan, New York’tan, Brüksel’den ve baÅŸka merkezlerden dikte ettirilen ekonomi programlarıyla ayakta duramaz. Türkiye, geldiÄŸi noktayla sadece Ankara’dan dikte edilen programlarla da ayakta duramaz. Türkiye’nin öz gücünü ayaÄŸa kaldırmak, KeÅŸan’ın, Edirne’nin ve bütün bu havzanın kendi kabiliyetlerini en yüksek noktaya çıkarmak zorundayız” demiÅŸ. Bu dûaya tabii ki âmin diyoruz ama asıl dûanın eylem olduÄŸunu da biliyoruz. Ä°nsanı insanlığından çıkaran “bozuk düzen”den kopmadıkça ne Türkiye felâh bulur, ne de insanlık.
YENÄ°ÅžAFAK
Henüz yorum yapılmamış.