Sosyal Medya

Makale

Kamu düzeni nasıl sağlanacak?

Hükümetin DoÄŸu - GüneydoÄŸu’da kamu düzeninin ihlal edildiÄŸine dair bir gerçeÄŸi tespit etmesi önemli, kamu düzenini saÄŸlamanın en öncelikli konu olduÄŸuna karar vermesi daha da önemli.

Bölgeden, kamu düzeni ihlalinin, hatta BaÅŸbakan’ın baÅŸ danışmanı Etyen Mahcupyan’ın ifadesiyle kamu düzenini örgütün denetlediÄŸi gerçeÄŸinin göstergesi olacak sayısız haber akıyor.

Ve bu yeni deÄŸil.

Belki de bir baÅŸka tespitin, kamu düzeni ihlalinin hangi tarihte baÅŸladığı konusunda yapılması lazım.

Belki de bir baÅŸka tespitin, kamu düzeninin hangi alanlarda ihlal edildiÄŸine dair yapılması lazım. Yani bir tür “Ä°hlal sayımı” gerekiyor. Böyle bir sayım kamu düzeni ihlalinin vahamet boyutunu görme imkanı verecektir. Ve belki de böyle bir sayım, kamu düzeni ihlalinin epeyce bir zamandır görmezden gelindiÄŸi, küçümsendiÄŸi sonucunu ortaya çıkaracaktır.

6-7 Ekim olayları, bölgede kamu düzeninin nasıl kontrolden çıkabileceÄŸini gösteren akut bir kriz olayıdır, asıl bölgeyi o noktaya sürükleyen alt yapıda vahameti tespit önemlidir.

Kamu düzeni ihlalindeki vahametin boyutları görüldü ise sıra onu yeniden saÄŸlamanın nasıl olacağına gelecektir.

Belli ki devlet adına tanımlanan ihlal, bölgedeki “Derin KCK örgütlenmesi”nin ürünüdür. Bu, Mahcupyan’ın ifadesiyle devleti ikinci plana düÅŸürecek boyutlara varmış ise, yani “paralel KCK yapılanması”, nerede ise devletin birimlerini paralel hale getirmiÅŸ ise ortada çok ciddi bir sorun var demektir.

Nasıl başedilecektir bu derin yapılanma ile?

Bu derin yapılanma dağılacak mıdır, dağıtılacak mıdır ya da HDP bünyesinde legalize edilerek herhangi bir sivil toplum boyutuna mı indirgenecektir? Nedir gerçekten KCK yapılanmasının kamu düzenini ihlal etmeyecek bir çerçeveye indirgenmesi? Devletin ve örgütün bu konuda bir projesi var  mıdır?

KCK yapılanmasının kamu düzenini ihlal etmeyecek bir niteliÄŸe dönüÅŸtürülmesi noktasında iki ihtimal söz konusu olabilir:

Bir: Öcalan’la, HDP ile ve geniÅŸ anlamda örgütle görüÅŸmelerle bu sonucun temini. Böyle bir sonuca varmak için, öncelikle söz konusu çevrelerin, bu yapının kamu düzeni açısından kabul edilemezliÄŸini kabul etmesi gerekiyor. Örgüt ise silahlı yapı sona erse bile, geride KCK gibi bir organize gücün kalmasını planlıyor. Çünkü örgütün siyasi gücünün, bu örtülü tehdit odağına dayandığı biliniyor. Örgüt KCK’yı gönüllü olarak dağıtmayı kabul etmediÄŸi takdirde ne olacak?

Ä°ki: Devletin her türlü meÅŸru güvenlik tedbirlerini devreye sokarak, kamu düzenini ikame etmesi durumu. Tabiatıyla bunun içine hukuki tedbirler de girecek, zecri (zorlayıcı) tedbirler de. Kamu düzeni denilen ÅŸey,  her an yaÅŸanan iklim demektir ve takvime baÄŸlanması mümkün olmayan ÅŸeydir. Yani ÅŸu anda orada kamu düzeni var mı, yok mu, orada yaÅŸayan vatandaÅŸlar, özgürce nefes alabiliyor mu, alamıyor mu meselesidir. Bu açıdan bakıldığında, orada silahlı yapının ve ona baÄŸlı derin odakların bulunduÄŸu her an, kimya bozucu bir durumun varlığını gösterir. Çözüm sürecinin baÅŸladığı tarihten bu yana, devlet adına silahlı gruplara ve onun derin uzantılarına yönelik güvenlik denetiminin bulunmadığı dönem, kamu düzeni ihlalinin en tepe noktalara ulaÅŸtığı dönemdir. Onun da zivesi, 6-7 Ekim olaylarıdır. 

Yani 6-7 Ekim olayları, devlete “Siz güvenlik ihmali yaparsanız bir gün böyle bir durumla belki daha kötüsü ile karşılaÅŸabilirsiniz” ikazını yapmıştır.

Tabii, devletin güvenlik tedbiri adına bazı giriÅŸimlerde bulunması demek, diyelim falanca yerde vergi alımı yapan adamı tutuklaması, falanca yerde mahkeme kuran adamı yakalaması, bunları KCK örgüt yapılanması ile yargılaması anlamına gelebilecektir. Bu durum, örgüt cenahında nasıl bir tepki doÄŸuracaktır? Bu, Öcalan’la - örgütle görüÅŸmelerin tepe-taklak olması anlamına mı gelecektir?

6-7 Ekim olayları sonrasında Hükümet adına yapılan açıklamalar, daha çok “SokaÄŸa çağırdınız, öyleyse kamu düzenine riayeti saÄŸlamak da sizin göreviniz” türünden beyanlarla HDP’yi muaheze eder niteliktedir. Ancak özellikle Yalçın AkdoÄŸan’ın, “Kamu düzenine riayet edilmezse...” diye baÅŸlayan deÄŸerlendirmelerinde“Devletin kasırga gibi eseceÄŸi, ezip geçeceÄŸi” gibi ifadeler yer alıyor.

DoÄŸrusu, devletin kamu düzenini saÄŸlamaya yönelik bir proje geliÅŸtirmesi zamanı gelmiÅŸ ve geçmektedir. Çünkü bölgede örgüte boyun eÄŸmeyen insanlar için hayat son derece zorlaÅŸmıştır ve sık sık buna dair imdat çığlıkları yükselmektedir. Mahcupyan’ın dediÄŸi ÅŸey gerçekse... cümlenin gerisini getirmek istemiyorum.

STAR GAZETE

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.