Sosyal Medya

Makale

CHP Alevi sorunu çözebilir mi?

BaÅŸbakan DavutoÄŸlu gibi pek çok insanı ÅŸaşırtan bir gerçek olarak ve Alevi oylarının büyük ölçüde CHP’ye aktığı gerçeÄŸinden yola çıkarak ÅŸöyle bir soru sorulabilir diye düÅŸünüyorum:

- CHP Türkiye’deki Alevi meselesini çözebilir mi?

Aslında Sünni - Hanefi - Türk formatının, bir Ä°ttihat - Terakki ve oradan miras ile Kemalist format olduÄŸu gerçeÄŸini, CHP’nin de bu Kemalist formatın uygulama enstrümanı olduÄŸunu, Kemalist formatın bu niteliÄŸi ile AleviliÄŸi bir dini mezhepten çok, (Yavuz Sultan Selim döneminden bu yana olduÄŸu gibi) güvenlik sorunu çerçevesinde deÄŸerlendirdiÄŸini, bunun yanında yine Kemalist formatın, SünniliÄŸi içerik itibariyle yeniden tanımladığını, bu yönüyle de Sünni toplum kesimleriyle problemli hale geldiÄŸini unutmamak lazım.

Alevi toplum kesimleri, paradoksal bir biçimde kendisini bir güvenlik sorunu olarak gören Kemalist formatın ana enstrümanı olan CHP  ile bütünleÅŸmiÅŸ, asıl gardını SünniliÄŸe ve o zeminde oluÅŸan siyasi yapılara karşı almayı tercih etmiÅŸtir.

CHP Alevi sorununu çözebilir mi, diye yola çıktık.

Tek Parti dönemi uygulamalarında Alevi sorununun çözüldüÄŸüne dair bir ÅŸey görmüyoruz. EÄŸer Aleviler, bu dönemde sünni toplum kesimine yönelik baskıları, Alevilik adına kazanım gibi telakki ediyorlarsa, o bakışın da çok sorunlu olduÄŸunu ifade etmek lazım.

Peki CHP bugün iktidar olsa Alevilerin tüm taleplerini yerine getirip, sorununu çözebilir mi?

Bu sorunun cevabını ararken en önce, “CHP bir Alevi partisi mi oluyor?” kulislerinin bu partiyi her zaman hareketlendirdiÄŸini unutmamak lazım. CHP’de “Sünni hassasiyet” gibi bir ÅŸeyden söz edilebilir mi sorusu da önemlidir ama, asıl, “CHP’nin bir Alevi partisi haline gelmesi” ihtimali deprem oluÅŸturur. Neden, diye sorulursa, orada Kemalist duyarlılığın“Güvenlik hassasiyeti” devreye girer. Onur Öymen’in Dersim’deki vahÅŸeti gerekli bir devlet eylemi olarak gördüÄŸünü unutmamak lazım. Åžu an CHP içindeki “ulusalcılar” da, tüm Kemalist dönem uygulamalarına sahip çıkıyorlar. Ä°lginçtir, DoÄŸu Perinçek de  “Dersim operasyonu kaçınılmazdı” deyivermiÅŸ. Devlet Bahçeli de farklı yerde durmuyor. Burada iÅŸ, SünniliÄŸin - AleviliÄŸin, dini içeriÄŸinden daha ziyade, ülke güvenliÄŸi açısından yapılan deÄŸerlendirmelerde odaklanıyor. Türkiye’nin derin bilinci, “güvenlik kaygısı”nı devre dışı bırakabilmiÅŸ deÄŸildir. Etnik ve mezhebi hareketlerin uluslararası odaklar tarafından “Türkiye’ye karşı kullanılabilirlik” boyutu her zaman gündemde olmuÅŸtur.

Sünni kadroların kendi tabanlarını rahatsız etmemek adına Alevilik konusunda adım atmakta zorlanacağı var sayımı, bu alandaki çözüm zorluÄŸu için temel gerekçe gibi görülür.

Sünni camialar Alevilik konusunda atılacak hangi adımdan rahatsız olur, ayrı bir konu, peki CHP’nin Türkiye’nin Sünni çoÄŸunluÄŸunun hassasiyetlerini gözetmeme gibi bir lüksü var mıdır? Tabii ki yoktur.

HDP’nin, Kürt Siyasi Hareketi gibi tanımlanıyor olmasına raÄŸmen Türkiye’nin tamamından oy almaya çalıştığı, CumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinde Selahattin DemirtaÅŸ’ın bu noktada önemli bir hamle yaptığı bir zamanda, ana muhalefet partisi olarak CHP’nin “Alevi partisi” diye tanımlanmayı isteyeceÄŸi düÅŸünülebilir mi?  

Sezgin Tanrıkulu’nun, “Dersim özrü”nün partide nasıl bir deprem oluÅŸturduÄŸu çok yakında gözlemlendi.

Alevi kimliÄŸi içindeki Kemal KılıçdaroÄŸlu’nun Alevilikle ilgili konuÅŸurken Ahmet DavutoÄŸlu kadar rahat olmadığını söylemek yanlış olmaz. Bu da, doÄŸrudan CHP’nin kemik tabanı dikkate alındığında böyledir.

Ben, Alevilik konusundaki açılımı yine de halkta ciddi karşılığı bulunan Sünni duyarlılığa sahip siyasi kadroların daha kolay yapabileceÄŸini düÅŸünüyorum.

Burada belki en problemli konu, Alevi vatandaÅŸların Sünni kadrolara karşı mesafeli duruÅŸu ve atılacak tüm adımları “Ademe, yani yokluÄŸa mahkum etmeleri” olabilir. Buradaki tarihi bagaj kolay izale edilebilir deÄŸildir, doÄŸru. Ama “üzüm yeme” esaslı bir tavır, pek çok ÅŸeyi kolaylaÅŸtıracaktır. Ben bu noktada, CHP’nin ÅŸu andaki baÅŸkanlığının pozitif tavır takınmasının yararlı olacağını düÅŸünüyorum. Bu konuyu, parti ve siyaset meselesi yapmak yerine çözülmesi gerekli “milli mesele” olarak görmek Türkiye’ye kazandırır, herkese kazandırır. 

 
STAR GAZETESÄ°

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.