Sosyal Medya

Makale

Bir kurban: Deniz Seki

Birkaç ÅŸarkısını çok sevdiÄŸim Deniz Seki’nin kendisini hiç sevmem. Çünkü gariban bir yarışmacıya ‘sabıkalı insandan sanatçı olmaz’ dediÄŸi o gece o yarışmayı izliyordum. O seçkinci, o burnu havada tavırdan iÄŸrendiÄŸimi hatırlıyorum.

Sonrası malum. Satıcılıktan içeri düÅŸtü. Hâlbuki bana kalırsa, icra-i faaliyet gösterdiÄŸi sektörde çalışan 3 insandan birinin olduÄŸu gibi, altı üstü müptezel bir uyuÅŸturucu kullanıcısı, yani içiciydi.

Hadi bunu biraz konuÅŸalım. Sonra döneriz Deniz Seki’ye...

Ne zaman bir ÅŸarkıcıyla ya da bir oyuncuyla konuÅŸsam söz kendiliÄŸinden sektörde kimlerin kokaini resmi içecek haline getirdiÄŸine gelir. O kadar çok hikâye duydum ki bu meseleyle ilgili.

Mesela ÅŸu: Çok ünlü bir ÅŸarkıcı, doksanlarda ortalığı kasıp kavuran iki genç ÅŸarkıcıyı kokaine alıştırır. O iki genç ÅŸarkıcı, kokaini bırakabilmek için o çok ünlü ÅŸarkıcıdan uzaklaşırlar. Hatta o çok ünlü ÅŸarkıcının evinde kokain, ÅŸekerliklerde ikram edilirmiÅŸ gelen misafire. Polis, bu kokain meselesini elbette bilir, ancak niyeyse müdahale etmezmiÅŸ.

‘Bu zaten sır deÄŸil, bunu hepimiz biliyoruz be abi’ derseniz haklı olursunuz. Zira çok yaygın bir hikâyedir. Tıpkı, Etiler hattındaki bir takım mankenlerin ‘zayıflıklarını korumak’ için kokain kullanması gibi.

Gözümle ÅŸahit olduÄŸum iÅŸler de olmuÅŸtur geçmiÅŸte. Cihangir’de kahve içtiÄŸim bir mekânın tuvaletinden çıkan ünlü oyuncuya arkadaşı burnunu iÅŸaret etmiÅŸtir mesela. Beyimiz, burnunda kalan tozları silmeye bile tenezzül etmemiÅŸtir zira. Bir baÅŸka akÅŸam yine Cihangir’de, ikide birde Mustafa Kemal ve çaÄŸdaÅŸlık vurgusu yapan müptezel içici yönetmen, arabamızın üzerine düÅŸmüÅŸ, kalkmış, çakmak gibi gözleriyle bize bir süre baktıktan sonra tekrar arabamızın üzerine yığılıp kalmıştır mesela.

Eh, sizin de kameralar vasıtasıyla gördüÄŸünüz pek çok ÅŸey olmadı mı uyuÅŸturucu meselesinde? Mesela daha geçen yıl bir oyuncu bir kilo esrar yakalatıp ‘içiciyim abi’ ayağı yaparak kurtulmadı mı? ‘UyuÅŸturucu operasyonunda içeri alınan ünlü’lerin adliyeye girmeleri ile çıkmaları bir olmadı mı? Gevrek gevrek ‘bir yanlış anlaşılma olmuÅŸ, benim uyuÅŸturucuyla iÅŸim olmaz’ açıklamaları yapıp iÅŸlerine güçlerine ve en önemlisi uyuÅŸturucu kullanmaya devam etmediler mi?  

Mesele basit: Motosikletinde ‘saÄŸlık malzemeleri’ yazan bir kuryenin sargı bezleri ya da aspirin kutuları arasında lüks semtlerdeki bir takım evlere uyuÅŸturucu servis ettiÄŸi bir ülkede yaşıyoruz. Ve aslında ne satana ne de içene hiçbir ÅŸey olmuyor. BaÄŸcılar’da 20 liralık ‘bonz’a düÅŸen delikanlıyı yakaladığında öldüresiye dövmeyi marifet bilen sistem, Etiler’de 90 liralık ‘line’a takılan ablaları ve abileri görmezden geliyor.   

Milletten aldıkları üç kuruÅŸ parayla ‘iliÅŸki haberi’ yapmayı meslek, mekân önünde bekleyip ‘bakın bilmem kim taksiye binerken neler oldu’ kurgusunu ‘iÅŸ yapmak’ zanneden müptezel magazincilerimizin mesleklerine azıcık saygıları olsa, azıcık dünyadaki meslektaÅŸlarına özenseler Etiler, TeÅŸvikiye, Cihangir hattından bize her gün bir ‘uyuÅŸturucu kullanan ünlü’ haberi servis ederler. Ama hayır. Burunlarından kıl aldırmayan müptezel magazincilerimiz, adliye ve polis muhabirlerinden haberdar olurlar uyuÅŸturucu operasyonlarından. Yerseniz.

Uzun lafın kısası, ‘müptezel bir içici’den fazlası olmayan Deniz Seki, tam anlamıyla bir kurbandır. Suçu da, çalıştığı sektörün resmi içeceÄŸine takılmaktır. O sektörün ‘madde’ ile olan bağını kesmek için neredeyse hiçbir ÅŸey yapmayıp Deniz Seki’ye ‘taşı uzaydan alıp uzaylılara satıyor’ muamelesi yapmak adaletsizliktir. 

Polisimiz, savcımız, adaletimiz... Gücünüz yetiyorsa, bu meseleyi halletmek niyetindeyseniz, ‘ünlüler gençlerimize, çocuklarımıza kötü örnek olmasın’ diyorsanız mesele basit. Bir akÅŸam Etiler’e, bir baÅŸka akÅŸam Cihangir’e, bir baÅŸka gün NiÅŸantaşı’na tebdil-i kıyafet yapıp gidiniz. ‘Müptezel’ kelimesinin yeterli bile olmadığı bir ‘piyasa’ ile karşılaÅŸacaksınız. Hatta yorulup oralara gitmenize bile gerek yok. Alın iki yıldan fazladır magazin muhabirliÄŸi yapan birini karşınıza. Alayını isim isim anlatsın size.

Ne diyordu Jimi Hendrix: ‘Abisi, senede bir ay güneydeki detoks kamplarında takılanlar var ya. Onlardan baÅŸlasalar iÅŸe, gerisi çorap söküÄŸü gibi gelir vallaha.’  

YENÄ°ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.