Sosyal Medya

Makale

Sorunlu din dersi

Yargımı yekten söyleyeyim de arıza çıkmasın: Devletin herhangi bir dersi ‘zorunlu olarak’ verdiÄŸi her türden eÄŸitim modeline ÅŸiddetle karşıyım. Dahası, devletin benim adıma çocuÄŸuma ne öÄŸreteceÄŸine karar vermesine kılım. Zira modern eÄŸitim modeli, devletin -elbette kendi lehine olmak üzere- insanı düzleÅŸtirilip sisteme entegre etmesine, eÄŸitim verdiÄŸi bir çocuÄŸu zaman içerisinde ‘makbul vatandaÅŸ’ haline getirmesine ayarlıdır.

Bu sadece Türkiye’de böyle deÄŸildir. Modern eÄŸitim sisteminin yürürlükte olduÄŸu her ülkede -o ya da bu oranda- böyledir.

Söz gelimi, 80’lerin başında ilkokul okuyan ve o darbe atmosferinde eÄŸitimini Kemalizm’in bizatihi kendisinden almış bizim kuÅŸak için Türkiye, 3 tarafı denizlerle, 4 tarafı düÅŸmanlarla dolu bir kara parçasıdır. KomÅŸumuz Ä°ran canavar, Yunanistan ejderha, sakallı sarıklı insanlar bilimin ve ilerlemenin düÅŸmanıdır. Ezbercilik kötüdür, din Allah’la kul arasındadır ve tabii ki önemli olan kalp temizliÄŸidir. Åžair dediÄŸin Kemalettin Kamu ile Behçet Kemal ÇaÄŸlar’dır. Tarih dediÄŸinse 19 Mayıs günü, ölmediÄŸi için kalbimizde yaÅŸayan süper kahraman Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak basmasıyla baÅŸlar. Osmanlı, tarih öncesi döneme ait, az geliÅŸmiÅŸ insanların kurduÄŸu bir devletçiktir.

Tüm o zorunlu derslerin ‘aptala çevirdiÄŸi’ bir kuÅŸaktır benim kuÅŸağım. Bize öÄŸretilen neredeyse hiçbir ‘sosyal bilgi’nin doÄŸru olmadığını anlamamız çok uzun zamanımızı almıştır. HoÅŸ, bazılarımız hala o bilgilerin doÄŸru olduÄŸu hususunda ısrar etmektedirler. En basitinden, Mustafa Kemal’in Samsun’a, padiÅŸahın izni ve bilgisiyle deÄŸil, padiÅŸaha isyan ederek, üstelik pusulası bozuk bir gemiyle gittiÄŸi bilgisini doÄŸru sayan bir sürü kuÅŸakdaşım mevcutludur.

Hadi ÅŸuradan devam edeyim. Matematik, fizik, biyoloji ve sair ‘fen bilimleri’ni dahi öÄŸretmesine karşı olduÄŸum devletin ‘sosyal bilimler’ konusunda çocuÄŸumu ‘belirli bir bakış açısının insanı’ haline getirmeye çalıştığı her türden müfredatı tiksindirici buluyorum.

Dikkat isterim: ‘Belirli bir bakış açısının insanı’ dedim. Dolayısıyla, her türden ‘belirli bakış açısı’nı kastettim. Aslına bakarsanız, eÄŸitimimizi devletimiz vermiÅŸ olmasaydı bu dikkati çekmeme dahi gerek kalmazdı.

Gelelim yüce devletimizin çocuklarımıza zorunlu olarak verdiÄŸi din kültürü ve ahlak bilgisi dersine. Yukarıda sıraladığım gerekçeler bir yana, devlet okullarında ‘ilm-ül edyân’, yani ‘dinler tarihi’ dersinin bir ÅŸekilde okutulmasını savunuyorum. Yine devlet okullarında ‘ahlak yasaları’ isimli genel geçer bir ahlak dersinin de verilebilir olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Lakin müfredatını devletin belirlediÄŸi bir ‘din eÄŸitimi’ fikrine Katmandu kadar uzağım.

Niye uzağım? Çok basit: Devletin çocuÄŸuma öÄŸreteceÄŸi dine karşıyım. Bu, devletin karışması gereken bir alan deÄŸildir, olmamalıdır. Ve evet, devleti o esnada kim yönetiyor olursa olsun, böyledir bu.

DiÄŸer yandan bir Alevi’nin, bir Caferi’nin, bir Ermeni’nin, bir Rum’un ya da kendisini ateist olarak tanımlayan bir anne babanın ‘çocuÄŸumun sünni Ä°slam anlayışının genel geçer kaidelerini öÄŸrenmesini istemiyorum’ deme hakkı mahfuz ve saygıdeÄŸer bir haktır. DiÄŸer yandan da mesela bir baba olarak benim, çocuÄŸuma -ne bileyim- 4 yaşından itibaren Ä°slami eÄŸitim vermeyi isteme hakkım da mahfuz ve saygıdeÄŸer olmalıdır.

Zorunlu din dersi fikri, bana kalırsa, her bakımdan ‘sorunlu’ bir meseledir.

Peki, çözüm nedir? Bence basittir. Devletimiz, STK’lar vasıtasıyla çeÅŸitli dinlerin öÄŸretileceÄŸi çeÅŸitli müfredatlar hazırlatıp çocuklarımıza istediÄŸimiz dini, dilediÄŸimiz ÅŸekilde öÄŸretebileceÄŸimiz bir ‘çoktan seçmeli din eÄŸitimi’ programı hazırlayabilir. Hiç de zor bir ÅŸey deÄŸildir bu.

Söz gelimi ben, çocuÄŸuma birinci sınıftan itibaren Kuran-ı Kerim, siyer ve peygamberler tarihi dersleri aldırabilmeliyim. Üstelik bunu da ‘falanca STK’nın hazırladığı din eÄŸitimi müfredatı’nı tercih ederek yapabilmeliyim. Öte yandan, bir Alevi anne baba da dilerse çocuÄŸuna ‘Alevi ibadetleri’, ‘Alevilik tarihi’ ve benzeri dersler seçebilmeli.

Peki, devletimiz bunu yapar mı? Yapabilir elbette. Fakat yapar mı bilmem. Zira devlet dediÄŸin ÅŸey, onu yönetenden bağımsız ÅŸekilde kendi saçma kurallarını dayatan bir canavara benzer. Yöneten, yapılması gereken doÄŸruyu bilse de o doÄŸruyu yapmaya cesaret edemez bazen. Korkar o canavardan. 

Ne diyordu Engels: ‘ÇocukluÄŸumun MHP ağırlıklı diyanetinin din dersleri kitaplarını hatırladım ya la yine. Kâbustan halliceydi yeÄŸenim.’  

YENÄ°ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.