Makale
Aydın tavrı aydından ne bekler?
Aydının belirleyici tavrının onun muhalif duruÅŸu olduÄŸu söylenir.
Aydın, neye muhalif?
Sayalım:
Önyargıya...
Ä°ktidar ÅŸakÅŸakçılığına...
Haksızlığa, adaletsizliğe, zulme...
DalkavukluÄŸa...
Aydın, yerine göre kendi duruÅŸuna da muhalefet etmesini bilen kiÅŸidir. Ä°lkelidir, ama ilkeli davranıyorum sanısıyla kendini kapadığı kapana da muhaliftir...
Aydın, yerine göre kendisiyle, kendi fikirleriyle, önyargılarıyla hesaplaÅŸmayı göze alabilen kiÅŸidir...
O, kendini de tartışmaya açabilen biridir...
Kendini sevmeyeni de sevmesini bilir...
Kendini sevenin yanlışını söylemenin de üstesinden gelir...
Ama sevmede ve sevilmede yanılgıya düÅŸmekten de kaçınır. Kur'an hükmü bu açıdan ona yol gösterici olur: 'Ä°ÅŸte siz o kimselersiniz ki onları seversiniz, halbuki onlar sizi sevmezler, Siz Kitap(lar)ın hepsine inanırsınız, onlarsa (yalnız) sizinle buluÅŸtukları zaman «inandık» derler. Aralarında baÅŸ baÅŸa kaldıkları vakit de (size karşı olan) kin(lerin) den dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki «Kininizle geberin». Åžüphesiz ki Allah onların sinelerindeki bütün özü hakkıyla bilicidir.' (Kur'ân-ı Kerim, 3/Âli Ä°mrân: 119, Hasan Basri Çantay meali).
Demek ki, o, kendini sevmeyen karşısında uyanık bulunur.
Onu sevmeyenin hilesine karşı göÄŸüs germenin üstesinden gelir.
Aydın deÄŸiÅŸime açıktır.
Ä°çinde yaÅŸadığı toplumun siyasal, toplumsal, hukukî ve iktisadî yaÅŸantısıyla ilgilidir. DeÄŸiÅŸmesi gereken her ne varsa ona öncülük etmekten geri durmaz. Getirilmesi gereken için öne atılmaktan sakınmaz. Cesaretlidir. Ne ki, cesaretini ahmakça kullanmaz. Cesaretini kıran hususlar varsa onun üstüne yürümekten de sakınmaz.
Meselesini açık yürekle tartışır.
Kendini, tartışmaya açık tutar.
DeÄŸinilen özellikleriyle o yeni bir toplumun kurulmasına öncülük eder.
Kurulu düzen yeni bir toplumun kurulmasına engel oluÅŸturuyorsa onu özeleÅŸtiriye davet eder.
Aydının önde gelen bir baÅŸka vasfı da özeleÅŸtiriye açık bulunmasıdır.
O, dönüÅŸtürmek istediÄŸi toplumun önünde ayak bağı olacak hukukî düzenlemelerle karşılaşırsa onları bertaraf etmenin yolunu arar ve bulur. Bu yönüyle de asla tutuculukla yan yana gelmez. Tutucularla buluÅŸmayı reddeder.
O, sürekli sorgulama halindedir: kendini, toplumunu, çevresini, düzeni sorgular.
Ä°slam geleneÄŸinde, aydının devlet ricaline uzak durması salık verilirdi. Bunun baÅŸlıca nedeni, aydın, bu yakınlıktan dolayı ola ki, eleÅŸtirisini yöneltmekte çekingen dursun... Ne ki, aydın böyle bir konumda bile eleÅŸtiri oklarını atmaktan kaçınmıyorsa gerçek aydın olma liyakatini haiz sayılmalıdır.
Gerçek aydın için mahkemeyse mahkeme, hapisse hapis... O, pilavdan dönen kaşığın sapı kırılsın diyebilen biridir de...
YENÄ°ÅžAFAK
Henüz yorum yapılmamış.