Makale
Unutma İsrail; Kudüs sadece Filistin değildir!
Kudüs ruhtur. Kudüs isyandır, direniÅŸtir, diriliÅŸtir ve etkisi kıtalar üstü olan bir siyasi dildir.
Kudüs sadece Filistin deÄŸildir, sadece Arap deÄŸildir, sadece 'Kudüs günü' söylemleriyle sınırlı deÄŸildir.
Kudüs Ä°srail deÄŸildir ve hiçbir zaman Ä°srail olmayacaktır.
Filistin halkı sadece Kudüs'e emanet edilmiÅŸtir. Ä°lahi takdir Filistin halkını oraya bekçi kılmıştır. Onlar onu korur, Kudüs de onları korur.
Filistin Kudüs olmadan sadece bir millettir, Arap ulusunun bir parçasıdır, Müslüman ümmetinin o bölgedeki sakinleridir.
Kudüs de sadece Filistin'in deÄŸildir, Arap ulusunun deÄŸildir.
Ä°SRAÄ°L BU ÖFKE Ä°LE YÜZLEÅžMEDÄ°
Bu öyle bir güç, öyle bir söylem, öyle bir direnme ve mücadele ruhudur, öyle büyük bir öfkedir ki, dalga dalga bütün kıtalara yayılır.
O zaman Kudüs'te verilen söz ne ise, hissedilen duygu ne ise, Afrika'nın derinliklerinden Asya'nın en ücra köÅŸelerine kadar aynı sözler verilir, aynı duygu ve öfke yeryüzünü sarar.
Ä°srail henüz bu öfke ile yüzleÅŸmedi. Hiç yüzleÅŸmedi. Bunun ne anlama geleceÄŸini bilmiyor.
Ä°srail sadece Filistin halkıyla mücadele etti. Ä°srail sadece Arap dünyasıyla bir savaÅŸ yürüttü. Bu dilin ne kadar güçlü olduÄŸunu, Kudüs'e dokunanlara, Mescid-i Aksa'ya hakaret edenlere nasıl bir öfke yöneleceÄŸini hiçbir zaman görmedi.
1969'da Mescid-i Aksa'yı yakmaya giriÅŸti. Ä°slam Konferansı TeÅŸkilatı kuruldu. Åžimdilerde iÅŸe yaramaz görünse de coÄŸrafyada özgürlük anlayışının filizlenmesine yol açtı.
Irkçı Ariel Åžaron Mescid-i Aksa'ya girdi, şımarıkça bir gövde gösterisi yaptı, Ä°ntifada'nın tohumları atıldı.
1917 RUHU VE HEP AYNI CÜMLE
Ä°ÅŸte o intifada küresel bir siyasi dilin oluÅŸması için olaÄŸanüstü bir çıkış oldu. Filistin'de kurulan cümle ile Endonezya'da, Afganistan'da, Bosna'da, Cezayir'de kurulan cümleler aynileÅŸti.
Müslüman dünya bu dil üzerinden kendi siyasi küreselleÅŸmesini geliÅŸtirdi. Bugün, bu küreselleÅŸmenin siyasi sarsıntılarını izliyoruz. Yakın gelecekte ise, zaferlerini izleyeceÄŸiz.
Bu, Kudüs'ün, Mescid-i Aksa'nın gücüydü. Ülke ülke, ÅŸehir ÅŸehir direniÅŸ ve hesaplaÅŸma haritaları ÅŸekillendi. KuÅŸaklar bu söylemle, bu öfke ve hesaplaÅŸma düÅŸünceleriyle yetiÅŸti.
Åžimdi o kuÅŸaklar, Mescid-i Aksa'nın zihinlerine sinmiÅŸ bilinciyle, yüz yıl önce Filistin'deki küresel iÅŸgale direnenlerin hatıratlarıyla yeni bir tarih baÅŸlatıyor. Kudüs'ü Filistin'in bir parçası olarak deÄŸil, Ä°srail'in iÅŸgal etmeye çalıştığı bir ÅŸehir olarak deÄŸil, Arap-Ä°srail anlaÅŸmazlıklarının bir örneÄŸi olarak deÄŸil, 1917'de küresel iÅŸgal ordularına direnenlerin kimliÄŸiyle okuyor.
Amerika ve Avrupa, yüz yıldır coÄŸrafyaya hükmeden vesayetçiler, bugün kendilerine yönelen öfkenin çıkış noktasının burası olduÄŸunu bugün bile anlamaktan yoksun.
Ä°srail devletinin şımarıklığının, arsızlığının bedelini onlar ödüyor ama bu ahmaklıklarının gelecekte nelere, hangi öfke seline yol açacağını düÅŸünmeye bile niyetleri yok.
Dün aynı şımarıklığa, edepsizliÄŸe bir kez daha tanık olduk.
Ä°srail askerleri, günlerdir Mescid-i Aksa etrafında bir kriz çıkarmaya çalışıyordu. Mescid'e giriÅŸleri yasaklıyor, yüreÄŸi Kudüs olanlara eziyet ediyordu. Bir ÅŸeyler olacağı belliydi. Tam da bu sırada bazı ülkeler ardı ardına Filistin devletini tanımaya baÅŸladı. Ä°srail bir ÅŸeyler yapmalı, dikkatleri baÅŸka yöne çekmeliydi.
Nihayet dün bunu baÅŸardı, taÅŸkınlığını zirveye taşıdı. Müslümanların ilk kıblesine girdi ve büyük bir saygısızlık örneÄŸi sergiledi. Åžaron'un provokasyonundan bile ileri gitti.
MESCÄ°D-Ä° AKSA GÜÇTÜR, SEMBOLDÜR, DÄ°RENÄ°ÅžTÄ°R
Krizle, çatışmayla, savaÅŸla, kanla beslenen bir devletten söz ediyoruz. Kan akıttıkça, öldürdükçe stratejik deÄŸeri artan, Batı desteÄŸini garanti eden, eski sömürgeci kültürün coÄŸrafyamızdaki garnizon devletinden söz ediyoruz.
Ama bu iÅŸ Gazze'ye benzemez. Bu iÅŸ, birkaç Arap rejimini ABD üzerinden kontrol altına almaya benzemez. Bu iÅŸ, Filistin halkına eziyet üzerine eziyet etmeye benzemez. Kudüs ve Mescid-i Aksa bir Arap sorunu deÄŸil ki, onların tepkileriyle ölçülebilsin.
Mescid-i Aksa bir semboldür, güçtür, mahremiyettir. Her Müslüman'ın evi bir Mescid-i Aksa'dır. Ona hakaret edenler sadece Filistin halkına hakaret etmemiÅŸtir. Pasifik'te küçücük adalarda yaÅŸayan insanlar bile bu hakareti hissedecek ve asla hazmetmeyecektir.
Ä°srail ÅŸunu bilmeli ki; Aksa avlusunda kendine direnen kadın gibi milyonlarcası var. Aksa'nın duvarları arkasında kendisine direnen gençler gibi yüz milyonlarcası var. Bugün paramparça görülen o toplumlar, gençler, kadınlar Mescid-i Aksa üzerinden tek ses olabilir. Ä°ÅŸte o ses, Ä°srail'i titretir, Ä°srail'le birlikte olanları titretir. O ses yeryüzünün en güçlü sesi haline gelir.
Ve bir gün gelecektir de.
YENÄ°ÅžAFAK
Henüz yorum yapılmamış.