Sosyal Medya

Makale

Kobani ve Sykes-Picot: Bu sefer sınırları kim çizecek?

Mesele Kobani deÄŸil Türkiye' cümlesi aslında her ÅŸeyi açığa çıkaracak kadar güçlü. CumhurbaÅŸkanı Tayyip ErdoÄŸan'ın bu cümleyi üzerine ısrarla vurgulaması ve 'Hala anlamadınız mı' ÅŸeklindeki sitemleri, OrtadoÄŸu'da yaÅŸanan amansız hesaplaÅŸmanın Türkiye'de en yetkili ağızdan ilanı niteliÄŸinde.

Evet, biz bunu anladık, biliyoruz..

Birinci Dünya Savaşı'nın yüzüncü yıl dönümünde bölgenin yeniden dizayn edildiÄŸini, dünya savaşının mimarlarının bugün de bölgeyi biçimlendirmeye çalıştığını, eskiyen rejimlerin yerine yeni bir statüko oluÅŸturmayı planladığını, bunu yaparken de bölgesel güçleri denklemin dışına itme çabası içinde olduÄŸunu, buna direnenlere karşı acımasız bir yıpratma ve tüketme savaşı yürüttüÄŸünü, Türkiye'nin son birkaç yılda yaÅŸadığı bütün krizlerin bu amaca yönelik olduÄŸunu biliyoruz.

Yıllardır bu bölgede olan her ÅŸeyi 'yüz yıllık hesaplaÅŸma'ya baÄŸlamamızın sebebi de zaten bu. Birtakım aymazların, günübirlik çıkar peÅŸinde koÅŸanların, millet ve coÄŸrafya duygusu yok edilmiÅŸ zihinlerin, cemaat ve parti iktidarı için ülkeyi ateÅŸe verenlerin, yeni yüzyıllık tasarımın mimarlarıyla Türkiye karşıtı ittifak içine girenlerin iÅŸte bu büyük hesaplaÅŸmada karşı cephede yer aldığını da biliyoruz.

TÜRKÄ°YE NE YAPMAYA ÇALIÅžIYOR?

Kobani üzerinden Türkiye'nin elini kolunu baÄŸlama, hareket edemez hale getirme senaryoları uygulanırken IŞİD ve PYD gibi iki Truva Atı üzerinden bir gelecek tasarımı, yeni sınırlar ve güçler denklemi hesabı yapılıyor.

Açık söyleyeyim bu oyunun iki kurbanı var; Türkiye ve Kürtler. Aslında bölgenin geleceÄŸini biçimlendirebilecek iki kesim, Kürt milliyetçiliÄŸi alabildiÄŸine istismar edilerek boÅŸa çıkarılıyor. Çözüm Süreci'nin içeriden ve dışarıdan hedef alınmasının tek sebebi de geleceÄŸe yönelik bu güç birliÄŸini ÅŸimdiden dinamitlemektir.

ABD ve Avrupa basınında son aylarda yoÄŸunlaÅŸan Türkiye deÄŸerlendirmelerine bakıldığında, bazı ÅŸeylerin deÄŸiÅŸtiÄŸi, Türkiye'yi ele alma biçiminin farklılaÅŸtığı, içerideki sorunların Türkiye ve bölgenin geleceÄŸine yönelik projeksiyonlar için kullanıldığı, dar bir iç politika sorgulaması ya da analizi yerine 'Türkiye ne yapmaya çalışıyor', 'Yeni Türkiye ne demek', 'Türkiye'den coÄŸrafyaya nasıl bir söylem yayılıyor', 'Bu durum bölgenin geleceÄŸini nasıl etkileyecek' ÅŸeklinde sorgulamanın ağırlık kazandığı görülecektir.

Batı basını, önceden Türkiye'yi 'sadece Türkiye' olarak tartışırken, ÅŸimdi bölgesel ve küresel ölçekteki etkileri üzerine pozisyon alıyor, bu eÄŸilim 'oyun bozan bir çıkış' olarak algılanıyor ve Türkiye karşısında bir cephe inÅŸa edilmeye çalışılıyor.

Ä°çerideki muhalif söylem ise bu cephe oluÅŸumunun siyasetin beceriksizliÄŸinden kaynaklandığı tezini iÅŸliyor. Oysa bu tamamen tarih ve coÄŸrafya ile ilgili bir durumdur ve onlara düÅŸen görev ise bu gerçeÄŸi deÄŸersizleÅŸtirmek ve kamufle etmek oluyor.

KORKAKLARIN ANLAMADIÄžI ÅžEY...

Bir büyük ülke hesabınız varsa karşınızda neredeyse yedi düveli bulursunuz. Birinci Dünya Savaşı ve Çanakkale'de bulduÄŸunuz gibi. Türkiye'nin tam da 1. Dünya Savaşı'nın yüzüncü yılında, yüz yıllık vesayete son verme ve ayaÄŸa kalkma mücadelesine tanık oluyor dünya. Biliyorlar ki, Türkiye ayaÄŸa kalkarsa coÄŸrafya ayaÄŸa kalkacak. Bu yüzden yeniden diz çöktürmeye, hizaya sokmaya, yönetilebilir alana çekmeye, başını kaldırıp sınırlarının ötesine bakmasını önlemeye çalışıyorlar.

Bu büyük bir mücadele. Bir anlamda yeniden varlık mücadelesi. EÄŸer Türkiye, yerinde dursaydı, Atlantik Ä°ttifakı ne derse ona boyun eÄŸseydi, dış politikası ve iç politik dizaynı ısmarlama politikalarla yönetilseydi bu cephe asla oluÅŸmayacaktı. Bir meydan okuma, bir tarihsel kırılma olmayacak, Türkiye küçülerek dar bir alana hapsedilecekti.

Tam tersi bir yükseliÅŸ hesapları bozdu. Yüz yıllık statükocular ile onların coÄŸrafyadaki garnizon rejimleri Türkiye'nin bu çıkışından ürktüler. Ä°çerideki zaaf alanları yeniden keÅŸfedildi ve bütün bu alanlara yoÄŸun saldırılar baÅŸladı. Demokratik sistemi alaÅŸağı etme, sokak terörünü tercih etme dahil, bu yolda her türlü gayri meÅŸru yöntem kullanılır oldu.

Ancak bu yerli düÅŸünce ve çıkış dalga dalga bütün ülkeye, ÅŸehirlere, kasabalara ve köylere yayıldı. Yeni düÅŸünce ve gelecek hesabı milletçe satın alındı, kabullenildi, içselleÅŸtirildi. Artık Türkiye toplumunun zihinlerinden bu düÅŸünceyi koparıp almak mümkün olmayacak. Türkiye karşıtı cephe inÅŸa etmeye çalışanlar bunun farkında bile deÄŸiller.

SoÄŸuk SavaÅŸ dönemi korkaklığını üzerinden atamayan içerideki siyasi kimliklerin ve onların etkisindeki siyasi çevrelerin anlayamadığı ÅŸey; bunun tarihsel bir süreç olduÄŸu, küresel ölçekte deÄŸiÅŸimler ile beslendiÄŸi, coÄŸrafyanın dönüÅŸümünün artık engellenemez hale geldiÄŸi gerçeÄŸidir.

YENÄ° SYKES-PÄ°COT VE YENÄ° SINIRLAR...

Fransız Uluslararası Ä°liÅŸkiler Enstitüsü'nde ErdoÄŸan'a sorulan iki soru dikkatimi çekti. Bir Fransız gazeteci BeÅŸtepe'deki yeni binayı hatırlatarak, 'neden Çankaya deÄŸil de yeni bina' sorusunu soruyor. Burada semboller üzerinden 'bir rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi mi var' sorusuna cevap arıyor. Ama daha da önemlisi, böyle bir deÄŸiÅŸikliÄŸin Yeni Türkiye'nin söyleminin neresinde durduÄŸunu anlamaya çalışıyor.

Fransız siyaset bilimci Gilles Kepel ise, ErdoÄŸan'dan 'Birinci Dünya Savaşı sonrası çizilen yapay sınırların dikiÅŸlerinin patladığı' yönündeki ifadelerini açmasını istiyor. Yeni sınırlar mı çiziliyor, Türkiye coÄŸrafyanın yeniden biçimlendirilmesinin neresinde, bu sınırları kim çizecek, Sykes-Picot anlaÅŸmaları tarihe mi karıştı, Türkiye bunun neresinde... Merak ettikleri ÅŸeyler aslında bunlar.

Kimse günübirlik siyaseti, geliÅŸmeleri merak etmiyor. Daha büyük ölçekte, bölgesel hatta küresel eÄŸilimlerde Türkiye'nin pozisyonunu öÄŸrenmeye çalışıyor. Batı basını gibi Batı baÅŸkentleri de Türkiye'yi artık bunlar üzerinden tartışıyor. Bu, yeni bir durum ve böyle de devam edecek. Ülkeler, güvenlik stratejileri, bölge tasarımları bundan sonra hep bu çerçevede ele alınacak ve Türkiye hep denklemin merkezindeki rolü üzerinden sorgulanacak.

Bu tarihsel eÄŸilim, kırılmayı, yeni durumu, büyük deÄŸiÅŸimi Batı basını ve siyaseti anladı. Türkiye toplumu anladı. CoÄŸrafyanın sokakları anladı. Ama Türkiye'nin entelektüel zekası, Türk ve Kürt Baasçılar anlamadı. Anlayanlar ise, vatan, millet duygusundan yoksunluktan, cemaat-örgüt düÅŸüncesinden veya dışarıdan aldıkları ihaleler yüzünden Türkiye'nin ayağına kurÅŸun sıkma derdinde.

KOBANÄ° BÄ°ZE NE ÖÄžRETTÄ°?

Kobani'deki örgütler savaşının bize öÄŸrettiÄŸi tek ÅŸey var: Buradan bile Türkiye karşıtı bir operasyon sahnelenebiliyor. Bu sefer Kürt milliyetçiliÄŸi üzerinden bir servis yapıldı. Bundan sonra da böyle olacak. Her fırsat bu ÅŸekilde istismar edilecek.

IŞİD de PYD de bölgesel güç mücadelesinin Truva atlarıdır. Ön cepheye sürüldüler ama arkada baÅŸka hesaplar yapılıyor. Harita taslakları, ülkelerin bölünmesi ya da birleÅŸtirilmesi gibi.

Bütün hesapların çıktığı tek bir yol var: Türkiye'yi bu iÅŸlerin dışında tutmak.

Ama inanın bunu yapamayacaklar...

YENÄ°ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.