Makale
IŞİD-PYD vekalet savaşı, K. Irak Akdeniz koridoru
Kobani çatışmaları Türkiye'yi güvenlik sorunlarıyla test eder ve Kürtlerin duygusal hassasiyetleri üzerinden bölgesel çatışma alanlarını ÅŸekillendirirken, kafamızı kaldırıp 'bu iÅŸin arkasında ne var' sorusunu sorma fırsatı bulamadık.
Bir çok bölgeyi teslim edip, kaybederken susan PYD'nin Kobani üzerinden bu kadar feryad u figan etmesinin nedenini, Kobani üzerinden bir uluslararası koalisyon oluÅŸmasının sebebini, ABD'nin PYD gibi örgütlerle istihbarat paylaşıp onlara açıktan silah saÄŸlamasının anlamını sorgulayamadık.
Aslında Ä°ran ve Ä°ran'ın nüfuz alanı içinde kalan BaÄŸdat yönetimi ile hesaplaÅŸacağını düÅŸündüÄŸümüz IŞİD'in neden birden Kuzey bölgesinde yoÄŸunlaÅŸtığını, neden Kürtlerle çatışmayı öne aldığını, kimlerin onlara bu yönü salık verdiÄŸini öÄŸrenemedik.
IŞİD için çirkin imaj kampanyaları, PKK ve PYD için hazırlanan sempati rüzgarlarıyla kamuoyu meÅŸgul edilip taraf olmaya zorlanırken, örtünün altında hepimiz için dehÅŸet verici senaryolar olabileceÄŸini bir kez olsun durup düÅŸünemedik.
Duygusallık ve zihinsel formatlamaların ötesinde stratejik hesaplaÅŸmanın, geleceÄŸe dönük harita taslaklarının anlamını kavrayıp, 2003 Irak iÅŸgalinden bu yana aralıksız sürdürülen yeni OrtadoÄŸu inÅŸasının bu aÅŸamasını dikkatle takip etmek zorundayız. Bizi bugüne bakmaya zorlayanlar, terörü içeriye servis ederek gözlerimizi kör edenler, arkadan baÅŸka iÅŸler çeviriyor çünkü.
DEVLETÄ°N ÖRGÜTLE Ä°Åž TUTMASI TEHLÄ°KELÄ°DÄ°R
Kobani öyle bir savaÅŸ ki, iki örgüt arasında deÄŸil küresel ölçekte saf belirler hale geldi. Almanya PYD'ye her türlü desteÄŸi veriyor. ABD açıktan silah saÄŸlıyor ve istihbarat paylaşıyor. Türkiye, PYD'yi kurtarmak için PeÅŸmerge güçlerine koridor açıyor.
Daha düne kadar terör denilen, örgüt denilen yapılar bir anda uluslararası sempati oluÅŸturmaya, denklem belirlemeye baÅŸladılar. Devletlerin örgütlerle iÅŸ tutması çok tehlikeli sonuçlar doÄŸurabilir. Yarın o silahlar bambaÅŸka yönlere çevrilebilir. Yarın o örgütler hiç ummadığımız hedefleri vurabilir. 'Türkiye bizim için kardeÅŸ ülkedir' diyor bir PYD yetkilisi. Bir örgüt yöneticisi bir ülke/devlet için bunları söylüyor ve bu hiç yadırganmıyor. Kimse çıkıp da 'Sen kimsin, ülke misin, devlet misin, neyi temsil ediyorsun, Suriye adına mı, Irak adına mı konuÅŸuyorsun' demiyor. Ya da kimsenin aklına gelmiyor, buradaki garipliÄŸi yadırgamıyor.
Neyse, bunlar günü birlik reaksiyonlar tabi. Ä°ÅŸin esası, üzerinde titrememiz gereken ÅŸey aslında bu deÄŸil. Mesele; devletlerle örgütlerin birbirine karıştığı bir denklemde yol bulma, olacakların nerelere uzanacağını görebilme meselesi.
O KORÄ°DOR TÜRKÄ°YE'DE OLACAKTI
2003 yılı Irak için iÅŸgal yılıydı. ABD ordusu Türkiye üzerinden Irak'a geçecekti. 1 Mart tezkeresi üzerinden büyük tartışmalar yaÅŸandı ve Türkiye bu geçiÅŸe izin vermedi. Türkiye'nin izin vermediÄŸi ÅŸey aslında ABD askerlerinin geçiÅŸi deÄŸildi. Nitekim bu geçiÅŸler daha sonra gerçekleÅŸti.
ABD, geçiÅŸ dışında bir baÅŸka ÅŸey daha istiyordu: Amerikan askerlerinin Ä°skenderun'dan Kuzey Irak sınırlarına uzanan kuÅŸakta, Türkiye topraklarına yerleÅŸtirilmesi. On binlerce asker buraya yerleÅŸecek, bölge bir koridor haline getirilecekti. O zamanlar aslında buna karşı çıktık. Türkiye topraklarına ABD askerinin yerleÅŸmesine ve sınırın Türkiye tarafında, Kuzey Irak'tan Ä°skenderun'a kadar uzanan kuÅŸağın bir ÅŸekilde ABD'nin lojistik koridoru haline gelmesine.
Bu, bir nevi denetimdi, kontroldü, bu kuÅŸağın istikrarsızlaÅŸmasıydı ve bir daha tam denetime alınamamasıydı. Bölgesel operasyonlar, bölgeye yönelik istikrarsızlık ve ayrıştırmalar buradan yönetilecekti. Türkiye topraklarında böyle bir ÅŸeye izin verilemezdi ve verilmedi de.
O günden bu yana Kuzey Irak-Akdeniz koridoru konuÅŸuluyor, tartışılıyor.
2004 ve sonrasında koridor stratejisinin lojistik desteÄŸin çok ötesinde anlamları olduÄŸuna dikkat çeken çok sayıda yazı yazmışım. Bu hafta Ä°ngiliz The Times'ın yayınladığı gibi o günlerde de benzer haritalar yayınlanıyor, Kuzey Irak'ı Akdeniz'e açan sınırlar çiziliyordu.
Kuzey Irak Akdeniz koridorunun bölgenin en ciddi istikrarsızlık alanı olacağını, Türkiye'yi vuracağını, DoÄŸu Akdeniz'e yönelik uluslararası müdahaleyi artıracağını, yeni OrtadoÄŸu haritasında bu koridorun belirleyici olacağını yazmışım.
ŞİMDİ SURİYE TARAFINDA KURULUYOR
2004 ve 2005'lerde bu konuları tartışırken bunlar oldukça afaki görünüyordu. Bugün Kobani üzerinden Kürtlerle Arapları iki örgüt üzerinden çatıştıran iradenin bu projeyi esas aldığına inanıyorum.
Koridor Türkiye tarafından olamamıştı öyleyse Irak ve Suriye topraklarından geçmeliydi. On yıldır bölgedeki bir çok olay, bu tezi kuvvetlendirir ÅŸekilde gerçekleÅŸti. PYD'nin Suriye topraklarında, Türkiye sınırını boylu boyunca kapayan haritaları kadar IŞİD'in neden bu bölgelere saldırıyı öncelediÄŸi de bu inancımı destekliyor.
ABD, Almanya, Ä°ngiltere ve Ä°srail açıkça bu çatışmada yerini alırken Ä°srail'in sessizliÄŸini koruması, Ä°ngiliz basınının kampanya ölçeÄŸinde dezenformasyonlar yapmasına dikkat edilmeli. Aslında hepsi bu çatışmayı destekliyor.
1 Mart tezkeresi kabul edilseydi o kuÅŸak Türkiye topraklarında kurulacaktı. Åžimdi Suriye topraklarında kuruluyor. Ve Kobani aslında bunun savaşı. Bölgenin enerji haritasını önümüze koyup olanlara bir bakalım. Ya da bölgenin jeopolitik haritasını, etnik haritasını, güç çekiÅŸmelerini önümüze koyup bir daha bakalım. Aynı sonuca varmış olacağız.
TÜRKÄ°YE'NÄ°N GÜNEYÄ°NDE BÄ°R TAMPON BÖLGE
Bu anlamda IŞİD de PYD de vekalet savaÅŸları yürütüyor. Birileri örgütler üzerinden bölgeyi, bölgenin etnik unsurlarını paramparça ediyor. Birileri hem sınırımızın güney tarafını dağıtıp çözüyor hem enerji koridorları açmaya çalışıyor. Örgütlerden biri etnik milliyetçi diÄŸeri Ä°slami kimliÄŸi öne almış. Ä°deolojik kimlikleri bir tarafa bırakıp üslendikleri rollere bakanlar gerçeÄŸi görecektir.
Unutmayın, Kuzey Irak ile Akdeniz arasında böyle bir koridor açılması Türkiye'nin güneyinde bir tampon bölge oluÅŸturulması anlamına geliyor. Peki bu tampon bölgeyi kim yönetecek? Kürtler veya Araplar mı sanıyorsunuz? Kesinlikle deÄŸil. Projenin mimarları kimse onlar yönetecek. Onların en önemli amaçlarından biri Türkiye ile Araplar arasındaki bağı koparmak. Türkiye'nin güneyle baÄŸlantısını denetlemek ve geleceÄŸin bölgesel denklemini ÅŸimdiden yönetmeye baÅŸlamak.
Ankara'nın 'Güvenli bölgeler oluÅŸturma' tezinin anlamı burada ortaya çıkıyor iÅŸte. Varolan sorunlara müdahalenin de ötesinde, bu kuÅŸağın uluslararası denetime açılmasını, bölge ülkelerinin kontrolünden çıkmasına, bir cephe veya garnizona dönüÅŸtürülmesine direnmektir bu.
Kürtlerle ve Araplarla aramıza kimse girmesin. Yeni efendiler, yeni patronlar istemiyoruz bu bölgede. Ve kimse örgütler üzerinden, örgüt aklı üzerinden bizi saf belirlemeye zorlamasın.
Bu sefer baÅŸaramayacaklar.
YENÄ°ÅžAFAK
Henüz yorum yapılmamış.