Sosyal Medya

Makale

Şu şaşkın zihin

Sosyal medyada çeÅŸitli aralıklarla tekrarladığım bir cümle var. Åžöyle: 'Ben, ülkemin insanlık ve ümmet adına yaptıklarından razı, yapamadıklarından ÅŸikâyetçiyim.'

IŞİD'ın Suriye'deki ilerleyiÅŸinin ardından yeni bir mülteci dalgası ile karşı karşıya kaldık biliyorsunuz. Suriye Kürtlerinin yoÄŸun olarak yaÅŸadığı Kobani'ye saldıran IŞİD yüzünden binlerce insan Türkiye'ye akın etti. Türkiye, yine ve elbette kendisine yakışanı yapıp kapıları açtı.

Son dalgada Türkiye'ye sığınan insan sayısı henüz 4 bin düzeyinde iken BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu ÅŸunları söyledi: '4 bin kardeÅŸimizin tüm ihtiyaçları karşılanacak, ülkemizde ağırlanacak. Suriyeli kardeÅŸlerimize kucak açmamız insani bir görevdir. Allah devletimize ve milletimize güç versin ki tüm ihtiyaç sahiplerine yardımcı olabilelim. Ä°nsanlık tarihi bu günleri yazacaktır.'

Åžimdi Türkiye, Suriye savaşının başından beri yaÅŸayacağı en büyük mülteci akınına hazırlanıyor. Åžayet IŞİD günlerdir yaptığı hazırlığı hayata geçirmeyi baÅŸarabilir ve Kamışlı'ya kara harekâtı düzenlerse yüzbinlerce insan derhal Nusaybin'deki sınır kapımıza dayanacak.

Nusaybin'le aralarında sadece sınır tellerinin olduÄŸu Kamışlı, savaşın başından beri göç alıyor. Åžu anki nüfusunun 1,5 milyon olduÄŸu tahmin ediliyor. Åžimdi Kamışlı'dan bir mülteci akını olduÄŸunda Türkiye yine bu insanlara 'evinize hoÅŸ geldiniz' diyerek açacak kapılarını.

Åžimdi burada duralım ve geriye doÄŸru gidelim. Suriye savaşı baÅŸladığında ülkemize sığınan yüzbinlerce insan üzerinden ülkemize hakaret edenleri hatırlıyor musunuz? Türkiye'yi savaşın tarafı olmakla, savaÅŸ maÄŸdurları arasında ayrım yapmakla suçlayanları anımsıyor musunuz? Suriye'den Müslüman, Hıristiyan, Dürzi, Nusayri, Arap, Kürt, Türkmen ayırmadan mülteci kabul etmesine raÄŸmen Türkiye'ye haksızlık etmekten zevk alanlar vardı. Daha düne kadar, Irak'tan gelen Ezidiler'e raÄŸmen, Türkiye'yi 'mülteciler-maÄŸdurlar arası ayrımcılıkla' itham etmeye devam edenler vardı.

Åžimdi Kürtler geliyor. Hatta ÅŸöyle söyleyelim. Suriye savaşının başından beri Türkiye'nin Suriye'de yapmak istediÄŸi hiçbir ÅŸeye prim vermeyen, genellikle Türkiye'nin yürütmeye çalıştığı politikanın tam tersi bir politika güden Kürtler kapımıza dayanıyor ve biz onlara kapımızı açıyoruz. Çünkü vicdan bunu gerektirir. Ä°nsanlık bunu gerektirir.

Türkiye'yi bin türlü ÅŸeyle suçlayanlar utanırlar mı dersiniz? Hayır. Elbette utanmazlar.

Utanmazlar, çünkü tuhaf ÅŸekilde 'söz konusu hükümet düÅŸmanlığıysa gerisi teferruattır' diye düÅŸünen bir zihinle karşı karşıyayız artık. Bu zihnin hiçbir mantıksal dizgeye, hiçbir akıl yürütmeye, hiçbir tutarlılık arayışına baÅŸvurmadan hükümete saldırmanın 'sonuç verici bir eylem' olmadığını anlaması için daha kaç seçim kaybetmesi gerekecek bilmiyorum.

Bu zihnin en acıklı tuhaflıklarını, burunları bile kanamadan kurtarılan 49 rehine konusunda yaşadık/yaşıyoruz.

Hatırlayın ne dediklerini: 'IŞİD'in Türkiye ile iÅŸbirliÄŸi içerisinde kaçırdığı bu rehineler cumhurbaÅŸkanlığı seçimine bir hafta kala salınacak. Böylelikle Recep Tayyip ErdoÄŸan, bir milli kahraman olarak seçimi kazanmayı garantileyecek.'

Bu kehanetleri tutmayınca ÅŸunu söyleyemeye baÅŸlamışlardı: 'Bölgesinde önemli bir aktör olduÄŸunu söyleyen bu Türkiye nasıl bir ülkedir ki rehine durumundaki vatandaÅŸlarını bir terör örgütünün elinden alamıyor? Bu ne acizliktir?'

Eh, bu dedikleri de tutmadı iÅŸte. Türkiye, 46'sı vatandaşı 49 insanı burunları bile kanamadan alıp geldi. Bu sefer de bu zihin ÅŸunu söylemeye baÅŸladı: 'Ben size bu rehineleri alıp gelemezsiniz demedim ki. Karşılığında bir sürü ÅŸey verip alıp geldiniz. Açıklayın ne verdiÄŸinizi?'

'Karşılığında ne vermiÅŸ olursak olalım. VereceÄŸimiz hangi ÅŸey 49 insanın canından daha deÄŸerli olabilir?' dediÄŸinizde verecekleri bir cevap mutlaka vardır. Bu hastalıklı zihnin en az ilgilendiÄŸi ÅŸey 'mantık' olduÄŸu için mutlaka bir laf yetiÅŸtireceklerdir size.

Açıkça söyleyemiyorlar, ancak bu zihnin aslında istediÄŸinin ne olduÄŸunu hepimiz biliyoruz deÄŸil mi? Ä°stiyorlardı ki IŞİD, rehinelerimizin kafalarını kessin. Memlekete kanlı canlı 46 insan deÄŸil, 46 ceset torbası dönsün. Böylelikle Türkiye çok zor durumda kalsın...

Bu hastalıklı zihnin anlamadığı, anlamaya yanaÅŸmadığı ÅŸey ÅŸu. Ortalama insan tekleri bu tarz 'akıldışı' bir muhalefetin hiçbir halta yaramadığını artık görüyor, anlıyor.

Ne diyordu Freud: 'Åžunu yaparlarsa el öperim, etek giyerim, anırırım, sosyal medya hesabımı kapatırım falan yazmaktan vazgeçin artık hacılar. Adamlar yapınca mahcup oluyorsunuz.'

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.