Sosyal Medya

Makale

Sırasını mı beklesin, çırak mı olsun?

PerÅŸembe gün Yalova'da idim. Yedi Hilal DerneÄŸi'nin düzenlediÄŸi gençlik kampı kapsamında 100'ü aÅŸkın delikanlıya, aklım erdiÄŸince, dilim döndüÄŸünce Cahit ZarifoÄŸlu'nu anlatmaya çalıştım.

Kampın bu seneki teması 'öncü Müslüman ÅŸahsiyetler' olarak belirlenmiÅŸ. 3-4 gün boyunca pek çok isim, pek çok öncü ÅŸahsiyeti delikanlılara anlatmış oldu böylelikle.

Ben ZarifoÄŸlu'nu hemen her seferinde anlattığım gibi anlattım. Dedim ki, 'bir bize sunulan ZarifoÄŸlu imajı var. Bir de, o ÅŸiirleri, o yazıları, o günlükleri yazan adam var. Gerçek bir ZarifoÄŸlu ile tanışmak istiyorsak ZarifoÄŸlu imajını boÅŸ verip o eserleri yazan adamı okumak gerekir. Aksi takdirde düÅŸünce deÄŸil magazin üretiriz ZarifoÄŸlu hakkında. Hakikate deÄŸil dedikoduya temas etmiÅŸ oluruz.'

Sohbet bitip soru cevap faslı baÅŸladığında bir delikanlı sordu: 'Gençken Cahit ZarifoÄŸlu, Necip Fazıl'ın yanına çok sık gidermiÅŸ. Bir gün Necip Fazıl, ZarifoÄŸlu'na dönüp 'Cahit bu konuda sen ne düÅŸünüyorsun' diye sormuÅŸ. Cahit ZarifoÄŸlu bu soruyu bir olgunlaÅŸma anı olarak ele aldığını ve çok etkilendiÄŸini anlatıyor. Siz ne dersiniz buna?'

İşte 'gençlik' meselesinin 'ek yeri'ne geldik.

Åžurası kesin. Bugünün gençliÄŸi, geçmiÅŸ gençlik kuÅŸaklarından çok daha fazla ve belirgin ÅŸekilde, bir 'muhatap kabul edilme' arzusuyla mukayyet.

Belli ki ÅŸöyle geçiriyor aklından genç adam/kadın: 'Benim de fikrim alınsın, bana da görüÅŸüm sorulsun; zira ben de en az karşımdaki adam kadar bilgili, donanımlı, yetkinim. Hem ben -bu adamın izlemediÄŸine kalıbımı basarım- Breaking Bad izliyor, İskoçya referandumunun sosyo-politik sebeplerini ve sonuçlarını en az karşımdaki adam kadar, hatta ondan daha iyi biliyorum.'

Bunu böylece düÅŸünen genç, böyle düÅŸünmekte sonuna kadar haklıdır. Çünkü hem gençliÄŸe has delikanlı cesareti bunu gerektirir hem de 'davasının yükünü çeken genç' taşıdığı yük mukabilinde muhatap alınmayı ister.

Bizi muhatap almayan, bizi dinlemeyen, kültür-sanat-düÅŸünce meselelerine 'serin' bakan abilerin oluÅŸturduÄŸu tuhaf bir atmosferde geçti gençliÄŸim. Sürekli 'siz bu iÅŸlerden anlamazsınız' ve 'sizin bilmediÄŸiniz ÅŸeyler var' cümleleri çınladı kulaklarımda. Yani bu 'muhatap alınma' (hatta 'adam yerine konulma') isteÄŸinin ne denli önemli bir arzu olduÄŸunu iyi bilirim. Göz göre göre yapılan yanlışlara müdahale edemiyor olmak, sadece yaşınız yüzünden sözünüze itibar edilmemesi gayetle kötü bir ÅŸeydir.

Fakat ÅŸimdi kimse kusura bakmasın. Bugün içinde bulunduÄŸumuz atmosferde, yani (bazıları kızacak ama) yaÅŸadığımız mahallede 'yanlışlara müdahale etmek' ÅŸöyle dursun 'neyin yanlış olduÄŸunu tanımlayabilecek' bir gençlik söz konusu mudur? Bu soruya gönül rahatlığıyla 'evet' cevabı verebilecek misiniz? Soruyu doÄŸrudan bu iÅŸin asıl muhataplarına, sosyolojinin ve siyasetin baÅŸat aktörlerine soruyorum. Hayır; cevabı bana deÄŸil kendinize, vicdanınıza veriniz lütfen.

Hadi kanalı deÄŸiÅŸtirelim. 10 iÅŸçimizi kaybettiÄŸimiz son derece üzücü bir asansör faciasının ardından sosyal medyada 'insan düÅŸünmeden edemiyor. Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın cumhurbaÅŸkanı, Ahmet DavutoÄŸlu'nun baÅŸbakan olduÄŸu ÅŸu günlerde bu asansör kazası ülkemize yönelik yeni bir komplo mu' yazabilen gencin neresini hangi ÅŸekilde muhatap alabiliriz?

'Ama o tek örnek' deyin hadi bana. Ben de size, 'o tek örnek de, o mesajı paylaÅŸan yüzlerce insan kim yahu?' diye sorayım.

Kusura bakmayın. Ben, geride bıraktığımız 13 yılın en zayıf halkasının gençlik için yapılanlar, daha doÄŸrusu yapılamayanlar olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Biz, sosyolojinin ve siyasetin baÅŸat aktörlerinden 80'li ve 90'lı yıllardaki Milli Gençlik Vakfı'na nazaran çok daha yetkin bir gençlik oluÅŸumu beklerken ÅŸimdi geldiÄŸimiz noktada Milli Gençlik Vakfı'nı özlemle ve hasretle anıyorsak ortada çok ciddi bir sorun var demektir, deÄŸil mi?

Yedi Hilal, İnsan Medeniyet Hareketi, Mostar Gönüllüleri gibi bir elin parmaklarını geçmeyen, üstelik imkânlar yüzünden çalışmaları sınırlı kalan birkaç hareketlenmeyle gençliÄŸe bahar gelmeyecek.

13 yılda 'çırak' deÄŸil, 'sırasını bekleyen politika cambazı' yetiÅŸtiren bir düzenek kurduk. Maalesef bunu baÅŸardık. Ve bunun suçu gençlikte deÄŸil.

Çırak yetiÅŸtirmek zordur, zorludur. Emek ister, özen ister, fedakârlık ister.

'Bu konuda sen ne düÅŸünüyorsun Cahit' sorusunu tam vaktinde sormak ustalık iÅŸidir elbette. Fakat asıl ustalık, gönül rahatlığıyla 'bu konuda sen ne düÅŸünüyorsun Cahit' sorusunu sorabileceÄŸin 'çırak' yetiÅŸtirebilmektir.

Ne diyordu Dickens: 'Yine örneÄŸi Necip Fazıl'dan, Cahit ZarifoÄŸlu'ndan verdin. Bu dönemin gençlerine bir ÅŸey ifade etmiyor bu isimler. Bağış'tan, Çelik'ten ver örnekleri. Fosil misin nesin birader?'

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.