Sosyal Medya

Makale

HSYK mücadelesi

7 Åžubat 2012’de MÄ°T BaÅŸkanı, özel bir polis-yargı operasyonuna maruz kaldığını düÅŸünüyordu. BaÅŸbakan ErdoÄŸan da o yargı-polis operasyonunun bir ileri hamlede kendisine yönelik olduÄŸu kanaatine vardı. 

17 ve 25 Aralık operasyonlarında BaÅŸbakan, Hükümetin yargı-polis marifetiyle darbeye hedef olduÄŸunu düÅŸündü.  

Her iki operasyona Camia sahip çıktı. Onlara göre operasyonlar “normal” bir yargı ve polis operasyonu idi, 7 Åžubat’ta MÄ°T BaÅŸkanı KCK’ya yönelik soruÅŸturma çerçevesinde ifadeye çaÄŸrılmış, 17-25 Aralık’ta yolsuzluk soruÅŸturması yapılmıştı.

Yargı ve polis, operasyonların odağında idi.

Hükümet, bu iÅŸbirliÄŸini özel bir yapılanmanın ürünü olan “özel” bir iÅŸbirliÄŸi olarak gördü. Hükümete göre, hakim ve savcılar yargı mensubu, polis de güvenlik gücü olma özelliÄŸini kaybetmiÅŸlerdi.  Sonra özel yapılanma “paralel yapılanma” olarak nitelenecek, iÅŸbirliÄŸi de “darbe giriÅŸimi” olarak deÄŸerlendirilecekti.  

Hükümet karşı hamle yaptı. Devleti bu özel yapılanma ve operasyonlara karşı harekete geçirdi. OdaklaÅŸtığından kuÅŸkulandığı Hakim-Savcı-Polis üçgenini bozmaya yöneldi.

Mukabil operasyon yine Yargı ve Polis operasyonu ile devreye sokuldu. Operasyon yapan savcı-yargıç ve polislere karşı görevden alma, baÅŸka görevlere atama, tenzil-i rütbeye gitme gibi yaptırımlar uygulandı.

Bu defa, MÄ°T BaÅŸkanı ve Hükümete yönelik operasyona “Yargıya saygı” adına sahip çıkan Camia, yine yargı marifetiyle sürdürülen bu safhadaki karşı operasyona isyan etti. Camia’ya göre burada görev yapan yargıçlar ve emniyet birimleri zulmün aracı idiler.

Böylece yargı ve emniyet mensupları, icra ettikleri eyleme göre, adaletin icracısı deÄŸil, aynı anda, farklı kutuplara göre zalim veya mazlum oluyorlardı.

Burada bir yanda Hükümet var, diÄŸer yanda “Camia” dediÄŸimiz olgu.

Emniyet birimleri Hükümet’e baÄŸlı. Yargı bağımsız. Yargının bağımsızlığı her türlü güç odağına karşı bağımsızlığı içeriyor. Dolayısıyla Hükümet’e karşı da bağımsız. Ancak Yargı’nın herhangi bir kiÅŸi veya güç odağına karşı bağımsızlığı tartışma götürmez iken, bir yanı ile Hükümet’le alakasının olması da kaçınılmaz. Çünkü Hükümet de devletin bir parçası, hatta devletin yürütme organı.

Yargı ya da Emniyet, ya da devletin tüm birimlerinde, Hükümet inisiyatifinin dışında, baÅŸka karar mercileriyle baÄŸlantılı bir özel yapılanma, Türkiye bir süredir “Paralel yapılanma” nitelemesiyle bunu tartışıyor.

Kendisini “Camia” diye niteleyen Fethullah Gülen hareketinin devlet bünyesindeki yapılanması. YaÅŸanan tüm tartışmalar, devlet bünyesinde böyle bir yapılanmanın varlığını ayan beyan ortaya koyuyor.

Bu yapının Yargı ve Emniyet birimlerindeki odaklaÅŸması ise ÅŸu sıralar en kıran kırana mücadelenin içinde.

HSYK... Yargıdaki mücadelenin sıcak savaÅŸ alanı.

HSYK için mücadele demek, Yargıtay ve Danıştay’da oluÅŸturulmuÅŸ kadrolaÅŸma demek.

HSYK’ya hakimiyet demek, Yargıtay, Danıştay baÅŸta olmak üzere, bütün yargıyı denetim altında tutmak, kiminin ümüÄŸünü sıkabilmek, kiminin tırmanma ÅŸeridini açmak demek.

Türkiye, yargının böyle bir misyon alanı olduÄŸu dönemleri tanıyor.

Bir ara yargıçlar, “devleti koruma” misyonu söz konusu olduÄŸunda “birey hukukunun ihmal edilebileceÄŸi” kanaatinde idiler ve buradan yola çıkınca, halkın yüzde 47’sinin oyunu almış bir partinin kapatılması bile mümkün olabiliyordu.

Anayasa Mahkemesi, böyle bir giyotin iÅŸlevi gördü uzun zaman.

Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısı ona göre teÅŸkil edilmiÅŸti.

Biz bilirdik bir kapatma davası AYM’nin önüne geldiÄŸinde kaç evet kaç hayır çıkacağını.

12 Eylül referandumu ile gerçekleÅŸen Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinde AYM’nin yapısı deÄŸiÅŸtirildi ve daha dengeli bir üye yapısı oluÅŸturulmaya çalışıldı.

Aynı Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinde aynı amaçla HSYK’nın yapısı da deÄŸiÅŸtirildi.

Ama ÅŸu an görüyoruz ki ve Hükümet üyeleri açıkça itiraf ediyor ki, orada, bugün tehlike olarak nitelenen özel bir yapılanma oluÅŸmuÅŸ.

HSYK seçimleri bugün, oraya kim hakim olacak meselesi haline gelmiÅŸ.

Yargı camiasında kim kimdir çok net biliniyor.

Soru ÅŸu: 12 Ekim’de Camia HSYK’da etkinlik saÄŸlayacak bir sonuç alacak mı?

Bence ikinci soru da ÅŸu: Böyle bir etkinlik saÄŸlandığında bu sürdürülebilir mi? Yani yargının tepesindeki idari organ, bir grubun operasyon alanı haline gelir mi?

Bence cevap ÅŸu: Bir süre böyle bir sonuç doÄŸabilir. Ama bunun sürdürülmesi mümkün deÄŸildir. Her üye tek tek afiÅŸe edilir ve bir süre sonra iÅŸ “Yekta Güngör Özden dönemindeki Anayasa Mahkemesi manzarası” arz etmeye baÅŸlar. O dönemde Özden’in arkasında devlet vardı, millet o devleti deÄŸiÅŸtirdi, ÅŸimdi özel bir grup devlete ve millete raÄŸmen yargıda iktidar olacak!! Bu sürdürülebilir mi?

KAYNAK:http://haber.stargazete.com/yazar/hsyk-mucadelesi/yazi-938480

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.