Sosyal Medya

Makale

Mazgal muhafazakârlığı ya da Floransa notları; Kilisenin tanrısı kaybederken

Son birkaç gündür, Avrupalının kendisine dayatılan 'tanrı fikri'ne bizatihi tanrının mekanları, yani kiliseler ve katedraller üzerinden karşı koymasının başkentinde, yani Floransa'dayım. Tasvirlerde Hz. İsa'nın yıldan yıla nasıl 'esmerden sarışına' doğru evrildiğini görmek için bile gelinir bu şehre. İnsanın tanrıyı 'yanına/kendi düzlemine' çekip sonunda 'tanrı öldü' noktasına geleceği sürecin başladığı yer burası. O büyük ve yıkıcı hikayenin başladığı kent.

'Avrupa'da, antik Yunan aydınlanmasından Rönesans'a değin geçen o büyük boşlukta neredeyse hiçbir şey olmamıştır ve Avrupa bunun intikamını her şeyi iki asra sığdırarak almıştır' diyordu şimdi ismini hatırlayamadığım bir düşünür. Gerçekten de öyle olmuş. 15 ve 16. yüzyıllarda Medici ailesinin serveti ve bankacılık yetenekleri yerleşik burjuvayı; yerleşik burjuva, Avrupa'ya mahsus hümanizm fikrini; hümanizm fikri de Rönesans'ı doğurmuş.

Rönesans'ın ne olduğunu, dünyaya ne önerdiğini, tanrı fikrini nasıl dönüştürdüğünü anlamak için iki kritik esere bakmakta fayda var. Biri, Mikelanj'ın 'Tanrının Eli' isimli freski. Diğeri de Caravaggio'nun 'Şüpheci Thomas' isimli muhteşem resmi. İkisinde de eşitlik, hatta üstünlük insanda... İnsanın yaratıcıyla eşitlenmesi, hatta batıda tanrı fikrinin insana yenik düşmesi... Rönesans'a buradan bakmak, bugün olan biteni de ciddi manada anlamlı hale getirebiliyor.

Millilik mi demiştik?

Demediysek bile diyelim. Önümüzdeki dönemde hem kültürel hem de ekonomik olarak ayakta kalabilme iddiası taşıyacak ülkelerin 'milli' olmaları gerekecek. Yani, ülkelerin kendi kuruluş mitolojilerini 'yerli' olana dayandırmaları yetmeyecek. Aynı zamanda bugün ve burada da 'milli' olmaları elzem hale gelecek. İtalya arabasından mimarisine, kahvesinden makarnasına, soğuk çayından peynirine değin kendi 'milli'liğini (dikkat isterim: yerelliğini demedim) korumanın ve bu milliliğin altını çizmenin derdini çekiyor.

Bana kalırsa yerellik ile yerlilik ve oradan da millilik arasında çok belirgin farklar var. Türkiye, ne yazık ki 'yerel olanı' ziyadesiyle önemseyen, ancak 'yerli' ve 'milli' olanı neredeyse hiç umursamayan bir ülke. Hal böyle olunca da türkü barı 'yerli'lik zanneden bir yanlış anlaşılmayla yaşayıp gidiyoruz. Bugün adına 'İtalyan kültürü' diyebileceğimiz ne varsa bunu yerlilik ve millilik anlayışına borçlu İtalya.

Mazgal muhafazakârlığı

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.