Sosyal Medya

Makale

Batağa dönüşen kısırdöngü

Aynı cümleyi bir daha söyleyebilirim, sırasıdır: Ölümü göze almış olanın karşısına ölüm tehdidiyle çıkmak, bir elinde kılıç tutan birinin öteki eline kalkan vermek gibi olur.

Oruç tutmaya, aç ve susuz kalmaya alışkın olana gıda ambargosu uygulamak neye yarar?

Acaba kimi acınası durumda sayacağız?

Öldürülmekten korktuğu için köşe bucak kaçan mı acınası durumdadır, ölüme meydana okuyarak bağrını ona açan mı?

Binlerce yıldan bu yana ömrü oraya buraya sığınarak geçmiş, sürekli, sığındığı mekândan kovulacağı hissiyle yaşamış, beni ne zaman katledecekler vehmiyle asabı bozulmuş, tüm dengesi altüst olmuş; böyle birinden bahsediyoruz... Yahudi milletinden...

Yahudi, sürekli sürgün hayatı yaşamayı kendine hayat tarzı haline getirmiştir. Bu hayat tarzı onun doğalı haline gelmiştir. Bu hayat tarzını avantaja dönüştürmenin ardına düşmüş görünüyor şimdilerde.

O, hiçbir yerde, hiçbir koşul altında kendini güven içinde hissetmemiştir. Sürekli, aynı tedirginliğin baskısı altında yaşar.

Ne zaman başımda bir bomba patlayacak vehmi bu insanın hayat tarzının arka yüzünü oluşturur.

Bu haliyle o, acınası durumdadır.

Kendini tehdit altında gördüğünden kendisi de bir tehdit unsuru olarak görünmek istiyor: bu da onun dilemması...

Binlerce yıl dünyanın her tarafında sığıntı olarak yaşamış olan bir millet günün birinde bir araya gelerek yaşamaya karar vermişse, korkusunu, genlerine işlemiş olan bu korkuyu üstünden hemen atması beklenmemeli. Belki tam tersi: belki derdim binbir iken binbeşyüz oldu zimmetinin ağırlığı geçerlidir bu durumda: dağınık halde yaşarken toptan imha edilme vehmi yoktu, şimdi böyle bir paranoyayla karşı karşıya...

Taşa, sopaya karşı kendini nükleer silahla koruma ve mücadele etme refleksini nasıl açıklamalı yoksa?

Türkçede bir maksim korkunun ecele faydası olmadığını söylüyor bize.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.