Sosyal Medya

Makale

Julius Ceasar

           İnsanın fıtraten sahip olduğu adlandırma yeteneğinin senenin bölümleri ilgili kısmını Temmuz ayı özelinde irdeleyelim. Temmuz ayı, Gregoryen takvimin yedinci ayıdır ve otuz bir gündür. Adını (İngilizce karşılığı July), zamanın Roma imparatoruJulius Ceasar’ın ismini bu aya vermesi ve otuz bir gün olmasını emretmesiyle almıştır.           

            Yeniçağda Papa XII. Gregor tarafından düzenlenen Gregoryen takvime günümüzde Miladi takvim denmektedir. Bu takvim, Meryem oğlu İsa’nın (as) doğuşunu başlangıç olarak kabul eder. T.C. 1926 yılından itibaren Hicreti başlangıç gören Rumi takvim kaldırılmış bunun yerine Katolik esaslara dayanan Gregoryen takvim uygulanmaya koymuştur. Bundan dolayı şu anda Türkiyeli Müslümanlar olarak “Temmuz ayında mıyız?” yoksa tuttuğumuz oruç gereği “Ramazan ayında mıyız?” ikilemini yaşamaktayız.

           Ziraat ile uğraşanlar için bu ayın ismi “Harman ayı” veya “Orak ayı”dır. Öğrencilere göre ise bu ay yaz tatilin başlangıç ayıdır. Büyük şehirlere çalışmaya gelenlerin memleketlerine döndükleri bu sıcak yaz ayı, Özal’ın Turizm Hamlesi(!) sonrasında izine ayrılıp tatil yörelerindeki çılgın tüketime katılma ayı olarak da anılır olmuştur. Bu örneklemelerden de görüleceği üzere ayların isimlerinin değişmemesine rağmen o zaman diliminde yapılan ve devam eden aktivitelere göre anlamı ve içeriği değişmektedir.

       “Kur’an, insanoğluna bir rehber, bu rehberliğin apaçık bir delili ve doğruyu yanlıştan ayırt edici bir ölçü olarak (ilk defa) bu Ramazan ayında indirilmiştir. Bundan dolayı, sizden kim bu aya erişirse onu baştanbaşa (oruç) tutsun. Ancak hasta veya seyahatte olan, başka günlerde (aynı sayıda oruç tutsun). Allah sizin için kolaylık diler, zorluk çekmenizi istemez; ama (belirlenen günlerin) sayısını tamamlamanızı ve size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı yüceltmenizi ve (O'na) şükretmenizi (ister).”  (Bakara / 185)

           Rasulullah’a (sav) Ramazan ayının son günlerinde Cebrail ile gönderilmeye başlanan Kuran bu ayı diğer aylardan farklı kılmıştır. Yukarıdaki ayet ile hicretin 2. yılından itibaren Ramazan ayı, başından sonuna kadar oruç tutulan, Müslümanlarca oruç üzerinden idrak edile gelmiştir. Ayrıca Kuran’ın indirildiği gece “Kadir gecesi” bu ayı taçlandırmıştır.

            Güneş esaslı takvim ile Ay esaslı takvim arasında on bir gün fark nedeniyle Ramazan ayı her miladi ayı ziyaret ederek o aya ait atfedilen bütün değer yargılarını altüst eder. Böylece her aya kendi damgasını vurur ve Allah’ın nurlu yoluna davet eder. Örneğin üç yıldır süren Ramazan Temmuz ilişkisi bu yıl zirveye çıkarak aynı tarihte başlayıp son güne kadar süren bir beraberliğe dönüşmüştür. Bu beraberlik azalarak üç yıl daha devam edecektir.

           Artık Temmuz ayı insanların tatil beldelerinde hayâsızca ve sadece kendi nefsini önceleyen tüketim çılgınlıklarına engel olan Ramazan ayı üzerinden eski etkisinden uzaklaşacak. İnsanlar gecelerini çılgın partilerde eğlenerek değil Kur’an okuyarak, kıyam ederek ve tutulacak oruca hazırlık kastıyla sahur yiyerek geçirecek. Ellerindeki servetlerini sadece nefisleri yolunda harcamayıp ihtiyaç sahipleriyle bölüşecek. Herkesten uzakta tatil yapmak yerine dost ve akrabalarıyla iftar yemeklerinde buluşacak. Market alışverişlerinde dar gelirlilere kumanya satın alacak. Tatilde ne okuyayım telaşından sıyrılıp Kuran’ı hatmedecek. Ellerini, dillerini ve gözlerini her türlü hayâsızlığın hâkim olduğu tatil beldelerinden çekip selâtin camilerini dolduracak. Hırslarından ve azgınlıklardan uzaklaşıp bütün dünyadaki Müslümanlar ile kardeşçe, insanlığı esenliğe ve adalete davet edeceklerdir.

            İşte değerli kardeşim senin Kuran’ın emrini dinleyip bir ay boyunca dünyada ki tüm Müslümanlarla birlikte, yemeden, içmeden ve helalinden el çekmen Temmuz ismini değiştirmese de bu aya yüklenen anlamları değiştirecek doğru bir eylemdir. Sen bu eylemine Bayramla son verirsen Ağustos ayı, Kuzey yarım küredeki her türlü hayâsızlığın ve kendi nefsinden başkasını düşünmemenin azgın bir simgesi olarak sıcak bir yaz ayı diye anılmaya devam edecek. Eğer vahyin indiği Ramazanı, Kuran’ın rehberliğinde değerlendirebilirsen,  Julius Ceasar’ın anımsattıkları silinecek, onun yerine nefse hâkim olunup, paylaşılırsa, kardeşçe, adalet ve merhamet üzere yaşanılabileceği hakkındaki ümitleri yeşerteceksin...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.