Sosyal Medya

Makale

O kadar çok yoğundu ki;

Uzun zamandır başını kaşıyan görevlisiyle göz göze geldi ama kim olduğunu çıkaramadı.

O kadar çok yoğundu ki;

Telefonu çalmadığı saatlerde kendisini arıyor ve sürekli meşgul çalmasına hayret ediyordu.

O kadar çok yoğundu ki;

‘Ne iş yapıyorsun?’ sorusunu yanıtlayacak vakti olmadığından geçiştiriyordu.

O kadar çok yoğundu ki;

Telefonu “alo” değil de “müsait misin?” diye açanlara cevap vermeyi önemsiyordu.

O kadar çok yoğundu ki;

“Seni rahatsız etmiyorum ya” diyenleri atlatabilmek için eleman istihdam ediyordu.

O kadar çok yoğundu ki;

Kaç kere dünyayı kurtardığının hesabını tutamaz olmuştu.

O kadar çok yoğundu ki;

Zekâsından ve üstün başarılarından dolayı sürekli kendisi öven yancılarını bile ihmal ediyordu.

O kadar çok yoğundu ki;

Protokollerin arkasına saklanıp aramızda hayırlının takva sahibi olanlar olduğunu unutturuyordu.

O kadar çok yoğundu ki;

Geciktirdiği ibadetleri, dini bütün birine ücreti mukabilinde devredebilmenin fetvasını arıyordu.

O kadar çok yoğundu ki;

Kendi kendine konuştuğu anlaşılmasın diye bluetooth kulaklığıyla yaşıyordu.

O kadar çok yoğundu ki;

Önemli bir toplantıda(!) olduğunu duyanların onu mazur görmesi gerektiğine inanıyordu.

O kadar çok yoğundu ki;

‘Birazdan seni arayacağım’ demesine rağmen günler geçiyor beklenen an bir türlü gelmiyordu

O kadar çok yoğundu ki;

İşlerinden başını kaldıramamasının nedenini yerçekiminin artan baskısına yoruyordu.

O kadar çok yoğundu ki;

Önemli projelerini bitiremeden bu gezegenden ayrılmak zorunda kalacağına hayıflanıyordu.

O kadar çok yoğundu ki;

Görevli ölüm meleğini bir anda karşısında görünce “ Randevunuz var mıydı?” diye soruyordu

O kadar çok yoğundu ki;

Tüm meşguliyetlerinin hesabının sorulacağı mahşeri çok uzaklarda olduğunu sanıyordu.

O kadar çok yoğundu ki;

Önemli işlerinin çokluğuna rağmen yazıyı okumaya devam etmesine bir anlam veremiyordu.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.