Sosyal Medya

Makale

Orta Afrika’ya Gelmez mi hiç bu “Üç Aylar”...

Regaib Günlerine erişmiş bulunuyoruz. Rahmet ve ikramın sağanak halinde yağdığına inandığımız bu bereketli aylar, Recep, Şaban ve Ramazan, bizleri Kadir Gecesi’ne bağlayacak inşallah. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ne doğru heyecanlı bir geri sayım başladı artık... 

Oysa aynı anda, yani bizler sevinçler içinde kandil mahyalarını yakıp, birbirimizle selamlaşıp, birbirimizle ikramlaşırken, kandil simidi, helva, şeker dağıtırken çoluk çocuğa... Dünya atlaslarındaki bazı yerler, kan çanağına dalıp çıkıyor...

***

Haritadaki yerine hiç baktınız mı? Orta Afrika Cumhuriyeti diye bir yer var mesela... 

Nerededir Orta Afrika? Geçen yüzyıl boyunca varlığı bile meçhul, şu koca kıta Afrika’nın en orta yerinde midir misal... Öylece ortada kalakaldığı, bir başınalığa terk edildiği için mi ismi Orta Afrika’dır? Uçakla mı gemiyle mi gidilir oraya? Sesini kim duyar Yağmur Ormanlarının?   

Peki, hiç Orta Afrika’ya uğramadan mı geçecek bu kutlu zaman nehri? Yani Recep, Şaban, Ramazan... Kadir Gecesi’nde ta fecre kadar inip duracağı söylenen Melekler ve Ruh... İndiklerinde Orta Afrika’ya, görecekleri zulmü, acıyı, kederi, nasıl anlatacaklar Rablerine...  O rahmetten hiç pay düşmeyecek mi Orta Afrikalı çocuklara?

Birleşmiş Milletlerin bildirdiğine göre, ülkede 2,5 milyon insan acil yardıma muhtaç. 1 milyondan fazla insan gördükleri vahşet ve toplu kıyım karşısında evlerini terk ettiler. Havaalanına zorunlu olarak kurulmuş kampta 100binin üzerinde insan açlıkla pençeleşiyor. Camilere sığınmış insanlar, sığındıkları camilerle birlikte yakılıyor. Sivri uçlu bıçaklarla gözleri dilleri kesilen insanlar, işkencelerle hayatını kaybediyor. Palalarla doğranmış eller kollar, bacaklar... Dehşete kapılmış çığlıklar içinde kaçışan kadınlar ve çocuklar... Niçin bu? Çünkü Müslümanlar ve kendi ülkelerinde istenmiyorlar...

Uzun yıllar Fransız sömürgesi olarak kalmış Orta Afrika, 1960 yılında özgürlüğüne kavuşmuş. Güya. 60’dan bu yanaysa sömürge valileri, diktatörler ve cuntalar aracılığıyla kana bulanıyor. Çad, Sudan, Kongo ve Kamerun’la çevrili, denize kıyısı olmayan bir ülke Orta Afrika. Sayıları çok az kalmış Pigme’leri ve Yağmur Ormanlarındaki egzotik bitki ve hayvanlarıyla oryantal meraklarımızın, belgesel izleyiciliği ile safari hayallerimiz arasında saçaklandığı bir ülke... Vikipedi’de sadece dört satır. O kadar...

***

Yeryüzü Doktorları’ndan, Dr.Kerem Kınık Beyefenditam da mübarek üç ayların ilk günü toplu kıyıma uğrayan Orta Afrikalı kardeşlerimize dikkat çekti. Ekmekten ilk yardıma, insani himayeden tıbbi desteğe kadar her şeye muhtaç bu insanlar, kendi ülkelerinde mülteci konumundalar...

Kuranı Kerim’in çokça okunduğu, infakın yoğunlaştığı günlerdeyiz. Yakılmış yırtılmış Kuranı Kerim sayfalarını toparlayıp, zapzayıf elleriyle bir araya getirmeye çalışan o insanlara baktıkça... Ölümü, sığındıkları son camilerde bekleşen o kardeşlerimizi gördükçe... Benim ruhum kanıyor

Mütevazi bir kampanya başlatmış Yeryüzü Doktorları. Cep telefonunuza OAC yazıp 6612’ye gönderiyorsunuz. Bu; sadece 5 lira demek! Ama orada 10 kişinin 1 gün daha, fazladan yaşamasına denk! O da eğer henüz basılmamış bir kampa, henüz yakılmamış bir camiye sığınabilmişlerse... 

Orta Afrika mı? O da nereden çıktı, neresi, bize çok uzak diyeceklere cevabımızsa...

Elinizde tuttuğunuz Kuranı Kerim kadar yakın size Orta Afrika’da toplu kıyıma uğrayan kardeşleriniz. Kadir gecesi kadar yakın... Kadir Gecesinde saf saf yeryüzüne inecek Melekler kadar yakın...

Çocuklarınızın gözlerine iyice bir bakın bu Regaip Günü’nde. İki kaşlarının arasından öpün çocuklarınızı hazır vakit varken, hazır herkes hayattayken sarılın sevdiklerinize... Çünkü gözleri oyulmuş çocuklarını öpemiyor bir türlü ölü anneler... Orta Afrika denen yerde.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.