Sosyal Medya

Makale

Anne, babamı pişirebilir miyiz?

Adı Mirza. Uzun boylu, sarışın, yeÅŸil gözlü bir BoÅŸnak. 1987 doÄŸumlu. 3 yıl süren Saraybosna kuÅŸatması yaÅŸanırken küçücük bir çocukmuÅŸ. Åžehirde yiyecek bir lokma ekmek yok. Açlık had safhada. Bir akÅŸam annesi Mirza'yı karşısına alıp 'baban artık yok, öldü' demiÅŸ. Bu cümleye Mirza'nın ilk tepkisi ÅŸu olmuÅŸ: 'Yani babamı piÅŸirip yiyebilir miyiz?'

Bu, burada bir dursun.

Bir insan yavrusuna, babasının piÅŸirilebilir olduÄŸunu düÅŸündürten yoksulluk duygusu Bosna'nın sokaklarında deÄŸil, ama evlerinde hala hüküm sürüyor. Zira Bosna'da iÅŸsizlik oranı yüzde kırkların üzerinde. BulduÄŸumuz her fırsatta edebiyatını yaptığımız Bosna'nın yoksulluktan kurtulabilmesi için ne yapıyoruz peki? Sadece 23 dinleyicinin katıldığı 'Aydınlar BuluÅŸması.'

Anlatacağım. Fakat önce bir açıklama yapmama izin verin. Kimseyi kırmak ya da üzmek niyetinde deÄŸilim. Çünkü söz konusu buluÅŸmayı organize eden insanlar arasında gerçekten sevdiÄŸim, saygı duyduÄŸum isimler var. Ben sadece, Bosna söz konusu olduÄŸunda geliÅŸtirdiÄŸimiz 'romantik ve yere batası algı'nın bizi düÅŸürdüÄŸü 'komik' durumların son halkası üzerinden çeÅŸitli önermeler geliÅŸtirmek niyetindeyim.

Hikayeye dönebiliriz artık. Belki haberiniz olmuÅŸtur. EskiÅŸehir, 2013 yılında Türk Dünyası Kültür BaÅŸkenti seçilmiÅŸ, çeÅŸitli etkinlikler düzenlemiÅŸti. O etkinliklerin bir devamı olarak Bosna'da 3 ayrı etkinlik düzenlemek için EskiÅŸehir heyet-i umumisi Bosna'da idi. Bu etkinliklerden biri 4 Türk isimle 4 BoÅŸnak ismin ikiÅŸerli olarak konferans verdikleri 'Aydınlar BuluÅŸması', ikincisi bir Sevdalinka konseri, üçüncüsü de bir toplu sünnet ÅŸöleni idi.

Bu programları düzenlemek için Türkiye'den gelen heyet kaç kiÅŸiydi dersiniz? Sıkı durun: Doksan üç.

BambaÅŸka bir sebeple Bosna'da idim ben. Geziye birlikte gittiÄŸimiz arkadaÅŸlarımdan biri de çok ünlü bir organizatördü. Ona, bu organizasyonun kaç kiÅŸi ile yapılabileceÄŸini sordum. 'KonuÅŸmacılar hariç üç, en fazla beÅŸ kiÅŸi' diye cevap verdi.

Bu geçilebilecek bir durum deÄŸil, ama hadi bunu geçtik diyelim. Aydınlar BuluÅŸması'nı kaç kiÅŸi takip etti: Yirmi üç. Sevdalinka konserine kaç kiÅŸi geldi: Altmış beÅŸ.

Orada bulunan doksan üç kiÅŸilik Türk heyetin bile katılmadığı bu görkemli(!) organizasyonlarla mı kuracağız Bosna ile aramızdaki köprüleri?

Bir de sünnet ÅŸöleni var tabii. Radonçiç denen adamın sahibi olduÄŸu Avaz Gazetesi, bu ÅŸölen için 'bize kültür ihraç ediyorlar, bizde toplu sünnet diye bir ÅŸey yok' diye bas bas bağırdı.

Kendi kendime 'Avaz'da bunu mesele edinip böylece yazabilecek biri yok ki' diye düÅŸündüm, ancak durum sonradan anlaşıldı. Organizasyonların buluÅŸma ve konser ayaklarında partner olan BoÅŸnak bir Türkolog, facebook sayfasında sünnet ÅŸölenini yerden yere vuran ÅŸeyler yazmış. Avaz da o Türkolog'un yazdıklarından kopyala-yapıştır yöntemiyle haberi patlatmış.

Ne güzel öykü deÄŸil mi? Peki bu öyküde sizce en çok ne eksik? Organizasyon kabiliyeti mi, partnerler mi, planlama yetersizliÄŸi mi?

Evet hepsi ve hayır hiçbiri. Bosna'ya dair bilgisini 'yerelleÅŸtirmeyi' baÅŸarmış kurumlarımızdan ve insanlarımızdan bilgi almayan, BaÅŸçarşı-Mostar-köfte üçgenini bilince 'Bosna'yı biliyorum' sanan onlarca kurumumuzun başına gelen, son olarak da EskiÅŸehir'in başına gelmiÅŸ. Hepsi bu.

Çok küçük bir örnek olsun diye söylüyorum. Saraybosna'daki Yunus Emre Enstitümüz 23 Nisan'da 5.000 BoÅŸnak çocuÄŸuyla Bosna gündemini tek başına ve EskiÅŸehir'in harcadığı paranın tahminen yirmide birine falan belirleyecek. 'YerelleÅŸmenin gücü' bu iÅŸte.

Sadece Bosna deÄŸil. Bir çeÅŸit emperyal şımarıklıkla 'küçük kardeÅŸ' saydığımız bütün halk ve ülkelere bakışımızı deÄŸiÅŸtirmek zorundayız. Bize ÅŸanlı geçmiÅŸten çok 'ortak gelecek' lazım çünkü. Aksi takdirde daha birçok Mirzalar 'anne, babamı piÅŸirebilir miyiz?' diye soracak. Biz de Mirza babasını yiyip de savaÅŸ bitince oraya gidip 'eskiden buralar'... diye baÅŸlayacağız söze.

Ne diyordu Mozart:

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.