Sosyal Medya

Makale

Samimiyet - Kalb sesi

Bu seneki Kutlu DoÄŸumGünleri, Rasulllah Efendimiz’in (sallallahü aleyhi ve sellem) “samimiyet çaÄŸrısı”nı toplum gündemine taşıma zemini olacak.

Toplum gündemine, yani birim insanın veya toplulukların kalb gündemine.

Samimiyet bir kalb sesidir çünkü. Kalb eylemidir.

“Din Samimiyettir” buyuruyor Rasulullah.

Sözün muhatabı “dindar insan”dır.

Sonra devamı var:

“Allah’a karşı, Allah’ın kitabına, Peygamberine karşı samimiyet. Ä°darecilere karşı samimiyet ve tüm mü’minlere karşı samimiyet.” 

AÅŸağı yukarı bir insanın inanç dünyasından toplumsal iliÅŸkilerine kadar bütün alanları kapsayan bir çerçeve sunuluyor önümüze ve “Dindar olmak, tüm bu alanlarda samimi olmayı gerektirir” hükmüne varılıyor.

Samimi olmak ne demektir?

Yapılacak iÅŸin görünen yüzü ile arka planının aynı olması ve iÅŸin sonunda “Allah için olması” demektir.

Ä°ÅŸin, arka planında bir baÅŸka neden için -kiÅŸi veya grup çıkarı için- kullanılıyor olmaması demektir.

Peygamberimizin bir baÅŸka hadisi ÅŸeriflerinde insan davranışlarının içindeki niyete baÄŸlı olarak deÄŸer kazanacağı belirtilir.

Ä°ÅŸin deÄŸerini, Allah Teala nezdindeki anlamı belirler. Niyet de dıştan görünmese bile, Allah Teala tarafından görülen ÅŸeydir. Samimiyet sorgulaması, bir anlamda niyet sorgulamasıdır.

Bir de şunu belirtebiliriz bu niyet - samimiyet hesabında:

Elbet bir gün, her inananın insanın inanç çerçevesi içinde yer alan “likaullah - Allah Teala ile buluÅŸma anı- günü - zamanı”nda niyetler açığa çıkar.

Yine Peygamberimizin mü’minlere verdiÄŸi bir haber, mahÅŸer ortamında cihad edenin cihadının, infakta bulunanın infakının, alimin ilim öÄŸretmedeki niyetinin sorgulanacağını ve “Allah için olmayan” iÅŸlerin üstünün çizileceÄŸini ortaya koyuyor. Yani bazen cihadda can verip, karşılık alamamak gibi bir “samimiyetsizlik” durumu olabilir.

Kur’an’dan bir ayeti ya da Allah rasulü’nden bir hadisi ÅŸerifi bugün okumanın, bugüne yönelik bir mesajı, özel algılaması olabilir.

“Din samimiyettir” sözünün bugün okunması da, inanan insanlara, “Din ile iliÅŸkinize bakın” gibi bir mesaj taşıyor hiç kuÅŸkusuz.

Allah ile ilişkilerinize bir bakın.

Allah’ın kitabı ile iliÅŸkilerinize bir bakın.

Allah’ın elçisi ile iliÅŸkilerinize bir bakın.

Meşru idarecilerle ilişkinize bir bakın.

Ve tüm Müslümanlarla iliÅŸkinize bir bakın.

Ben bazen diyorum ki, “Acaba Allah’ın ayetlerini ya da Peygamberimizin sözlerini birbirimizi dövmek için kullanıyor muyuz?” mesela...

Allah Teala bunu görünce -ki mutlak surette görüyor- ne diyordur bize?

Peygamberimizin, “Ä°hsan kıvamı” diye nitelediÄŸi, “Allah’ı görüyormuÅŸ gibi yaÅŸamak” diye bir hayat disiplini var. “Biz onu görmesek de O bizi görmektedir” buyuruyor Allah Rasulü.

Bu bilinçle yaşıyor olsaydık, kalbimizden geçene Allah Teala’nın her an vakıf olduÄŸu bilincimiz diri olsaydı, yine de, Allah Teala’yı yanlış bir iÅŸimize ÅŸahit olarak göstermeye cür’et edebilir miydik?

Biliyorum, her birimizin insani zaafları var, her iÅŸte samimiyeti kuÅŸanmak, ciddi bir kalbi çabayı gerektiriyor. Allah Teala Kur’an’da “Hevasını tanrı edineni gördün mü?” uyarısını yapıyor. Yani insan, kendi tutkularını tanrılaÅŸtırabiliyor kimi zaman. Kendi tutkularını tanrılaÅŸtıran insan, gülük hayatı içinde nasıl derin savruluÅŸlar içine girmez ki?

Burada sevgili Peygamberimizin “Din samimiyettir” sözünü de baÅŸkalarını dövmek için kullanmak gibi bir davranıştan Allah’a sığınırım. Åžunu söylemek istiyorum:

Müslümanlar olarak hepimiz, kalblerimizi bir “Samimiyet MR”ına soksak diyorum. Sonra da firelerimizi görsek ve Allah’ın huzuruna götürülecek hayat defterlerimizde “samimiyeti yaralı” olanların tamirine yönelsek... Samimiyeti yaralı davranışlar, bir anlamda “Defolu davranışlar”dır Yaratan nezdinde. Herhangi bir insanda ne kadar defolu davranış varsa o kadar defolu bir kiÅŸilikten söz edilebilir.

Dünya sınavı samimi Müslüman olabilme sınavı dense yanlış olmaz.

Samimiyetsizlik ise bir muhteva boşalmasıdır. Ameli sıfırlama durumudur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.