Makale
Biz susarsak coÄŸrafya susar
Türkiye büyüdükçe OrtadoÄŸu hareketlendi. Türkiye güç kazandı, cesaretini hissetti, bütün bölgede deÄŸiÅŸim rüzgarları esmeye baÅŸladı. Ne zaman ki Türkiye yeniden içe kapanmaya zorlandı, enerjisini iç sorunlara harcamaya baÅŸladı coÄŸrafyadaki deÄŸiÅŸim dalgası zayıfladı, kırıldı.
Bugün Mısır cuntasının 529 kiÅŸiye verdiÄŸi idam cezalarını tartışıyoruz. Bu halde bile, aylardır kör bir kavgaya mahkum edilsek bile, bu kavga yüzünden çevremize bakamayacak hale getirilsek bile bunu biz tartışıyoruz, biz tepki gösteriyoruz.
Arap dünyası suskun, Arap medyası suskun, ABD ve Avrupa siyaseti, kurumları, medyası, insan hakları kuruluÅŸları suskun. OrtadoÄŸu'nun en büyük demokrasi çıkışını yok edenler, kitlesel kıyım görüntüsü veren idam kararlarına, cunta rezaletine utangaç da olsa tepki vermekten uzak.
Türkiye'de, yakın çevremizde, 'kriz coÄŸrafyası', 'fay hattı' olarak tanımlanan ülkelerde genç kuÅŸaklar Batı'ya, yüz yıldır bize ve bu ülkelere dayatılan anlayışa, zihin esaretine karşı derin bir sorgulama baÅŸlatmalı, tarihi bir meydan okuma ÅŸekli geliÅŸtirmeli.
GeleceÄŸimizin sadece ve sadece kendi ellerimizde olduÄŸunun idraki ülkeden ülkeye, toplumdan topluma, nesilden nesile aktarılmalı, coÄŸrafya tarihi tersine çevirecek bir çıkış yolu bulmalı. Diktatörlüklerin, zorbalıkların, fakirliÄŸin ve adaletsizliÄŸin kader olmadığına dair coÅŸkulu bir bilinç oluÅŸturulmalı.
Gezi olaylarından bu yana Türkiye'yi içe kapatmaya yönelik giriÅŸimler maalesef kısmen de baÅŸarılı oldu. Türkiye, içerideki krizle boÄŸuÅŸmaktan çevresine bakamaz hale getirildi. Hükümeti düÅŸürmekten darbe yapmaya kadar her uÄŸursuz giriÅŸimin arkasında yer alan çevrelerin son derece bilinçli, kapsamlı bir senaryo çerçevesinde hareket ettiklerini düÅŸünüyorum. Siyaseti felç etmek, ekonomiyi çökertmek, toplumsal krizleri tekrar canlandırmak gibi ülkeyi intihar noktasına sürükleyenlere bu ağır suçun sorumluları olduÄŸu mutlaka hatırlatılmalı.
Son dört aylık mücadelede, devleti ve hükümeti köÅŸeye sıkıştırmaya çalışan inisiyatif kesinlikle bir cemaat öfkesiyle sınırlı deÄŸildi. Kendi geleceÄŸi için ülkeyi yakmayı bile göze alabilenlerin adlarının, tarihin en büyük casusluk operasyonuyla birlikte anılması ibretlik bir durumdur. Türkiye içinde binlerce bireyi fiÅŸleyenlerin, devleti de fiÅŸlediklerini, ülkeye diz çöktürmek isteyenlere malzeme servis ettiklerini unutmamak lazım. Aslında senaryo çok büyük. Senaryonun gerçek hedefinin; Türkiye'nin son yıllarda çevresindeki ülkeler ve toplumlar üzerinde oluÅŸturduÄŸu o güçlü siyasal söylem, deÄŸiÅŸim dalgası olduÄŸunu da…
BaÅŸlatılan dinleme ve casusluk soruÅŸturmaları, çok daha çarpıcı gerçekler sunacak bize. Belki o zaman ne kadar ürkütücü bir durumla karşı karşıya bırakıldığımızı daha iyi anlayacağız. Ä°çiÅŸleri Bakanı Efkan Ala'nın sözlerine bakılırsa, yüz seksen civarında soruÅŸturma dosyası var. Bunların büyük oranda dinleme ve casusluk konulu olduÄŸundan ÅŸüphe yok.
Zaten dinlemelerin hepsi ya ÅŸantaj içindi ya bir yerlere servis için. Aslında her ikisi içindi. NSA'nın küresel çapta casusluk ağının Türkiye ayağını oluÅŸturanlar, aldıkları ihaleyi yerine getirirken içeride de devleti ve toplumu yeniden dizayn etmeye giriÅŸmiÅŸler.
Ä°ÅŸte bunlar, Türkiye'yi eskiden olduÄŸu gibi yeniden içe kapanmaya zorladı. OrtadoÄŸu'daki geliÅŸmelere bakamadık bile. Kuzeyimizde Kırım Ukrayna'dan koparılıp Rusya'ya baÄŸlandı, bakamadık bile. Ukrayna fiilen parçalandı, Karadeniz'in kuzeyinde DoÄŸu Avrupa'dan Kafkaslara kadar yeni bir kriz haritası oluÅŸtu, dikkat edemedik bile.
Türkiye susturuldu. Kuzeyimizde Rusya ÅŸovu baÅŸladı. Avrupa ile Rusya arasında müthiÅŸ bir restleÅŸme, kapışma yaÅŸanıyor. Dünyanın dikkati OrtadoÄŸu'dan Türkiye'nin kuzeyine kaydı. Moskova'nın Ukrayna'da yapıp ettiklerine karşı Güney Kafkaslarda bir hareketlilik, Bulgaristan ve Romanya'da ABD askeri hareketliliÄŸi, bugüne kadar krizlerden uzak tutulan Karadeniz'de gerilimler baÅŸlayabilir. ABD ve Avrupa'nın genel durgunluÄŸuna karşı Asya'da müthiÅŸ geliÅŸmeler izliyoruz. Rusya'nın hem Kuzeyimizde hem de OrtadoÄŸu'daki manevralarına cevap bile verilemiyor.
OrtadoÄŸu'da eski yönetim tarzı tekrar ipleri eline alırken, zorba rejimler tekrar güç kazanırken, en hareketli olması gerektiÄŸi dönemde Türkiye'nin sinir sistemini felç edenler kimler adına ne görevler üslenmiÅŸ olabilir? Bunun ciddi biçimde sorgulanması lazım. Türkiye'nin, yüzleÅŸmek zorunda bırakıldığı felaket senaryosunu iyi anlaması, sorumlularından hesap sorması lazım.
BaÅŸlatılacağı söylenen soruÅŸturmaların neden casusluk ve dinleme odaklı olduÄŸu bu yüzden önemli. Bütün ülkeyi ABD, Avrupa ve Ä°srail istihbaratına gammazlayanların, nasıl bir ihanet içinde olduÄŸu kamuoyuna gösterilmesi lazım. BaÅŸka ülkelerin istihbarat faaliyetleri için kendi ülkesine ihanet eden suçluların ifÅŸa edilmesi lazım.
Türkiye'nin içerideki bu yapılanmadan bir an önce kurtulup, onları tasfiye edip baÅŸlattığı uzun yürüyüÅŸü devam ettirmesi lazım. Özgürlükleri alabildiÄŸine geniÅŸletip, ekonomik ve siyasi istikrarı güvence altına alması, yakın çevresinde yeniden deÄŸiÅŸim dalgaları oluÅŸturması, bölgesel dönüÅŸümün öncülüÄŸünü devam ettirmesi lazım.
Biz susarsak bütün coÄŸrafya susar. Biz susarsak yüzyıllık uyku ve esaret yeniden baÅŸlar. Biz ayaÄŸa kalkarsak, saÄŸlam adımlarla yürürsek omuz omuza yürüyeceÄŸimiz çok ülkenin olduÄŸunu göreceÄŸiz.
Yüz yıl sonra kendine gelen bu ülkeyi, bu milleti tekrar dar alanlara hapsetmeye yönelik bütün giriÅŸimler boÅŸa çıkarılmalı. Küresel güç haritasının yeniden ÅŸekillendiÄŸi, DoÄŸu-Batı arasındaki güç farkının hızla yok olduÄŸu bir dönemde, Türkiye'yi diz çöktürmeye yönelik her giriÅŸim ihanettir.
Mısır'da idamları tartışırken, OrtadoÄŸu'da demokrasi mücadelesinin neden baÅŸarılı olamadığını sorgularken, aynı dönemde Türkiye'nin neden susturulmaya çalışıldığına bakmalıyız. Bu zamanlamaya dikkat etmeliyiz. Türkiye'de olup biten münferit gibi görünen hareketleri bu büyük resimle birlikte anlamalıyız.
Unutmayın, biz yürürsek coÄŸrafya yürür. Biz susarsak onlar da susacak.
Henüz yorum yapılmamış.