Sosyal Medya

Makale

529

Yakın tarihe meraklıysanız Ä°stiklal Mahkemeleri rezaletinden haberdarsınızdır. Bir mahkemeden çok, infaz kurulu olarak hareket eden ve daha önceden alınmış kararları uygulamaktan baÅŸkaca bir iÅŸi olmayan bu mahkemeler, T.C tarihine 'utanç kurumları' olarak geçmiÅŸtir. Ä°nsanlara eziyet etme bakımından son derece eÅŸitlikçi bir tavır sergileyen Kemalist diktanın Ä°slamcı, Alevi, Kürt, gazeteci, entelektüel diye ayırmadan adam astığı Ä°stiklal Mahkemelerini, dönemin Vatan Gazetesi baÅŸmuharriri Ahmet Emin Yalman, ÅŸöyle tanımlamıştır: 'Takım takım ölüm cezaları veren ve hükümlerini kimseye sormadan, kimseye hesap vermeden yürüten korkunç ihtilal mahkemeleri.'

Mahkeme deÄŸil, 40 kısım tekmili birden tiyatrodur Ä°stiklal Mahkemeleri. Halk arasında 'sanığın tedbiren idamına, ardından yargılanmasına' ÅŸeklinde dalga malzemesi yapılması bundandır. Hele 'Üç Aliler Mahkemesi' olarak bilinen ve verdiÄŸi idam kararları için TBMM onayı bile gerekmeyen Åžark Ä°stiklal Mahkemeleri gerçeÄŸi vardır ki zulmün katmerlisidir.

Bu, burada bir dursun.

Bilmem takip ediyor musunuz?

SeçilmiÅŸ meÅŸru hükümetine sahip çıktığı için direnen, bu direniÅŸinin karşılığını sokaklarda, camilerde, dükkanlarda öldürülerek alan mazlum Mısır halkının çilesi daha dolmadı.

90 yıllık Ä°hvan-ı Müslimin geleneÄŸinin olaÄŸanüstü bir çabayla 'ÅŸiddete bulaÅŸmadan' yürüttüÄŸü Mısır kıyamı, salak askeri cuntanın Mısırlı Müslümanları cezalandırmasına engel teÅŸkil etmedi. Sisi denen hokkabaz, 'nasılsa dünya bu konuda suskun' diyerek ÅŸiddetin dozunu artırdıkça artırdı.

14 AÄŸustos 2013'te, dünya tarihine 'Kanlı ÇarÅŸamba' olarak geçen o büyük katliamda, hatırlayacaksınız, resmi rakamlara göre 500, gayri resmi rakamlara göre 3.000'i aÅŸkın insan ÅŸehit edilmiÅŸ, on binlerce insan da yaralanmıştı. Mısır askeri ve polisi, önüne geleni otomatik silahlarla taramıştı.

Ä°ÅŸte o gün, 'eylemlere katıldığı' gerekçesiyle yargılanan 1.900 kiÅŸilik gruptan 529'u hakkında idam kararı verdi mahkeme. Hangi gerekçelerle biliyor musunuz: 'Bir polis memurunu öldürme, iki polis memurunu öldürmeye teÅŸebbüs, kamu malına saldırı, bir polis karakolunun ateÅŸe verilmesi, kamu düzeninin bozulması.'

Yanlış anlamıyorsunuz. 1 polis memuru öldürüldüÄŸü için 529 insan idam edilecek. Analar ne diktatörler doÄŸuruyor deÄŸil mi?

Muhtemelen, idamına karar verilenlerin temyiz istekleri kabul edilmeyecek, ardından Mısır müftüsü bu idam kararlarını tıpış tıpış onaylayacak ve modern dünyanın gözleri önünde 529 insan infaz edilecek.

Ne tuhaftır ki, AÄŸustos ayında 'Sisi, 5 vakit namazını kılıyormuÅŸ, hanımı da baÅŸörtülü imiÅŸ; âlâ' yazan proteston liderlerimiz, 'Mısır'da darbe olmaz, asker Ä°hvan'dan yana' yazan BoÄŸaziçili profesörlerimiz, 'Ä°hvan ÅŸiddete bulaÅŸmamalı, otoriteye itaat etmeli' yazan aşırı entel köÅŸe yazarlarımız, ezcümle bilumum ne idiÄŸü belirsiz OrtadoÄŸu uzmanlarımız bu 529 idam konusunda üç maymuna taÅŸ çıkartacak bir performans sergiliyorlar.

'Tuhaftır' dedim deÄŸil mi? Çok özür dilerim. Aslında ortada tuhaf bir durum yok. El Kaide kafa kesince 'yivrannnç' diye kıvranan, Esad kimyasal saldırı yapınca 'aslında ÅŸöyle oldu, yok aslında böyle oldu' yazarak kıvıran dansöz tıynetli bu kalemler Mısır konusunda da kendilerine verilen görevi icra ediyorlar.

Mısır konusunda, Suriye konusunda, DoÄŸu Türkistan konusunda, Orta Afrika konusunda üzerine düÅŸeni yapmayan bizleriz. Müslümanlara adam gibi sahip çıkamayan, dünyanın dikkatini çekemeyen bizleriz. O kadar alışmışız ki yaÅŸam konforumuza, iki tweet atmanın, yarım ağız bir dua etmenin dışında hiçbir ÅŸey yapmıyor, ortaya gerçek bir tepki koymuyoruz.

Belki de 'onların başına gelen bizim başımıza gelmez' cümlesinin getirdiÄŸi sanal bir rahatlıktan kaynaklanıyor bu tepkisizliÄŸimiz. Oysa ÅŸairin o eÅŸsiz ifadesiyle, 'kim var diye sorulduÄŸunda sağına ve soluna bakmadan ben varım' diyebilmemiz gerekiyor.

Biz deÄŸiÅŸmezsek, dünya deÄŸiÅŸmeyecek çünkü.

Ne diyordu Bunuel:

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.