Sosyal Medya

Makale

Millet halka karşı

Cumhuriyetin ilk yılları... Bir grup üniversite öÄŸrencisi 'ülkelerini tanımak' için kasaba kasaba, köy köy dolaşıyorlar. Orta Anadolu'nun bir köy yolunda, yolun tam ortasına devrilmiÅŸ koca bir aÄŸaçla karşılaşıyorlar. Ä°lerdeki bir aÄŸacın altında da baltası omzunda, çubuÄŸu aÄŸzında bir amca oturuyor. Gençlerden biri soruyor: 'Amca, sen bu aÄŸacı yolun ortasına devirmiÅŸsin, ama halk nerden geçecek?' Amca, hiç istifini bozmadan, yolun yanındaki patikayı iÅŸaret edip cevap veriyor: 'Halkı boÅŸ ver yeÄŸenim, millet ÅŸu patikadan geçer.'

Bu, burada bir dursun.

Milletiz biz. Patika yollardan da olsa yürümeyi bilir, beceririz. Halksa yolun ortasındaki aÄŸaca bakıp 'nerden geçeceÄŸim' diye düÅŸünür. Hepsi budur.

Milletiz biz. Arada hatırlarlar bizi. Genelde seçimlerin hemen öncesine denk gelir bu hatırlamaları. Bir matematiksel toplamın içine dahil eder bizi istatistik ilminden anlayanlar. Sosyologlar bizim üzerimizden büyük büyük okumalar gerçekleÅŸtirirler. 'Fakir alt sınıfın Türkiye'nin siyasi yönelimlerine etkileri' baÅŸlıklı tezlere konu ederler bizi.

Halka göre biz, makarna, pilav, ekmek gibi saÄŸlıksız gıdalarla karnımızı doyurduÄŸumuz için milletizdir. Boyumuzun uzamaması, aklımızın çalışmaması bundandır.

Åžehrin kenarlarında tutunuruz hayata. Åžahane yazar Barış Bıçakcı'nın ifadesiyle 'bayram günlerinde ÅŸehir içi ulaşım ücretsiz olunca' ineriz ÅŸehre.

Temizlikçilik, fabrika iÅŸçiliÄŸi, küçük esnaflık, memurluk, maden iÅŸçiliÄŸi, güvenlik gibi iÅŸlerde çalışırız. AkÅŸam ya camiye ya cem evine ya iki bira çakmak için o boÅŸ araziye gideriz.

'OÄŸlunuz öldü' derler bize. 'Bir kurÅŸun isabet etti, bir gaz kapsülü çarptı, oÄŸlunuz öldü.'

OÄŸullarımız ölür bizim. DaÄŸa çıkar bazıları, bazıları daÄŸa çıkanların peÅŸinden çıkar aynı daÄŸa. Bazıları sokak ortasında bir gaz kapsülüyle can verir. Bazıları o oÄŸlumuzun cenazesinde bir baÅŸka oÄŸlumuzu öldürür. OÄŸullarımız ölür bizim.

OÄŸullarımız ölünce ayakkabısı bizim bir aylık maaşımızdan fazla birileri çıkıp 'bizim aydınlık geleceÄŸimiz için öldü' yazınca içimizin acısı soÄŸumaz.

Milletiz biz. Aramızdaki o yapma duvarlar olmadan anlaÅŸmamızı istemez halk. Kendileri kimliksizlikleriyle, dünya vatandaşı olmakla, ideolojiler üstü davranmakla övünüp dururlarken bize 'sen Sünni'sin, sen Alevi'sin, sen Kürt'sün, sen Türk'sün; sen AK partilisin, sen CHP'lisin; sakın unutma' derler.

Unutamayız ki. Unutmamıza izin vermezler ki.

Kemalizm'in 'tehlikeli uyruk' diye nitelendirdiÄŸi uyruklarımızla yaÅŸar gideriz. Tüm aÅŸağılamalara, tüm üstten bakışlara, tüm kendini beÄŸenmiÅŸliklere 'eyvallah' demek zorundayızdır.

Misal onlar esrar içince 'sanatsal üretimimi tetikliyor ÅŸekerim' derler birbirlerine. Biz içersek mutlaka keÅŸizdir ve mutlaka analarımız doÄŸurup doÄŸurup sokaÄŸa atmıştır bizi.

Misal reiki kursundan çıkıp jiplerine yürürlerken 'zaten o çocuk bir tuhaf. Namaza falan baÅŸladı' diye konuÅŸurlar arkamızdan.

Misal 'cem evine gittim merakımdan, inanır mısın camideki çorap kokusunun aynısı' derler Kıbrıs'taki kumarhanenin gürültüsü içinde.

Milletiz biz. Yarın seçim sandıklarına gideceÄŸiz. Verili kimliklerimizle, tehlikeli uyruklarımızla gideceÄŸiz. Birbirimize pis pis bakıp 'kesin bilmem hangi partiden bu' diyeceÄŸiz. Oy atacağımız okula doÄŸru yürürken 'ülkemizi, dünyamızı kurtarma görevi bir kez daha bize verildi' diye düÅŸüneceÄŸiz.

Seçim akÅŸamı, tarhanaya, memleketten gelen peynire, ekmeÄŸe ve mevsim salatasına ÅŸükredeceÄŸiz.

Ertesi gün okulumuza, fabrikamıza, atölyemize, dükkanımıza doÄŸru yola çıkacağız uykuya doymamış gözlerle.

Halk, daha seçim gününün akÅŸamında 'bizim üzerimizden' tekrar ve tekrar, tekrar ve tekrar yapacak planlarını.

Bizse, her zaman olduÄŸu gibi kendimize bir patika yol bulup oradan ilerleyeceÄŸiz usul usul.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.