Sosyal Medya

Makale

Kırım savaşı: Karadeniz Basra Körfezi'ne dönüşür

Karadeniz'in kuzeyinde dünyayı ikiye bölen, derin bir restleÅŸmeye iten küresel ölçekte bir krizimiz var.

Moskova, 16 Mart'ta bağımsızlık referandumunu kabul eden Kırım'ın Rusya'ya baÄŸlanmasını dün onayladı. Rus lider Vladimir Putin, dünyaya meydan okuyan bir konuÅŸma yaptı ve Kırım'ın Sovyetler döneminde, 1954'te yapılan bir yanlışlık üzerine Ukrayna'ya verildiÄŸini, Rusya'ya ait olduÄŸunu ve bundan vazgeçmeyeceklerini açıkladı.

Ukrayna krizi sonrası Soçi'de yapılacak G-8 Zirvesi'ni askıya alan Batılı ülkeler ise Putin'e, 'Rusya'yı zenginler kulübünden çıkardıklarını' duyurarak karşılık verdi.

SoÄŸuk SavaÅŸ sonrası ilk kez böyle bir krizle yüzleÅŸiyor dünya. Sovyetler BirliÄŸi'ni parçalayan irade, ikinci kez bir dağılma süreci öngörüyordu. Bugünkü Rusya Federasyonu üyelerinin içinde bulunduÄŸu bazı bölgeler de ayrılacaktı ve Rusya'nın imparatorluk hedefleri yok edilecekti. Ancak böyle olmadı. Rusya güçlü çıktı. Kendini toparladı. YavaÅŸ yavaÅŸ sınırlarının ötesine, okyanuslara yeniden açıldı. Son Suriye krizinde ise OrtadoÄŸu'da deÄŸiÅŸmez aktörlerden biri olduÄŸunu deklare etti.

Ä°LK KEZ DOÄžRUDAN HESAPLAÅžMA

Ancak bu sefer durum farklı. Stratejik güç yarışı bugüne kadar hep üçüncü ülkeler üzerinden yapıldı. Ä°lk kez BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri arasında doÄŸrudan bir kriz patladı. Krizin hedefi ilk kez bir daimi üye oldu. Artık bu güçler üçüncü ülkeler üzerinden deÄŸil doÄŸrudan hesaplaÅŸma yaşıyor.

Moskova, Kırım meselesi üzerinden Sovyet sonrası Batı'ya en güçlü meydan okumayı yapıyor. Elindeki kartlar çok güçlü, bu gücün farkında, stratejik aklı bu sefer Batı'nın çok önüne geçmiÅŸ durumda.

Ukrayna'yı ayaÄŸa kaldıran ABD ve Avrupa, Moskova'nın sessizliÄŸine aldandı. Putin'in SoÄŸuk SavaÅŸ dönemini andıran taktiÄŸini göremedi. Rusya'nın bu kadar öne çıkmaya cesaret edeceÄŸini düÅŸünemedi. Daha sessiz ve çekingen bir tavır bekledi. Böyle düÅŸündüÄŸü için de Ukrayna'da 'şımarıkça' eylemlere giriÅŸti.

Putin geri adım atmazsa, Batı'nın Asya güçlerine karşı stratejik üstünlüÄŸü çok ağır darbe alacak. ABD'nin, Ä°ngiltere'nin, Fransa'nın küresel güç imajı yara alacak. Amerikan rüyası Kırım'da topraÄŸa gömülmüÅŸ olacak.

Pekin'in Kırım meselesinde Rusya'ya arka çıkması, Japonya'nın tereddütsüz ABD safında yer alması, meselenin Kırım'ın çok ötesinde küresel ölçekte bölünme ve kriz boyutunu öne çıkarıyor.

Ukrayna'nın Rusya karşısında pek seçeneÄŸi yok. Askeri gücünü harekete geçirmesi sembolik bir anlam ifade ediyor. Aslında ABD ve Avrupa'nın durumu da Ukrayna'dan farklı deÄŸil. Ekonomik ambargo meselesini iyi deÄŸerlendirmek lazım. Küresel ekonomiyi hala elinde tutan güçler, Moskova'yı bu noktadan sıkıştırabilir. Ancak Asya ekonomileri için ambargo hiçbir ÅŸey ifade etmeyecektir. Rusya'nın 'kaynak' ekonomisi bu ambargoya direnecektir. Dahası bu yaklaşım zaten krizde olan Batı ekonomilerini daha da zora sokacaktır.

TÜRKÄ°YE DÄ°KKAT: UKRAYNA TUZAÄžA DÜÅžTÜ

Bütün boyutlarıyla olayı anlamaya çalışıyorum. Ancak Ukrayna'nın bu tuzaÄŸa nasıl düÅŸtüÄŸünü anlamıyorum. Bir ülke, hele yanı başında Rusya varsa, ABD ve Avrupa'nın böyle ucuz kampanyalarına nasıl teslim olur? Bile bile, ülkenin bölüneceÄŸi ortadayken nasıl böyle bir maceraya giriÅŸir.

Ama Türkiye'de olanlara bakınca, ülkelerin, kitlelerin, belli siyasal çevrelerin mobilizasyonun ne kadar kolay olduÄŸunu, güçlü istihbarat ağının yönettiÄŸi kamuoyu çalışmalarının ülkelerin geleceÄŸini nasıl tehlikeye atabildiÄŸini görüyorum.

Ukrayna halkı, kendilerine yönelen, kurtuluÅŸ umudu satan, sonrasında da ülkeyi bölen istihbarat operasyonu hakkında soruÅŸturma baÅŸlatılması çaÄŸrısı yapmalı. Bu iÅŸin faillerini, organizatörlerini vatana ihanetten yargılamalı. Ülkeyi bölen bu senaryoya zemin hazırlayanlardan hesap sormalı.

EndiÅŸem, Kırım üzerinde baÅŸlayan DoÄŸu-Batı restleÅŸmesinin vahametini kavramaktan aciz oluÅŸumuz. Olay gerçekten ciddi ve çok yakında baÅŸka ağır sonuçları da ortaya çıkacak. Atlantik güçleriyle Asyalı güçler arasındaki boy ölçüÅŸmenin bedelini bir çok ulus, topluluk ve ülke ödeyecek. Hiç ummadığımız yerlerde yeni çatışmalar patlayacak, yeni krizler inÅŸa edilecek.

DoÄŸu-Batı bölünmesinin en önemli sonucu BM üzerinde olacaktır. Çünkü Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri ilk kez birbirleriyle doÄŸrudan bir mücadeleye girmiÅŸtir. BM'nin misyonu asıl bundan sonra sorgulanacak, bu sorgulama örgütün yapısını da deÄŸiÅŸtirecektir.

TÜRKÄ°YE'YI ÜÇ AYDA MAHVEDENLER

Türkiye ancak seçim sonrası durumu net olarak ölçebilecek. Üç aydır ülkeyi bunalımdan bunalıma sokan çevrelerin Türkiye'yi nasıl kör ettiÄŸini burada da görüyoruz. Cemaat ya da çevre hassasiyetleri ile devletle hesaplaÅŸmaya girenlerin üç ayda Türkiye'yi ödettiÄŸi bedelin muhasebesini elbette birileri yapacak.

Karadeniz Basra Körfezi'ne dönüÅŸebilir. Kuzeyimiz çok ciddi çatışma ve istikrarsızlık bölgesi olabilir. Özellikle Karadeniz'e kıyısı bulunan DoÄŸu Avrupa ülkeleri ateÅŸe atılabilir.

Siz siz olun, Ukrayna'yı mahveden istihbarat operasyonlarına karşı tetikte olun. Türkiye'nin bugün yaÅŸadığı sıkıntıların da benzer bir boyutu olabileceÄŸini not edin.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.